Futbol Federasyonu 2021-2022 sezonu için yeni kararları arka arkaya alıyor.

Buna bir anlamda futbolu yönetenler, futbola ayar vermeye çalışıyorlar.

İyi mi yapıyorlar, kötü mü yapıyorlar… Daha açıkçası bildiklerinden mi yapıyorlar yoksa bilmediklerinden mi?

Valla kendilerine sorup dürüstçe cevaplamalarını isteseniz, bir kısmı pek emin olmadıklarını itiraf bile edebilirler.

Haksızlık etmeyelim aldıkları bazı kararlarla temsil ettikleri kulüp yöneticilerinin en çok sesleri çıkanlarını çılgına çevirdiklerine göre ortada iyi bir şeyler var demektir.

Çünkü arkalarına aldıkları büyük taraftar gücünden dolayı bu sesi çok çıkanlar daha doğrusu çok çıkmasına çanak tutanlar sayesinde seslerini duyuranlar, yönettikleri kulüpleri nasıl daha çok zarara uğratma konusundaki uzmanlıklarına helal gelmesinden adeta ödleri kopuyor.

Öyle ya alıştıkları düzenin bozulmasına, bütçeleri hiç sonuçlarını düşünmeden kevgire çevirmelerine, benden sonra tufan anlayışlarının değişmesine hiç mi hiç tahammülleri yok.

Özellikle yabancı oyuncu konusunda birbirleriyle çelişen demeçleri unutulmuyor. Yabancı sayısının serbest kalmasıyla 'Milli takım çıkmaza girer' tezlerinin şu anda yakaladığımız milli takım jenerasyonunun büyük çoğunluğunun hem Türkiye'den yetişmesi hem de Avrupa'nın 5 büyük liginde top koşturanlardan oluşmasıyla çürümesi mi söyleyelim. Yoksa yerli futbolcular yetişmez konusunda da kendi alt yapılarının kıymetlerini bilmemelerinden dolayı genç yaşta futbolcu avcılarınca Avrupa'ya kaptırmaları mı anlatalım. Bu konuda örnekleri çoğaltabiliriz. Zaten futbolseverler de bu konuda oldukça bilgi sahibi.

Aslında sorunun kaynağına inildiğinde karşımıza çıkan gerçekler nedense iş bilmez yöneticilerin işine gelmiyor. Çünkü futbolun kurtuluş reçetesinin alt yapıya önem verilmesi olduğunu bilmeyen kalmadı. Portekiz kulüplerinin, Hollanda ekiplerinin bunun bilincine varıp alt yapı olayını nasıl da ardı arkası kesilmeyen bir kazanç kapısına dönüştürdüklerine bir bakın… Ama biz ne yapıyoruz, ülkemizi emeklilik ikramiyesi peşinde olan eski yıldızların uğrak yeri olmasına çanak tutuyoruz. Bir fotoğraf çektirme inadıyla transfer edilen bir futbolcuya yıl için ödenen paraları unutmak mümkün mü? Koca bir kulübün belki de alt yapısını kurtaracak milyon Euroları havalara savurmakta çok mahiriz doğrusu.

En acısı da günlük başarı peşinde koşanların, genç ve yetenekli futbolculara bu yüzden yeterli süreyi vermelerinden kaçınmaları… Maalesef kendilerini riske atmaktan korkan anlı şanlı teknik adamlarımız tutumlarıyla da buna çanak tutuyorlar.

Alınan güzel kararlar yok mu? Elbette ki var. Örneğin Federasyonun yeni sezonda, Süper Lig'de Milli Takımlara futbolcu veren, yerli futbolcu ve 21 yaş altı futbolcu oynatan kulüpler için teşvik sistemi açıklandı. Belirtilen kriterlere uyan kulüplere puan verilecek ve ilk 5'e giren kulüplere para ödülü verilecek.

Bir başka örnek de geçtiğimiz sezon köstebek yuvasına dönerek futbol seyretme zevkimizi öldüren sahalar için yapılan düzenleme oldu. Buna göre Süper lig ve TFF 1. Lig'de maçlar sadece doğal çim sahalarda oynanacak. Suni çim sahası olanlara doğal çime dönüşüm için 6 ay süre verilecek. Ayrıca her kulüp, bir çim saha sorumlusu atayacak.

Bir de başarılı performanslarına rağmen yaş haddine takılan hakemlerimiz için alınan olumlu kararı unuttuk sanmayın.