Geçtiğimiz gün Fenerbahçe - Galatasaray maçında yaşanılan skandal olayın halen etkisinden çıkamadık. Ulusal değerlerimize karşı yapılan bu hakaret iki ülke arasında oldukça büyük yarıklar açacaktır. Ancak Körfez Arap ülkelerinin gerici tutumları ve Atatürk’e kendilerince tepkili olmalarının tarihsel nedenleri var. Bu nedenleri inceleyelim.

Öncelikle Cemal Abdül Nasır’ın zamanında dediği gibi Araplar için ilerici ve gerici kavramı mevcuttur. Devlet yönetimi bakımından Körfez ülkeleri çağın gerekliliklerinden olabildiğince uzaktır. Devrimci kimliği ile ülkemizde de oldukça bilinen bir lider olan Nasır’ın bu sözleri aslında coğrafyayı anlamamız için oldukça önemli. Diğer Arap ülkelerinin siyasi evrimleri ile Körfez bu noktada bambaşka doğrultulara ilerlemişlerdir.

Parayla göz boyamaya dayalı bir rekabet anlayışına sahipler. Üretim yok, zengin petrol yatakları ile hazırdan yenilen büyük bir sermaye söz konusu. İnsanlığa bu durumun nasıl bir katkısı var? Bence yok... Küresel ısınma diye çevreci aktivistler kendilerini paralarken dahil oldukları iklim konferansı, YOK. Kadın konusuna hiç girmeyeceğim bile, girersem çıkabileceğimi düşünmüyorum!

Atatürk Körfez’de neden sevilmez? Kralcı rejimler için kocaman bir tehdittir. İnsanın insana kulluğunu bitirdiği için olsa gerek gerici ülkeler kendilerince tavır sahibi olmayı tercih etmişlerdir. Etsinler, bir yüz yıl daha unutamayacakları kallavi bir cevap aldılar. Cumhuriyet yazımı paylaştığımda da belirtmiştim, cumhuriyetimizin ilk yasakladığı şey cariyelik. İnsan hakları, eşitlik, özgürlük bu kavramların hepsini işleyen bir hukuk sistemi ile hayatımıza sokan Selanikli Efe’ye bin selam olsun. Seküler devleti ve seküler değerleri ile bizi dipsiz kör kuyulardan alan büyük Atatürk, seni bugün bir kez daha anladık...

Ancak bu olayların ülkemizdeki Araplara yansıması ise madalyonun diğer tarafı. Bu yüzden Körfez ayrımı yapmak istedim. Zihniyet olarak farklılıklarını vurgulamak oldukça önemli. Yoksa kendi komşularını bile anlamayan bir halk olarak büyük cümleler kurmaktan ötesine geçemeyiz.

Diğer yandan bu ülkeleri eleştirecek inanın tonlarca şey var ama bu yanıyla da ele alalım: Filistin meselesi. Filistin her geçen gün daha da yalnız kaldı. Bu konuda İsrail’in oldukça kaba tehdidinin ardından köşesine çekilen sevgili sermaye sahibi Körfez Arap ülkeleri, iki yüzlü tutumunuzla masum insanların daha çok katledilmesine başından beri sebep oldunuz ve halen oluyorsunuz. Bakın yine altını çizerek söylüyorum, bu ülkelerin politik duruşu tüm Arap dünyasından oldukça farklı. Halen bürokratik akla sahip bir ülkenin vatandaşı olarak bu ayrımı yapmak bir gerekliliktir.

Duruşları için bir Fenerbahçeli olarak kendi takımıma ve Galatasaray’a tebriklerimi sunuyorum. Karanlığın üstüne güneş gibi doğmaya devam edeceğiz!