Euro 2024 için hazırlık evresinin ilk etabını hiç ummadığımız ve bizi derin endişelere garkeden yarım düzinelik Viyana hezimetiyle tamamladık.

A Millilerimizin yılın ilk maçı ve teknik direktör Montella’nın ilk yenilgisi ile tarihe geçen Macaristan mücadelesi, sonuçtan çok Semih Kılıçsoy- Arda Güler odaklı eleştirilerle de anılacak.

Eleme grubunda finaller için tüm ümitlerimizin kesildiği ve “Bizim Çocuklar” için idam sehpalarının kurulma hazırlığı yapıldığı dönemde ateşten bir gömlek giyerek sevecen ve sempatik tavırları, Türk futbolunu ne kadar iyi tanıdığını kanıtlayan tavır ve davranışları kadar oynattığı futbol ile İtalyan teknik adama karşı oluşan sevgi çemberi, 2 yenilgiyle sonrası yaptığı oyuncu tercihleriyle bir anda sarsıldı. Hatta istifa olayı da gündeme getirilerek gözdağı bile verildi.

Montella, kadroda değişiklik sinyalleri vermişti ama 2. hazırlık mücadelesinde de tıpkı Macaristan maçı gibi bir önceki kadrodan sadece 2 oyuncu oynatarak herkesi şaşırttı. İlk hazırlık maçı kadrosundan sadece Kaptan Hakan Çalhanoğlu ve Kenan Yıldız yerlerini koruyabildi.

Son 4 maçını hem de gol yemeden kapayarak dikkat çekici bir gelişme içinde olan rakibimiz, ilk hazırlık maçında olduğu gibi 6.saniyede olmazsa bile 2.dakikada gol atarak maça adeta 1-0 önde başladı. Millilerimiz özellikle Kenan Yıldız’ın geliştirdiği ataklarla hemen yanıt verme çabası içine girdi. Ancak Kerem ve Hakan son vuruşlarda başarılı olamadı. 23’de yine Kenan’ın kafa vuruşunda Danso’nun elle müdahalesi, VAR incelemesi sonucu penaltıya dönüşünce penaltı kaçırmaz Hakan eşitliği sağladı. Oyunda ofansif üstünlüğümüz sürerken ilk yarının bitimine yakın yine bir top kaybı nedeniyle soyunma odasına yenik girdik.

Macaritan karşısındaki gibi ilk kez bir arada oynayan savunmamızın İki bireysel hatasıyla gelen 2 golden sora asıl yıkıcı darbeyi bu kez de duran top zafiyetimiz yüzünden 48’de gelen golle yedik. Bunun sonucu moraller sıfırın altına inerken futbolcularımız ayaklarında top tutamaz oldular. 59’da Gregoritsch’in ‘hat-trick’inden sonra Montella’nın oyuna müdahalesi zorunlu oldu. Salih, İrfan Can ve Kerem’in yerine Orkun Kökçü, Yunus Akgün ve Barış Alper’i alınmasıyla biraz olsun toparlar gibi olduk. 65’te Arda Güler’in röveşatası bir umut ışığı gibi oldu… Hemen akabinde Barış Alper’in attığı golle skorun 4-2’ye geldiğini umduğumuz anda VAR’ın devreye girip pozisyon öncesi Cenk’in Posch’a yapılan hareketin penaltı olarak değerlendirilmesi sonucu 5’inci golü kalemizde görünce kelimenin tam anlamıyla hezimete giden yolu açmış olduk.

Hazırlık maçları, genel anlamıyla bir test özelliği taşır ve teknik ekip geniş oyuncu havuzuna çağırdığı her futbolcuyu sahada görmek ister. Bu nedenle de maçlarda değişik kadrolarla çıkmak normal karşılanır. Ama 3 gün arayla gelen 9’ar kişilik rotasyonlar bize acayip fazla geldi. Bu durum çok kırılgan bir yapıya sahip spor kamuoyumuzun derinden yaralanmasını da beraberinde getirdi ve genç futbolcularımıza olan güvenin yitirilmesine neden oldu

Ve sonuçta ilk hazırlık evremiz, 2 yenilgiyle sonuçlandı. Ama Avusturya maçındaki ağır yenilgi, Euro 2024 öncesi ayaklarımızı çok sağlam bir şekilde yere basmamız gerektiğini hazin bir şekilde gösterdi. Daha 3 aya yakın bir zaman olması, toparlanmamız ve gerekli dersler çıkartılarak, daha çok acı çekmememiz ve akılcı müdahalelerin yapılabilmesi için yeterli sayılabilir.