Bilindiği gibi Suriye'deki son gelişmelerden sonra Türkiye, ABD'den ve onun Ortadoğu'daki en yakın iki müttefikinden (İsrail ve Suudi Arabistan) uzaklaşarak Rusya ve İran ile yakınlaşmıştı...
Suudi Arabistan'ın, İstanbul Başkonsolosluğunda Türkiye yöneticileri ile iyi ilişkilere sahip olan önemli bir gazeteci olan Cemal Kaşıkçı'yı 'göz göre göre' kaybetmesi, bu açıdan Türkiye'ye de uyarı mesajı olarak görülebilecek bir olay olarak değerlendirilmişti...
Ancak, bu olay yalnız Türkiye'yi değil, Suudiler'in en büyük dostu ve destekçisi ABD'yi de sıkıntıya sokacak gibi görünmektedir...
Bunun sebebi, Cemal Kaşıkçı'nın yalnız Türkiye'de değil ABD'de de güçlü dostlarının olması...
Ve bu dostların ABD'nin en güçlü medya ve istihbarat kuruluşlarının içinde yer almasıdır.
***
Kaşıkçı'nın, Suudilerin en büyük düşman olarak gördükleri İhvan hareketi (Müslüman Kardeşler) ile yakın bağları olduğu ve bu çevrenin sözcüsü gibi davrandığı biliniyor...
ABD ise İhvan hareketine Suudiler gibi düşman olarak bakmıyor...
ABD'ye göre, Ortadoğu'da başarının yolu bu iki akımı bir arada tutmaktan ve Ortadoğu'daki en önemli rakipleri olan İran ve Rusya'ya karşı seferber edebilmekten geçiyor.
***
Bu strateji, geçmişte Afganistan, Libya ve Tunus gibi ülkelerde başarıyla uygulanabilmişti...
Mısır'da Mübarek'in devrilmesinde de bu ittifak önemli rol oynamıştı...
Ancak Suriye'de Esad rejimi Rusya ve İran'ın da desteğiyle direnince işler değişti.
***
Bu iki örgütün ABD'nin kanatları altında bir arada hareket etmesini sağlayan koşullar önce Mısır'da ortadan kalktı...
Mısır'da İhvan'ın tek başına iktidar olması Suudi Arabistan'ı rahatsız etti...
Bu rahatsızlığın sonucunda General Sisi, Suudi Arabistan'ın desteğiyle İhvan rejimini devirdi.
***
Hemen ardından Katar, Suudi Arabistan'ın izlediği politikaya karşı çıkarak İran ile olan ilişkilerini kesme önerisini reddetti...
Katar'ın Suudiler'den uzaklaşması bu ülkede üslenmiş olan İhvan liderlerinin (HAMAS liderleri de bunlar arasında yer alıyordu) elini güçlendirdi...
Bu liderler yeniden İsrail karşıtı bir konuma kayarak İran ve Suriye ile ilişkiler kurdular... Bu durum, ABD'nin İsrail ve Suudi Arabistan aracılığıyla Filistin sorununu gündemden çıkarma planlarını altüst etti.
***
Bu gelişmeler, kesinlikle ABD'nin Ortadoğu'daki durumunu zora sokan gelişmelerdir...
O nedenle ABD içinde, Suudi Arabistan'ın ABD'nin 'geniş cephe' politikasını baltalayan aşırı İhvan karşıtı girişimlerine karşı çıkılması gerektiğini düşünen güçlü bir akım oluşmuştur...
İstihbarat örgütleri ve medya içinde güçlenen bu akımın en önemli sözcülerinden biri Washington Post gazetesidir.
***
Kaşıkçı, Washington Post gazetesinin köşe yazarlarından biriydi...
Bu gazete, Kaşıkçı'nın kaybedilmesinden sonra olayın peşini bırakmamıştır ve isimlerini vermeyen Türk kaynaklarına dayanarak olayın kapatılmasını önlemeye yönelik haberler yapmaktadır...
Bu haberlerin sonuncusu 11 Ekim tarihinde gazetede yayınlanan ve dört Amerikalı muhabirin imzasını taşıyan 'Turks tell U.S. officials they have audio and video recordings that support conclusion Khashoggi was killed' ('Türkler ABD yetkililerine Kaşıkçı'nın öldürüldüğü sonucunu destekleyen ses ve görüntü kayıtlarına sahip olduklarını söylediler') başlıklı haberdir... Haberde, bu kayıtlara göre 2 Ekim'de konsolosluk binasına giren Kaşıkçı'nın bir Suudi güvenlik timi tarafından teslim alındıktan sonra işkence gördüğü, öldürüldüğü ve vücudunun parçalara ayrıldığı bildirilmektedir.
***
Haberin yayınlanmasının hemen ardından ABD Senatosu Dış İlişkiler Konseyi üyesi Senatör Benjamin L. Cardin Senato'da bir konuşma yaparak Trump'tan olayın peşini bırakmamasını ve haber doğruysa Suudi Arabistan'a yaptırım uygulanmasını istemiştir...
Tam da Suudi Arabistan yüklü silah satışlarının yapılacağı ve Suudi Aramco petrol şirketinin hisselerinin ABD'de satışa çıkarılacağı kritik bir dönemde, Suudi hanedanı ile iyi ilişkilerini korumak isteyen Trump şimdi çok zor bir durumda kalmış bulunmaktadır...
Ve 'Suudi yönetimi isterse FBI'ın olayın soruşturulmasına yardımcı olacağı' türünden komik öneriler ileri sürerek bu zor durumdan kurtulmaya uğraşmaktadır.