EURO 2020, 11 Haziran Cuma akşamı Roma Olimpiyat Stadı'nda İtalya – Türkiye maçı ile start alacak…

Daha açıkçası dünyanın gözü üzerimizde olacak.

Pandemi nedeniyle bu yıla ertelenen Avrupa Futbol Şampiyonası, UEFA'nın yeni formatıyla 11 farklı şehirde organize edilecek. Organizatör ülkeden istenilen en önemli olay seyirci garantisi… Her ülke maçların oynanacağı statların kapasitesine göre kaç seyirci alabileceğini açıkladı.

Aslında Türkiye, açılış maçı dışında grubumuzda oynayacağı şehir açısından çok şanslı. Çünkü hem kardeş Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Galler ve İsviçre'yi ağırlayacağız… Tek Millet-İki Devlet' söylemine dayanarak bunu gönül rahatlığıyla bunu söyleyebiliyoruz. Bunun dışında bir de 69 bin 850 kişilik Bakü Olimpiyat Stadı için Azerbaycan devleti % 50 seyirci garantisi verdi. Bu da Bakü'de 35 bin destekçimiz olacak anlamına geliyor.

A Milli takımımızın ilk maçının İtalya ile oynayacak olmasının artı – eksi yönlerine bakmak gerekir. Evet İtalya kelimenin tam anlamıyla bir turnuva takımı, kanat organizasyonları mükemmel, İnsigne ve İmmobile, Veratti gibi son derece tehlikeli silahları var.

Evet, tüm bunlar bizim ne kadar tehlikeli bir rakiple karşılaşacağımızın göstergeleri ama biz gerek Avrupa elemelerinde Fransa'ya, gerekse Mart ayında da 2022 Dünya kupası elemelerinde Norveç ve Hollanda karşısında sergilediğimiz futbol ile ne kadar dirayetli olduğumuzu gösterdik.

Yani demek istiyoruz ki biz zorlu rakipleri seviyoruz… Onlar ne kadar güçlü olurlarsa bizim de direncimiz o kadar artıyor. Bu kadromuzda bulunan 15 lejyoner futbolcumuzun hepsinin, A Milli Takımda direkt olarak oynayabilecek yetenekte olmasından ve Avrupa'nın 5 büyük takımında süre almanın verdiği motivasyondan kaynaklanıyor.

İşte bu futbolcularımız milli takımımızın bel kemiğini oluşturuyorlar. İşte Avrupa'daki gurur kaynaklarımı:

Fransa'da Paris Saint Germain'i geçerek 10 yıl sonra Ligue 1'de şampiyonluğa ulaşan Lille'nin bu başarısında büyük katkı veren Burak Yılmaz (Fransa'da yılın futbolcusu seçildi), Zeki Çelik ve Yusuf Yazıcı, Leicester'den Çağlar Söyüncü, Milan'dan Hakan Çalhanoğlu, Juventus'tan Merih Dimeral, Sassuolo'dan Kaan Ayhan ve Mert Müldür, Shalke'den Ozan Kabak, Celta Vigo'dan Okay Yokuşlu, Getafe'den Enes Ünal, Brentford'dan Halil Dervişoğlu, Düseldorf'tan Kenan Karaman

İşin gerçeği, güçlü rakiplere aynı doğrultuda yanıt verme isteği bize başarıya giden yolun kapısını açıyor.

İşte bu yüzden sonuç konusunda o kadar karamsar değiliz. Futbolcularımıza güveniyoruz, gerek antrenmanlarda gerekse konuşmalarında verdikleri enerjiden de başarıya ulaşacaklarına da yürekten inanıyoruz.