Yakın zamanda evet ancak bundan 78 yıl önce ancak bir deha öngörebilirdi. Evet, deha olanlar öngörebilirdi. Atatürk, 1936 yılında Eskişehir Tayyare Alayını yaptığı ziyarette şunları söylüyordu: “Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın tayyaredir. Bir gün insanoğlu tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize haber yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.” (thk.org.tr)
Özellikle şu cümleye dikkat edelim. “Bir gün insanoğlu tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize haber yollayacaktır.” Atatürk burada sadece uçaklardan, uzay araçlarından mı bahsediyordu? Kafasındaki teknoloji neydi?
Savaş sırasında telgraf sistemini internet ağları gibi kullanan zekâ, uzaya gitmeden uzayı yürüyebileceğimiz bir teknolojiden bahsediyor. Sizce 2000 yıllarına varmadan keşfedeceğimiz bu teknoloji neydi? Tanıdık geldi mi? Sanal gerçeklik, yapay zekâ…
Telgraf, telefon ile başlayan süreç 2000’li yıllara geldiğimizde çok farklı bir noktaya geldi. Bilgisayar kontrolündeki robotlar yürüyor, koşuyor, zıplıyor, çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getiriyor. Bilgisayar ortamında oluşturulan kurgularla gerçek ve hayal birleştiriliyor.
Atatürk’ün dediği gibi bir gezegeni incelemek için NASA’nın robot geliştiriyor. Geliştirilen “Azim” robotu bizim yerimize gezegene gidiyor. Gezegene ayak basmadan, ilgili bilgiler bizlere ulaştırıyor. Dünyanın öbür ucundaki biriyle görüntülü görüşebiliyor, bir müzeyi sanal ortamda gezebiliyoruz.
Kıymetli okurlar, Atatürk’ün işaret ettiği gelecek geldi ve hatta geçiyor. Acil önlemler almalı ve teknoloji alanında yapılanmalara gitmek zorundayız. Atatürk’ün en önemli özelliği değişime inanmaktı. Değişimi bizzat başlatmaktı. Bulunduğu savaşlarda uçaklar vasıtasıyla atılan bombaların ve topuk kıranların yarattığı yıkımın farkındaydı. Hava hâkimiyetinin çok önemli olduğunu görmüş ve “İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar” demişti. Bizler ise hala okullarda “Teknoloji yararlı mı, zararlı mı?” münazaraları yapıyoruz. “Teknolojiyi nasıl üretken kullanmalıyız?” sorusunun yerine hala “Teknolojiyi ne kadar kullanmalıyız?” sorusuyla meşgulüz. Çocuklarımızı bu sığ sularda yorup kendi köşelerinde gizli gizli oyun oynamaya sevk ediyoruz. Tam tersine açın imkanları. Bir proje uğruna kullansın bilgisayarını, tabletini. Hedefler koyun, yardımcı olun, destekçi olun. Teknoloji annebabaya inat uzun süre zaman geçirilen boş bir meşgale olmaktan çıksın. Kodlama, robotik, yazılım derslerini her kademede eğitime dahil ederek üretken nesiller için gerekli düzenlemeleri yapalım.
“Batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temin.” için değişimi ve gelişimi gerçekleştirecek nesillere gerekli imkanları sunalım.