Eminim okumuşsunuzdur büyük usta Turgut Uyar’dan “Göğe Bakma Durağı” şiirini. Sahi en son ne zaman göğe baktınız? Yıldızları saymak çocukluğumuzda mı kaldı yoksa? Güzel yıldızları zaman yokmuşçasına izleme keyfini bizden önceki kuşaklara kaptırıp geçiştiremeyiz. Parasız yapabileceğimiz her şeyi keşfetmemiz lazım eyyyy ahali. Yaşıma veriniz efendim ayda bir de olsa sizlere sataşıp konuyu sulandırarak anlatmazsam uykularım kaçıyor.
Konumuza dönecek olursak sizlere didaktik bir metin sunmayacağım. Neden göğe bakmalıyız? Çünkü çok güzel. Peki yıldızları, günbatımını güzel yapan ne? Sanıyorum ki evrenin büyüklüğünü hatırlamak bizlere sonsuz bir huzur veriyor. Belki birkaç saniyeliğine kim olduğumuzu, sorunlarımızı, mutluluklarımızı, bu dünyaya ait ne varsa unutuyoruz. Evet, 14 Mayıs gecesini de unutuyoruz...
Peki modern insan ne sıklıkla gökyüzüne bakıyor? Bu konuda yapılan bir araştırma buldum. Haftada bir yahut bazı insanlar için ayda iki kez gökyüzünün izlenildiği saptanmış. Görmekten bahsetmiyorum, birkaç dakikalığına da olsa izlemekten bahsediyorum. Stres ve kaygı düzeyini düşürme konusunda ise oldukça büyük bir role sahip. Kan basıncını düşürdüğü ve kasları gevşettiği üzerine yapılan pek çok çalışma mevcut.
Çoğu insanın küçükken kendine bir yıldızı arkadaş seçtiğini ve ay dedenin onu nereye giderse gitsin takip ettiğini düşündüğünü biliyor muydunuz? Bunu çevremdeki insanlara sorduğumda neredeyse herkesten “evet, ben de düşündüm” cevabını aldım. Tüm hipotezleri bir kenara bırakalım, belki de ay dede hepimizi gerçekten her gece takip ediyordur. Efendim ne komplo teorilerine inananlar var şurada kendi çocukluğumuzu ihya edelim biraz da rica ediyorum...
Şehrin ışıklarından kaçsak, hatta biraz abartayım -bir ben bir de Evliya Çelebi biliyorsunuz yapıyoruz abartma sanatını- kendimizden bile kaçsak ve yalnız göğe baksak bir süreliğine...