Yazar Ahmet Ümit, 'İnsan Ruhunun Hatırası' adlı bir kitap çıkardı: 'Edebiyat insan ruhuna yapılan bir yolculuk' diyerek. Bu kitabında bizi insan ruhunun kaşifleri arasında bir yolculuğa çıkarıyormuş. Okuyacağım, hem de onun kitaplarından birini ilk kez okuyacağım.
Mustafa Kemal Yılmaz dostum, Atatürk için şöyle der: 'O, aynı zamanda büyük bir insan kaşifidir.' Nitekim O'nun yakın çevresi bunu kanıtlamaya ve onun büyüklüğünü anlamaya yetiyor bence.'
İsmail Karaahmetoğlu, Çankırı'da yıllarca Ilgaz Dergisi'ni çıkardı. Bir sayısında, Türkçe öğrenimi konusunda soruşturma yapmıştı. Bana da görüş belirtmem için vermişti soruları. İlkokul, Ortaokul ve Lise kitaplarını incelemiştim. 1997 yılında o zaman şu sonuca varmıştım: Türkçe öğretiminde yetersizdik.
Çünkü Edebiyat kitapları konusunda; bazı şair ve ya- zarlara ve hemen hemen aynı şiir-yazı-öykü ve romanlarına takılıp kalmışız. Bugün bile çağdaş yazınımızın (60'lı yıllardan başlayarak) çoğu yazarlarımızın şairlerimizin yapıtlarıyla ders kitaplarına) giremediğini de görmüştüm. Konuyu, Vedat Yazıcı'nın saptamasıyla bağlıyorum: 'Üniversiteye gelenler ne yazık ki dil konusunda çok zayıflar.'
Bilindiği gibi lise edebiyat kitapları (diğerleri gibi) 5 yılda bir yeniden yazılır. Bu yılki kitapları inceleyen bazı yazarlardan örnekler vereyim ki, nerede olduğumuz belli olsun:
Semih Gümüş: 'Bu kitaplarla Türk Edebiyatı öğrenilmez.'
Prof. Dr. Nüket Esen: 'Bir tek roman bile okutulmuyor.'
Doğan Hızlan: 'İncelediğimiz ilahiyi besteleyerek sınıfta okuyunuz gibi garip istekler var.'
Feyza Hepçilingirler: 'Zengin görsellik öğretmeni dışlı- yor. Dünya edebiyatı eksik... Dinsizlikten korumak, kışkırtan milliyetçilik egemen...'
Buradan şuraya gelebiliriz: 'Bir Ahmet Hamdi Tanpınar, Behçet Necatigil, Ali Nihat Tarlan, Rauf Mutluay, Beşir Göğüş'ü okumak istesek; bugün onlar yok. Saygısızlık olmasın, bugün de değerli öğretmenlerimiz var; ama onlar üniversitelerde ders veriyorlar: Feyza Hepçilingirler, Ahmet Özer, Mehmet Aydın, Vedat Yazıcı hemen aklıma geliverenler.
Demem şu ki, bizim zamanımızın (60 yıl öncenin) öğret melerini de, bugünün ders kitaplarını yazacakları da yetiştiremedik. Üstüne üstlük, Cumhuriyet eğitimi kuşatılmışken çok çok gerilere düştük.'