Olimpiyat tarihimize baktığımızda ilk madalya aldığımız 1936 Berlin’den 1984 Los Angeles’e kadar kazandığımız 42 madalyadan sadece 1’i güreş dışındaydı. O da atletizmde 3 adım atlamada Ruhi Sarıalp’in aldığı bronzla geldi. 1984 Los Angeles’te boks da işin içine girdi. 1988 Seul’da halter; Naim Süleymanoğlu dünya ve olimpiyat rekorlarıyla süslediği altın madalyasıyla listeye müthiş bir giriş yaptı. 1992 Barcelona’da Judo, hem de ilk defa bir kadın sporcumuz Hülya Şenyurt’un kazandırdığı madalya ile 5.branş oldu. Farklı bir branş için tam 3 olimpiyat bekledik. 2000 Sidney’de ilk kez olimpik olan tekvando, yine bir kadın sporcumuz Hamide Tosun ile madalya kazananlar arasına girdi.

Başka branşların ilk 6’ya katılması için bu kez tam 4 olimpiyatın geçmesini gerekti. Hatta pandemi nedeniyle 2021’e ertelenen 2020 Tokyo’nun seyircisiz olması bile 3 farklı branşın daha devreye girmesini engelleyemedi. Okçuluk, cimnastik ve ilk kez olimpiyata alınan karate de madalyalılar listesine adlarını yazdırdılar. Hatta 2020 Tokyo; Buse Naz Çakıroğlu’nun gümüşle olimpiyatta ilk madalya alan kadın boksör, Busenaz Sürmeneli’nin de bu dalda altın kazanan ilk sporcu olarak tarihe geçtiği bir turnuva oldu.

Aslında Tokyo olimpiyat oyunları, ülkemizin olimpiyat tarihine damga vuran bu dalların dışında farklı branşlara evrilmesinin başlangıcı oldu. Bunun diğer dallara sıçraması için ilk defa birkaç olimpiyat geçmesini beklemek zorunda kalmayacağını sporcularımızın Paris’teki performansları açıkça gösterdi.

İlk önce Tokyo’daki başarılarını sürdüren okçularımız, hem 2024 Paris’te, hem de takım sporlarında tarihteki ilk madalyamızı kazandırmayı başardı. Aslında madalya renginin gümüş olmasını engelleyen faktör ise oldukça ilginçti. Fransa ile yaptığımız yarı final karşılaşmasında setlerde 4-4 eşitlik olunca, takımlara 3’er atışlık hak tanındı. Bunda da eşitlik (27-27) bozulmayınca sonucu okların merkeze yakınlığı baz alınmasıyla oluşan milimetrelik fark, Fransa’nın şansı oldu. Ama 2.olan Fransızların merasim töreninde kendi bayraklarını Türk bayrağının altına alma hatası da ilahi adaletin tecelli etmesi olarak değerlendirildi.

Atıcılık madalyalı 10.branşımız oldu

Paris’te ilk gümüş madalyamız atıcılıktan geldi. Böylece atıcılık da yıllardır katıldığı olimpiyatlarda başarısını “piştik de geldik” diyerek bu kez madalya ile tescilleyen 10.branşımız oldu. Bu Türkiye’nin atıcılıkta ve aynı zamanda olimpiyatlarda takım sporlarında da aldığı ilk gümüş madalya olarak da tarihe geçti. Aslında bir gün öncesi 10 metre havalı tabanca karma takım elemelerinde 582 puanla olimpiyat rekorunu egale ederek ilk sırada finale kalan Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç ikilisi, madalyayı garanti etmişti. Dün yapılan finalde de madalyanın rengi belli oldu. Sırbistan’a 16-14 kaybeden milli atıcılarımız, son atışta şansızlıklarının kurbanı olarak birinciliği rakiplerine kaptırdılar.

Tabi ki evrilme sadece atıcılıkla kalmayacak. Eskrimde Nisanur Erbil ve kürekte Elis Özbay, branşlarında ülkemizi olimpiyatlarda temsil eden ilk Türk kadın sporcular olmakla yetinmeyerek, performanslarıyla da gelecek için umut verdiler.

21 yaşındaki milli eskrimci Erbil, olimpiyattaki ilk deneyiminde şanssız kura çekmesine rağmen ABD’li rakibini yenerek dikkatleri üzerine çekti. Ancak kadınlar bireysel kılıç çeyrek finale yükselme maçında dünya 2 numarası Fransız Balzer’e yenilerek oyunlara veda etti.

Geçen yıl kürekte U23 Dünya şampiyonluğunu elde eden Elis Özbay, Paris 2024 Olimpiyat oyunlarında tek çifte repesaj yarışını 2.olarak olarak tamamlayıp çeyrek finale yükselmişti. Milli kürekçimiz Elis, serisini 6.sırada tamamlayıp yarı finale kalamadı ancak sıralama yarışmalarına devam edecek.

Bu branşlarla birlikte artık voleybol, yüzme ve yelken branşlarında da tıpkı atıcılıkta olduğu gibi ama pişme süreçlerini daha kısa sürede tamamlayarak, madalyalara ulaşmalarını umutla bekliyoruz.