Geçtiğimiz nisan ayı kaydedilmiş en sıcak nisan olarak tarihe geçti. Her yıl yaz aylarına yaklaşırken bir önceki senenin rekoru kırılarak "en sıcak yaz" başlıkları kendisini yineliyor. Bu yıl yaz aylarının sıcaklık ortalamasının 2023 yazına göre 4 derece daha fazla olacağı meteoroloji uzmanları tarafından duyuruldu. Peki durum böyleyken bizler bireysel olarak dünyayı nasıl kurtarabiliriz?
Öncelikle yalvar yakar anlatılan bir konuyla başlamak istiyorum: Atık yağlar. Ne yazık ki halen pek çok kişi kullandığı yağı mutfak lavabosuna veya klozete döküyor. Bir damla yağ litrelerce temiz suyu kitletirken bu alışkanlığımızı sürdürmeye devam ederek dünyanın ömründen çalıyoruz. Biz insanlar bencil varlıklarız. O yüzden daha dikkat çekici haliyle yazayım: Kendi ömrümüzden çalıyoruz. Bunun inanılmaz basit bir kurtuluş yolu var: Yağı soğuduktan sonra önceden bitirdiğiniz herhangi bir yumuşatıcının kabına bile koyabilirsiniz.
Benzin fiyatları ve araba piyasasını göz önünde bulundurunca bunu önermek absürtmüş gibi dursa da yine de sonuca odaklanmak gerek: Bireysel araba kullanımını azaltabildiğiniz oranda azaltmak. Örneğin yürüyerek gidilebilecek yerlere yürümek, bisiklet kullanımının yaygınlaşması, toplu taşıma alışkanlıkları... Bu örnekler arttırılabilir.
Bunun haricinde su kullanımı oldukça dikkatli olmalıdır. Saatlerimizi banyoda geçirmiyoruz ancak elde yıkadığımız bulaşık inanılmaz miktarda su harcanmasına sebep olmaktadır. Bir iki, bir iki yıkadığımız bulaşıklar aslında biriktirince oldukça fazla suyun ziyan edilmesi demektir.
Yaz aylarının yaklaşması ile klima kullanımı... Biliyorum hayatı inanılmaz kolaylaştırıyor ancak seneler sonra daha da büyük bir zorlukla mücadele edeceğimizi hatırlatmak isterim.
Bunun haricinde doğa dostu ürünlerin kullanılmasını bireysel düzeyde tavsiye edebilirim. Örneğin dönüştürülebilir ambalaja sahip olan ürünler, hayvan deneyi yapılmamış, hiçbir hayvana eziyet edilmemiş ürünler, kimyasalı az kullanmış ürünler bunun en güzel örneği aslında. Yoksa şehir yaşamında tüketmekten başka bir şansımız ne yazık ki yok veya bu şansa erişmek için de bir bütçe gerekiyor. Bu sebeple en azından bu konularda hassas olan firmaların ürünleri tüketilerek büyük bir zarar önlenebilir.
Her kahraman pelerin takmaz, şimdi asıl evimiz olan dünyanın pelerinsiz kahramanları olma zamanı.