Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, bugüne kadar yaptığı ve yapacağı her icraatı, ölçüp biçmeden, araştırıp gerekli yerlere danışmadan dile getirmez…

Ve en önemlisi de eğer dillendirdiyse de bu işe olmuş gözüyle bakmamız gerekir.

Çünkü Sayın bakanı Türk sporu için çalışmaya başladığı günden beri yakından tanıyorum. Spor Toto Teşkilat Başkanlığındaki olumlu çalışmaları onu sporunun en tepesine kadar çıkarttı.

Bakan Kasapoğlu, normalleşme sürecinin başladığı mart ayıyla beraber maçlara kısmi de olsa seyirci alınmasını istediğini belirtti.

Son kararın Futbol Federasyonu tarafından verileceğini vurgulayan Kasapoğlu, 'Maçlara seyirci alımı stat kapasitelerinin %10, 15 veya 20'si şeklinde olabilir. Pandemi seyrine göre kulüplerimizi en hızlı şekilde taraftarlarıyla buluşturama gayreti içindeyiz. Örnek olarak bir 50 bin kişilik bir stadı olan kulübün maçına, 5 bin kişi alınabilecek. HES kodu zorunlu olacak. Localar açılabilir. Taraftarlarımızı korona tedbirleri çerçevesinde sahalarına, kulüplerine buluşturmaktan yanayız' şeklinde düşüncelerini açıkladı.

Normalleşme süreci için ciddi adımların atıldığı Cumhurbaşkanlığı Hükümetinin 1 Mart kararları doğrultusunda statlara seyirci alınması, pandemi nedeniyle çok zorlu dönemlerden geçen ve derinden etkilenen futbola bir nefes aldırabilecek mi?

Taraftarların stada alınması, şampiyonluk mücadelesi veren takımlar kadar kümede kalmaya gayret gösterecekleri de yakından ilgilendiriyor.

Seyircisiz maçlar, rakip takımlar için deplasman fobisini ortadan kaldırmış, kulüpleri de '12. Adam' olarak anılan en güçlü silahlarından yoksun kalmıştı.

Bu durum tabi ki Ankaragücü ve Gençlerbirliği'ni de olumlu yönde etkileyecek… Hele hele ülkemizin en fedakar, en fanatik, en ateşli taraftarına sahip Başkentin sarı-lacivertli ekibi, itici gücüne yeniden kavuşacak. Daha önce yaşadığı kötü durumlardan kurtulmasında baş rol oynayan etkili silahına yeniden sahip olacak.

Gençlerbirliği'nin taraftarlarının da artık küskünlüklerini bir kenara koyarak çok zor durumdaki Cumhuriyetimizle yaşıt takımları için Eryaman'a koşacaklarına eminim.

Hatta iki kulübün tüm eski defterleri kapatıp beyaz bir sayfa açarak birbirleriyle dayanışma içine girmeleri de Başkent futbolunun kurtuluşu için muhteşem bir durum olacak.

Bu sezonun kurtuluş savaşında Ankaragücü'nün 28.haftadaki Galatasaray mücadelesi dışında evinde oynayacağı Göztepe, Antalya, Gençlerbirliği, Denizli, Gaziantep, Fenerbahçe ve Alanya maçları var.

Gençlerbirliği'nin de kendi sahasında oynayacağı Başakşehir, Kasımpaşa, Erzurum, Sivas, Çaykur Rize, Galatasaray ve Göztepe karşılaşmaları kaldı.

Tek sıkıntı kalan 7'şer maçlar yeterli olacak mı? Seyirci bu zor durumda yine kurtarıcı olacak mı?

Bunda da elbette ki yönetimlerin, teknik kadroların ve futbolcuların performansları belirleyici olacak…

Yaşayıp göreceğiz.