Son yazımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna-Rusya çatışmasında izlediği tavrı “Ukrayna ve Batı cephesine yakın bir denge politikası” olarak değerlendirilebileceğini...

Gazze çatışmasında ise tersine Hamas’a tam destek verdiğini ve retorik açısından dünyada İsrail’e ve Batı’ya karşı en sert söylemi kullanan devlet başkanı olarak dikkat çektiğini söylemiştik...

Son olarak da iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler eskisi gibi devam etse de bu tavır değişmediği takdirde ekonomik ilişkilerin de er geç bu durumdan etkileneceğini sözlerimize eklemiştik.

***

Nitekim ABD'nin ünlü ekonomi dergisi Forbes dergisinde yayınlanan  “Orta Doğu'da Bir Kayıp Daha – Türkiye/ İsrail Ortak Gaz Arayışı” başlıklı bir analizde (bkz. Odatv) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ile yaşanan askeri çatışmada güçlü ve tavizsiz bir şekilde Hamas yanlısı bir tutum sergilediği vurgulandıktan sonra, “Bunu yaparken de yakın gelecekte Doğu Akdeniz'de doğal gaz arama ve boru hattı inşası konusunda İsrail ile Türkiye'nin ortaklaşa gerçekleştireceği olası keşif çalışmalarını torpilledi.” görüşüne yer verilmiştir...

Yazının devamında “İsrail artık Yunanistan ve Kıbrıs (Güney Kıbrıs) ile 2022'de rafa kaldırılan ancak yeniden canlandırılabilecek olan Doğu Akdeniz (East-Med) Gaz Boru Hattı görüşmelerini yeniden başlatabilir. Bu gerçekleşirse Türkiye hiçbir şey alamayacak ve Erdoğan'ın sabotajları boşa gidecektir.” ifadesi kullanılmıştır...

Bilindiği gibi Doğu Akdeniz ya da East-Med adıyla bilinen petrol boru hattı projesi, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gazın Kıbrıs ve Girit üstünden Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya ulaştırılması amacıyla hazırlanan bir projeydi. Bu projenin hayata geçirilmesi için İsrail, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum devleti arasında 2020 yılından başlayarak görüşmeler yapılmış, ancak Türkiye’nin Libya'yla yapmış olduğu MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) anlaşması sonrası Eastmed Boru Hattı'nın geçirilmesi planlanan deniz sınırları Türkiye ve Libya tarafından kontrolü altına girdiği için proje başlatılamamıştı.

***

İsrail’in Gazze’yi işgal planı bu proje ile doğrudan ilgilidir. Gazze East-Med’in İsrail’e bağlanması açısından ideal bir konumdadır. İsrail’in Gazze’nin yalnız kuzey bölgesini değil güneyi de dahil tamamını kontrolü altına almak istemesinin en önemli nedenlerinden biri budur...

Forbes dergisi, bu projenin yeniden canlandırılabileceğini yazarak Türkiye’ye adeta İsrail adına sopa sallamaktadır. Ancak Türkiye Libya ve Mısır ile iyi ilişkiler sürdürdüğü takdirde bu projenin uygulanma şansı yoktur...

Ayrıca bu projenin yüksek maliyeti nedeniyle İtalya başından beri projeyi desteklememiş, ABD de kendi çıkarlarını göz önüne alarak projeden desteğini çekmiştir.

***

Petrol meselesi hem Türkiye hem de İsrail açısından hayati bir meseledir. Ne var ki bu iki ülkenin çıkarları objektif olarak birbiriyle çelişmektedir...

Bu çıkar çelişmesi nedeniyle yalnızca petrol konusundaki anlaşmalar değil iki ülkenin birlikte geliştirmeye çalıştığı tüm projeler bir türlü hayata geçirilememektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze savaşı öncesinde İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesine konu olan Doğu Akdeniz’de İsrail ile birlikte enerji sondaj araştırmalarına başlanması ve Doğu Akdeniz petrolünün Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması projeleri de ABD ve İsrail’in çıkarları Türkiye’nin çıkarlarının önüne konulmadığı  sürece gerçekleşmeyecektir.  Bu projelerin tümü tıpkı Büyük Ortadoğu Projesi gibi Türkiye’yi Rusya, İran, Irak, Suriye gibi komşularından uzaklaştırmak ve ABD-İsrail-Yunanistan-Ukrayna ve diğer NATO üyesi ülkelerden oluşan Atlantik cephesinde Rusya ve İran gibi komşumuz olan Avrasya ülkelerine karşı bir savaş unsuru olarak kullanmak amacıyla kurulmuş tuzaklardır...

Türkiye’nin Gazze’nin işgaline karşı çıkarak İsrail’e (ve ABD’ye) tavır alması bu açıdan hayırlı bir gelişme olmuştur.

(Bitti)