Onlar Yaşam Çiçekleriydi…

Bir gazetede,uyuşturucuya bulaştırılmış tiner koklayan çocuklardan söz ediliyordu VAH Kİ VAH…

*

Çocuk istismarı had safhada;çocuk gelinler,kaçırılan çocuklar,çocuk cinayetleri nasıl bu hale geldi?Kimler bu yolu açtı HAYRET BİR ŞEY !!!

*

İşçi çocuklar,parçalanmış aile çocukları,hırsızlıkta kullanılanlar,suça itilen,teşvik edilen kimsesiz çocuklar…Bunlar bizim çocuklarımız değil mi ?

*

Cumhuriyet Pazar Eki’nde“Çocukluğun yok edilişi’’konu ediliyor:“Hani biz kalkınıyorduk!.Gelişiyorduk!.Değişim,dönüşüm dedik!.O kadar ilerliyorduk ki,cümle âlem bizi kıskanıyordu…”Peki niye bu hallere düştük?Niye önlenemiyor?

Köşenin yazarı Bekir Onur şöyle özetliyor durumu:“Üniversitelerinde çocukluk felsefesi,çocuk sosyolojisi,çocuk antropolojisi,çocukluk tarihi okutulmayan ülkelerde,çocukların başına gelen hiçbir şey şaşırtıcı değildir.’’Aydınlanmada gecikmemizin,bilgi toplumu olmaya direnişimizin,laikliği kavramadaki yetersizliğimizin şaşırtıcı olmaması gibi…

*

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"yi imzaladığı 20 Kasım 1989'dan bu yana her yıl 20 Kasım günü "Dünya Çocuk Hakları Günü" olarak kutlanıyor.

Merkezi İngiltere'de bulunan sivil toplum kuruluşu Save The Children'dan (Çocukları Kurtarın) yapılan açıklamada,Filistin'de öldürülen çocuk sayısının,dünya genelinde 2020, 2021 ve 2022'de meydana gelen çatışmalar nedeniyle,bir yılda yaşamını yitiren çocuklardan daha fazla olduğu belirtildi.Gazze’de saatte 5 çocuk öldürülürken;7 bebek bombalar arasında dünyaya gözlerini açıyor.

*

Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yaşanan devasa büyüklükteki depremin ardından yurt içinde yıkıma uğrayan şehirlerde anne ve babasını kaybeden çocuklarla,anne ve babası hayatta olduğu halde sosyal yetim sayılan çocuk sayısının 4.5 milyonu bulduğu açıklandı.

*

Yaşanan felaketlerin korkunç sonuçları bunlar.Çocuk hakkını gözetmek insanlık hakkını,emeğin hakkını,yaşama hakkını,yerin-göğün hakkını ve nihayet evrensel barış hakkını gözetmek demektir.

*

Çocuklarımızın geleceğimiz olduğu gerçeğini unutmayarak en önemli sorumluluğun öğretmenlerimize düştüğünü de bir kez daha hatırlatmak isterim.Öğretmenlerimiz,insan ruhunun gönüllü emekçileri.Öğretmenler okul sözcüğü özdeştir.Belki de, bu iki sözcük kadar birbirlerine yakışan çok az sözcük var ya da bu bağlamda olmazsa olmaz bir ikincisi yok gibi geliyor bana.Okuldur bizi öğretmenlerle buluşturan,öğretmenlerdir bize okulu da,eğitimi de sevdiren...

*

Çocukluk ve çocukluğa ilişkin her olgunun temelinde aile kavramı yatmaktadır.Ailenin nasıl yapılandığı çocuğa da,çocukluğa da yansımakta ve onu biçimlendirmektedir.Bu nedenle çocuklarımızı büyütürken,onları yetiştirirken gerekli özeni göstermeliyiz.En önemli pedagojik kuralın çocuklara çocuk olarak değil,insan olarak davranmak olduğunu unutmadan.Çocukların gülümsediği bir dünyadan daha güzel,daha büyülü bir cennet var mı?