Kupa Beyi Ankaragücü, bu kulvarda farklı olduğunu bir kez da gösterdi… Ligin havası başka kupanın havası bambaşka oluyor Başkent ekibi için…

Kulüp tarihi böyle örneklerle dopdolu… Kazanılan tüm kupa zaferlerine bir bakın, hepsi de Beşiktaş. Fenerbahçe ve Trabzonspor’a karşı alınan başarılarla dolu.

Tabi ki bu farkın yaratılmasında, o müthiş desteğiyle takımın gücüne güç katan efsane taraftarın hakkını yersek günahın en büyüğünü işlemiş oluruz.

İşte bu gücü yüreğinin derinliklerinde hisseden Sarı-lacivertli futbolcular, kendilerine olan güvenlerini artıran bu desteğin karşılığını vermek için de sahada büyük çaba gösteriyorlar.

Bakın 3 gün önce oynanan deplasmandaki lig maçında da 2 bin civarında Ankaragücü taraftarı bile koca Dolmabahçe stadını susturacak güçteydi. Ama hemen altını çizelim; lig için verilen deplasman yasağının kaldırılması iznini verenlerin, kupa maçlarında bunun uygulamamalarına doğrusu bir anlam veremedik! 

Aslında o maçta da Başkent ekibi oyun olarak rakibinden pek de aşağıda kalmadı. İstatiksel olarak da çok iyiydi… Deplasmanda 17 şut atma başarısını gösterdi, üstelik 2 net pozisyon da buldu… Sonucu belirleyen tek fark, bitirici noktalardaki beceriksizlik mi yoksa şanssızlık mı olarak değerlendirmekte kararsız kaldığımız yetersizlikti.

Emre Belözoğlu, ideal olarak kafasında kurguladığı 11’de bu kez 2 radikal değişikliğe gitmişti… Bu sezon en verimsiz mevki olarak dikkat çeken sol savunmaya, performansında memnun kalmadığı Kazımcan’ı kenara alıp yerine gittikçe yükselen grafiğiyle dikkatleri üzerine çeken Kitsiou’yu kaydırdı. Atakan’ı ise sağ bekte oynattı.

Bir diğer değişiklikte Ali Kaan Güneren’nin yerine Flips’in 11’e alınmasıydı ki bu tercih, Emre Hocanın sosyal medyada linç yemesini de beraberinde getirdi. Maç sonrası hocanın, Flips ile ilgili eleştirilerin yoğun bir şekilde yer aldığı sosyal medyayı bir “lağım çukuru “olarak değerlendirmesi de bu platformu inkâr etmesinin aksine onun için bayağı anlam taşıdığını da kanıtlamış oldu. Bir teknik adamın yapıcı olmayan ve yetkinliği tartışılan kalemşorlardan gelen eleştirilerden bu kadar olumsuz etkilenmesi bence kendi gelişimine zarar verir. Ona naçizane önerim, özellikle ligin bitimine 5 hafta kalmasına rağmen henüz kalmayı garantilemeyen ekibinin zarar görmemesi için sosyal medyayı hiç kâle almasıdır… Yoksa sonuç 2 taraf için de çok kötü olur.

Gelelim maça…

Ankaragücü öyle bir ilk yarı çıkardı ki Beşiktaş ve yeni teknik sorumlusu için 3 gün önce düzülen övgüler, medya tarafından bir anda rafa kaldırıldı. 15. dakikada Kitsiou’nun hazırladığı ve Bassogog’un nefis pasıyla buluşan Ali Sowe’un kaydettiği golün, uzun bir VAR araştırmasından sonra milimlik ofsayt çizgisiyle iptal edilmesi, yabancı VAR hakemini getirtilmesi kararının da sonunu getirecek gibi…

Başkent ekibi; 26’da Ali Sowe’un Umut Meraş’tan kaptığı topla attığı sert şutu, 39’da Tolga Ciğerci’nin üst direkten dönen topu ve 40’da Efkan’nın mükemmel vuruşunda kaleci Mert’in uçarak tehlikeyi önlemesiyle bulduğu 3 net pozisyonun skora yansıtamamasının sıkıntısını yaşadı… İlk yarıda 2’si isabetli 6 şut bulan koca çınara karşı Beşiktaş hanesinde, 37’de attığı isabetsiz tek şut ve 45+1’de kazandığı bir korner atışıyla soyunma odasına gitti.

İkinci devre Cenk Tosun ile Masuaku’nun oyuna girmesiyle biraz olsun canlanan siyah-beyazlılar, 6 şut buldular ancak ilavelerle koca 90+7 dakikayı bir isabet bile bulmadan tamamlamayı başardılar! Buna karşın Ankaragücü ilk yarı kadar olmasa da biri isabetli 4 şut daha attılar ama yine skoru değiştiremediler.

Sonuçta Ankaragücü’ne ilk maçta sergilediği üstün oyuna karşın tur getirecek avantajı sağlayamadığı için yazık oldu… Ancak Ziraat Türkiye kupası yarı finali, çift maçlı eliminasyon sistemine göre oynandığından henüz umut var demektir. Dileğimiz rövanş maçının İstanbul’da oynanmasına rağmen, Başkent ekibinin 33 yıl süren final hasretinin dindirmesidir… Kupa Beyine de bu yakışır.