Merkezi bütçe rakamlarına göre geçtiğimiz ekim ayında 95.5 milyar lira açık verdi. Bütçe açığı eylül ayında 129.2 milyar lira idi. Yılın sonuna yaklaştıkça bütçe açığında gerileme görülse de asıl açığın 2024 yılında olacağı TBMM’ye sunulan bütçe rakamlarında dile getirildiğini belirtelim.

Meclis’e sunulan bütçe teklifine göre 2024’te ekonomik büyüme yüzde 4’e gerilerken, işsizlik yüzde 10,3’e çıkacak. 2023’ün Ocak-Eylül dönemi bütçe açığı 512 milyar lira olurken yılsonunda bütçe açığının 1 trilyon 633 milyar olması bekleniyor. 2024 yılı bütçe açığı hedefi ise 2 trilyon 651 milyar lira olarak öngörülüyor.

AK Parti iktidarının 22’nci ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 6’ncı bütçe kanunu, TBMM’ye sunuldu. Ve, bütçedeki verilerle ekonominin nasıl toparlanacağı tartışmaları da başlamış oldu. Verilere göre, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nde giderlerin 11 trilyon 89 milyar TL, gelirlerinin 8 trilyon 437 milyar TL olması öngörülüyor. Ortaya çıkan 2 trilyon 652 milyar TL bütçe açığının Gayrı Safi Milli Hasılaya (GSYH) oranı ise yüzde 6,4’e ulaşıyor.

Bütçe Kanunu teklifinde öngörülen bu devasa bütçe açığının enflasyonu daha da artıracağından endişe ediliyor. Ortaya çıkacağı olası enflasyona rağmen, 3 yılın sonunda enflasyonun tek haneli rakama indirileceği işçinin, memurun, emeklinin, yoksulun enflasyona ezdirilmeyeceği açıklanıyor.

Bu büyüklükteki kamu açığının ekonomiyi büyütebileceği ancak, kaçınılmaz olarak iki yönlü enflasyonu da tetikleyeceğine işaret ediliyor. Yani arz/maliyet yönlü maliyet enflasyonun yanı sıra, kamu harcamalarındaki artışın neden olacağı bütçe açığından kaynaklı talep yönlü bir enflasyonun da oluşabileceği dile getiriliyor. Bu çerçevede ilk olarak 2023 yılında yüzde 65 beklenen enflasyonun, 2028’de yüzde 4,7’ye nasıl düşürüleceği kafalarda soru işareti olarak kalıyor. 2024’te de enflasyonun yüksek hızda olacağı hesaplanırken, bunu da faiz artışlarının izleyeceğine dikkat çekiliyor. Bu durumun da emekli, işçi ve küçük üreticileri oluşturan geniş halk kesimlerinin borç yükünü artıracağı vurgulanıyor.

İçerideki rakamlar böyle olurken enerji, hammadde ve döviz darboğazının hüküm sürdüğü ve Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa ekonomilerinin durgunluğa girdiği bir dönemde, hem kamu harcamalarıyla pompalanan bir talebi karşılayabilecek ve hem de fiyat artışlarına yol açmayacak bir üretim artışının iktisat teoreminde yer almadığına dikkat çekiliyor.

Orta Vadeli Planda (OVP) ise ödemeler dengesinin iyileştirilmesi için uluslararası helal ürün ve hizmet pazarlarından daha fazla pay alınacağı yer alıyor. “Helal Akreditasyon Kurumu” tarafından akredite edilen kuruluşlarca düzenlenen helal belgelerin uluslararası tanınırlığını artıracak girişimlerin yürütüleceği belirtiliyor.

Yine OVP’de küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşme koşullarında katma değeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması, enerji ve imalat sanayiinde ithalat bağımlılığının azaltılması, turizm, yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilmesi yoluyla cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanmasının amaçlandığına da işaret ediliyor.

Ancak deprem, ekonomik kriz ve Ortadoğu’da gelişmeye başlayan savaşın da katkı vereceği büyük çaptaki bütçe açığı ortada iken, geçen yılı yüzde 400’lerin üzerinde net kârlılıkla kapatmış olan sermaye kesiminden alması gereken vergilerin önemli bir kısmının alınmasının düşünülmemesi de yine ekonomistlerce cevabı beklenen bir soru olarak ortada bekliyor.

Üstelik bunlara rağmen bu yıl 2.2 trilyon lira tutarında 2024-2026 dönemini kapsayan 3 yılda ise 8.2 trilyon lira tutarında “vergi indirimi, istisnası (vergi harcamaları)” adı altında sermaye kesiminden verginin alınmayacağı da kafalarda başka soru işaretleri oluşturuyor.

Bütçe verilerine göre 2024 yılında ekonomik büyüme yüzde 4’e gerilerken, işsizlik yüzde 10,3’e çıkacak. Bu yılın Ocak-Eylül (9 aylık) dönemi bütçe açığı 512 milyar lira oldu. OVP’ye göre bu yılın sonunda bütçe açığının 1 trilyon 633 milyar lira olması bekleniyor. Rakamlar geriye kalan son üç ayda 1 trilyon liranın üstünde harcama yapılacağını gösteriyor. Bu durum ise sadece deprem harcamalarında değil, yerel yönetim seçimleri yolunda da çok ciddi harcama yapılacağının planladığı sonucunu ortaya koyuyor. 2024 yılı bütçe açığı hedefi ise 2 trilyon 651 milyar lira olarak öngörülüyor.

Devamı gelecek…