Aslında ben de bıktım hep Atletizmdeki olayları yazmaktan…
Emin olun ki hep başarılarını, rekorlarını, kazandığımız madalyaları, kürsüde şanlı bayrağımızın göndere çekilişini, şampiyonlarla birlikte mutluluktan gözlerimizden gözyaşı dökülerek hançeremiz yırtılana kadar İstiklal marşımızı söylememizi yazmak ve konuşmak istiyorum.
44 yıllık meslek yaşamımda en fazla dostum, ailecek görüştüğüm hatta 'Çivili Mafya' esprisiyle takıldığım hep bu branştan çıktı. Mesleğe başladığım 1978 yılından itibaren Büyük Atatürk Koşularında fotoğraf çekmek, haber yazmak için çok çile çektim. Koşuyu 8 kez kazanarak Şükrü Saban'la en fazla kupayı müzesine götüren Mehmet Yurdadön, Zeki Öztürk (6) Nihat Yaylalı (5) ile haber yapmak için az peşlerinden koşmadım.
Olimpiyatlarda, dünya şampiyonaları gibi en üst düzey turnuvalarda atletlerimizi izleme ve yazma şansı buldum. Kısacası hep onların başarılarını gündeme getirme çabası içinde oldum. IAAF'ın 120 ülkede uyguladığı dünyanın en iyi alt yapı organizasyonu olan 'Çocuk Atletizmi' projesinde 5 yıl gibiçok uzun süre gönüllü olarak çalıştım ki yaptığımız katkılarla IAAF tarafından Türkiye hem takdir gördü hem de ödüllendirildi. Kurthan Fişek'ten başlayarak şimdikiBaşkan Fatih Çintimar'a kadar tam 18 başkanla hep dostluk çerçevesinde gazeteci- spor yöneticisi ilişkilerimizi yürüttüm. Hayatta olanların aleyhlerinde haber yaptıklarım da dahil çoğunluğuyla dostluğum hala devam ediyor.
Şimdiki başkan Çintimar ile de iyi ilişkilerimiz vardı, başlangıçta iyi de çalışıyordu. Ekibiyle iş birliği yaptığı dönemlerde 'yiğidi öldür hakkını yeme' başarılı işler de yaptı. Ta ki hırs mı desem, yanlış yönlendirme mi desem bazı yanlış çalışmalar içinde yer aldı.
Özellikle de ülke itibarımızı zedeleyen olayda hatalı davrandı. Dünya Atletizm Birliği'nin (WA)2021 Olimpiyat Oyunları kalifikasyon döneminde 17 şüpheli yarışma tespit edip, olayın soruşturulması için Atletizm Dürüstlük Birimine (AIU) sevk ederek,AIU'nun soruşturma raporu doğrultusunda, 7 ülkenin manipülasyon izleme listesine alınmasıyla ülkemiz adına utanç duyulacak bir olay olarak tarihe geçti.
Maalesef, 7.7.2021'de 'Atletizm'de Acayip Hesaplar' ile 19.7.2021 tarihinde 'Atletizm'de İlginç Gelişme' başlıklarıyla Başkent Gazetesindeki uyarı niteliğindeki yazılarımız ne federasyon ne de sporumuzun üst düzey yöneticilerince dikkate almadıkları gibi Konya'daki İslami Dayanışma Oyunlarında benzer skandal sonuçlar alınmasını da engelleyemediler. WA, yine devreye girerek, ilk 3 günlük dereceleri geçersiz saydı ve hakkında soruşturma açtırdı. Bunun da soncu kötü çıkmaz inşallah.
Tam duyduğumuz utançla kaldık derken, eski başkanlardan üstelik Fatih Çintimar'ın destekleyen Mehmet Yurdadönile Aşkın Tuna, Federasyon Başkanlığı yapmış kişilerin otomatik olarak alındığı Onur Kurulundan istifa ettiklerini açıkladılar.
Mehmet Yurdadön, 'AIU'nun federasyonu izlemeye alması ceza niteliğindedir. Onurumu inciten bu gelişmeler neticesinde Onur Kurulundan ayrılmış bulunmaktayım' diye istifa nedenini açıklarken, Aşkın Tuna da federasyona gönderdiği dilekçede, 'Geçmişi ile daima iftihar ettiğimiz ve kuruluşunun 100'üncü yılını kutladığımız bu yılda verilen onur kırıcı denetim/ceza nedeniyle federasyondaki Onur Kurulundan istifa ediyorum' görüşlerine yer verdi.
İki başkanın istifası, diğerlerine yol gösterici olabilir mi diye düşünmüyor değilim. Ama, 'Onur Kurulunun bir hak olduğunu düşünerek 'Başkanlık yaptığım için bu kuruldayım' diyenlere veya 'Sembolik bir görev' diye istifa etmeyi düşünmeyenlerede saygı duyuyorum.