Bu hafta 12 askerin şehit haberi geldi. Öncelikle ailelerine baş sağlığı ve metanet diliyorum. Gencecik çocuklarımızın hayatlarından olmamasını ise en içten dileklerimle dile getiriyorum. Her şehit haberinde olduğu gibi bunda da ailelerini gördüğümüzde yüreğimiz paramparça oldu. Ancak elbette ki ailesi kadar değil, olamaz da.
Sadece sayılardan mı ibaret yiten gencecik canlar? Kesinlikle değil. Bir kişi ile bir milyon arasında ne fark var bir şehit ailesi için? Bu yüzden bir kocaman bir rakamdır. Nice emektir, bir annenin babanın yıllarıdır, hayalleridir.
Bana ne olur kızmayınız, kutsamayacağım bu acıyı. Gurur duymuyorum, okurken içim paramparça oluyor. Videolarını izlemeye bile dayanamıyorum, nefret ediyorum ayakkabıları olmayan, evinin sıvası bile yapılmamış, halen sobayla ısınan evlerini görmekten. Gözünün bebeği oğluyla bir fotoğraf çekinmiş babası, cenazesinde de aynı kıyafetler var üzerinde. Utanıyorum, bu yüzden benim onların hayatını kaybetmeleriyle gurur duymam yüzsüzlükten başka bir şey olmazdı... İliklerime kadar utanıyorum!
Vatan sağ olsun, vatan sağ olsun olmasına da üstünde yaşayanlar değil mi o vatanı vatan yapan? Artık asıl vatanın üstündekiler var olsun diyeceğim. Kiminin yaşı benden bile küçük. Belki hiç yüzmedi, hiç sevdiğiyle bir tenhada buluşup gülüşemedi. Bekleyeni var, artık kavuşmak için ölümlerini bekleyecek aileleri var. Oğlunun mezar taşıyla dertleşen babalar var bu ülkede. O yüzden diyorum lanet olsun kutsadığımız gurura, en ufak hücreme kadar utanıyorum.
Bir, bir çok büyük bir rakam! Dilerim ayağına taş bile değmez ülkemin hiçbir çocuğunun. Dilerim dünyadaki hiçbir çocuğun ayağına taş bile değmesin! Artık gencecik insanlardan kahramanlık beklemediğimiz bir dünya dilerim. Bu yokluğu, bu acıyı, bu gururu artık keşke hiç kutsamak zorunda kalmadığımız bir an mümkün olsa...