Cumhuriyetimizin 101. yılı, tarihimizi anlama ve geleceğe öğüt verme fırsatı sunuyor. Bu kutlu yolda, Cumhuriyetimizin temel değerlerine bağlı kalabilmek ve gelecek kuşaklara bu mirası aktarmak en önemli görevimiz olmalı. Çünkü Cumhuriyet, bağımsızlık ve özgürlük ateşini yakan bir mirastır. Büyük başarılara ulaşmamızı sağlayan büyük Atatürk ve silah arkadaşları, bize geleceğe dair bir düşünce bıraktılar: “Cumhuriyeti yaşatmak ve daha da ileriye taşımak.”Ne yazık ki 1950’den bu yana bu görevi üstlenen iktidarlar bu amacı gerçekleştirmeyi başaramadılar.

Mazisi şanla dolu bu milletin varını yoğunu ortaya koyup bir kurtuluş mücadelesi vererek yeniden güçlü bir devlet olma azmini gösterip modern cumhuriyeti kurmasının 101. Yıl dönümünü kutluyoruz. Her 29 Ekim, bağımsız ve onurlu yaşama azmimizi tazelemenin ve el ele vererek geleceğe güvenle bakabilmenin bayramıdır. Cumhuriyet, Aziz Milletimizin binlerce yıllık tarihi boyunca gerçekleştirdiği en önemli atılımlardan birisidir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti bir yandan köklerine daha sıkı sarılan, diğer yandan, gövdesiyle birlikte geniş bir alanda güvenin, huzurun, umudun adı olan bir devlettir. 101. Yılında da Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü onun kahraman silah arkadaşlarını, kanlarıyla bu toprakları bize vatan yapan ve yaşadığımız şu günler de dahil olmak üzere bizlere canlarıyla, kanlarıyla hizmet eden aziz şehitlerimizi ve değerli gazilerimizi sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz.
 

Bugün Türkiye Cumhuriyeti, etrafında yaşanan başta terör ve bölgesel konular gibi bütün olumsuz gelişmelere, ekonomik krizler ile yaşadığımız deprem afeti vb nedenlerle demokratik gelişimini ve ekonomik anlamda kalkınma hızını bir türlü yakalayamadı. Bunda iktidarların gerçek anlamda kalkınmayı, refahı, eğitimi, sağlığı önceleyen tutum sergileyememeleri nedeniyle bugün içinde bulunduğumuz sarmaldan kurtulma çabaları boşa gitmektedir.

Cumhuriyeti koruma ve bu büyük sorumluluğun gereğini yerine getirme görevi her daim gençlerimizin üzerinde olmuştur. Çünkü Atatürk’ün çizdiği yolda, milli ve manevi değerlerine bağlı, dürüst, vicdanlı, akılcı, ileri görüşlü gençlere emanet edilen ülkemizin gençlere duyulan büyük güvene layık olacağına ve bu kıymetli mirası daha da değerli hale getirerek, nesilden nesile aktarılacağına olan inancımız da tamdır.

Geçmişte elde ettiğimiz başarılarla yetinmemeli, özellikle ülkemizin bütünlüğüne yönelik eylemlerin giderek yoğunlaştığı, dış tehditlerin dozunun arttığı bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeli, hep beraber el ele vererek kenetlenmeli, bölünmez bütünlüğümüze ve Cumhuriyetimizin bize kazandırdığı değerlere sahip çıkmalıyız.

Cumhuriyet; bir yönetim biçimi olmanın yanı sıra temel hak ve özgürlüklerin, demokrasinin, hukukun, adaletin, laikliğin ve kadın-erkek eşitliğinin de en temel yapı taşıdır. Buradan hareketle, Cumhuriyetin korunması ve güçlendirilerek yaşatılması; temel hak ve özgürlükleri, demokrasiyi, hukuku, adaleti, laikliği de korumanın yanı sıra gelecek kuşaklara daha çağdaş, demokratik ve kalkınmış bir ülkeyi emanet etmeyi de sağlayacaktır. Bugün, içerisinde bulunduğumuz süreçte, bu değerlere müdahalenin özünde Cumhuriyete yönelik bir saldırı olduğunun bilinci içinde, bağımsızlık ve demokrasiye olan inancımız ile Cumhuriyetin kazanımlarına sıkı sıkıya sarılmanın önemini daha iyi anlıyoruz.

Ülkemizin kuruluşunun, bağımsızlığımızın ve ulusal egemenliğimizin simgesi olan Cumhuriyetin ilanının 101. yılı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Cumhuriyet her zaman güçlenerek var olmaya devam edecektir. Eşit, adil, özgür,  açlık endişesinin kalmadığı ve toplumsal refaha ulaşılan bir gelecek umuduyla, yaşasın bağımsız, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti!