Çoğunluk ya da çoğulculuk ilkesinin yanlış yorumlanması çeyrek yüzyıldır yaşadığımız sorunların sonucudur.Parti disiplini-lider diktası bunun başlıca nedenlerindendir.Bu arada çıkar guruplarını da unutmamak gerekir.Kısa vadeli düşünce alışkanlığının  rolü de büyüktür. Ekonomik yozlaşma ,rant, kollama ve yandaşlık ekonominin politize olmasıyla da doğrudan ilişkilidir. Bürokrasinin büyüme eğilimini de görmezden gelemeyiz.

Günümüzde adına demokrasi denilen, ancak gerçekte “halk egemenliği”nden tamamen uzaklaşılmış bir çağdaş kölelik düzeni içerisinde yaşıyoruz. Siyasal iktidarların mutlak ve sınırsız yetkileri altında halk her geçen gün daha fazla ezilmektedir.

“Sınırsız demokrasi, bugün var olan bir problemdir. Batı’da bugün demokrasi olarak adlandırdığımız sistemler büyük ölçüde sınırsız demokrasidir.” 20. yüzyılda yaşamış büyük düşünürlerden biri olan Friedrich A. von Hayek demokrasinin günümüzde “sınırsız demokrasi” anlamına geldiğini, bu nedenle yozlaştığını ifade etmektedir.Oysa Hayek, gerçek demokrasinin “sınırlı demokrasi” demek olduğunu da ısrarla vurgulamaktadır.

• Egemenlik, bir kişinin elinde ise ve bu kişinin güç ve yetkileri sınırsız ise böyle bir siyasal yönetim biçimi “Mutlak Monarşi”dir.

• Egemenlik, bir kişinin elinde olmakla beraber , bu kişinin güç ve yetkileri sınırlı ise böyle bir siyasal yönetim biçimi “Meşruti Monarşi”dir.

• Egemenlik, belirli bir zümrenin elinde ise ve bu zümrenin güç ve yetkileri sınırsız ise böyle bir siyasal yönetim biçimi “Mutlak Oligarşi”dir.

• Egemenlik, belirli bir zümrenin elinde olmakla beraber , bu zümrenin güç ve yetkileri sınırlı ise böyle bir siyasal yönetim biçimi “Meşruti Oligarşi”dir.

• Egemenlik, halkın özgür ve adil sonuçlar neticesinde seçtiği “temsilcilerinin” elinde ise ve halkın temsilcilerinin güç ve yetkileri sınırsız ise böyle bir siyasal yönetim biçimi “Sınırsız Demokrasi”dir.

• Egemenlik, halkın özgür ve adil sonuçlar neticesinde seçtiği “temsilcilerinin” elinde olmakla beraber halkın temsilcilerinin güç ve yetkileri sınırlı ise böyle bir siyasal yönetim biçimi Demarşi”dir.

Siyasal yönetimler tarihi incelendiğinde mutlak monarşiden meşruti monarşiye; mutlak oligarşilerden meşruti oligarşiye doğru

mücadelelerin var olduğu görülür. Günümüzde ise hakim olan siyasal yönetim anlayışı “sınırsız temsili demokrasi” anlayışıdır. İşte bize göre bugün için değişmesi gereken siyasal yönetim biçimi budur. Doğru olan “sınırsız demokrasi” değil, “sınırlı demokrasi” dir.

Gerçek demokrasi idealine daha fazla ulaşabilmek için “sınırlı demokrasi” nin gerekli olduğuna inanmalıyız. Sınırlı demokrasi, halkın seçtiği temsilcilerin güç ve yetkilerini anayasa ve anayasacılığın teknikleri ile sınırlamayı amaçlamaktadır. Bu anlamda “sınırlı demokrasi”, “anayasal demokrasi” demektir. Öncelikle, “iktidarları niçin sınırlamamız gerekir?” sorusunu kendi kendimize soralım. İktidarların güç ve yetkilerinin sınırsızca ve sorumsuzca kullanılmasının doğru olmadığına inandıktan sonra, iktidarları sınırlayacak araçlar ya da yöntemleri bulmak her zaman mümkündür.Devletin kendisi büyük bir siyasal güç odağıdır. Halkın desteklemediği ve inanmadığı reformları başarmak ve gerçekleştirmek gerçekten zordur. Böyle bakıldığında “sınırsız demokrasi, yozlaşmaya mahkumdur” deniyor...