Evet, futbol tarihimizde “Kupa Beyi” olarak anılan tek takım Ankaragücü’dür…
Bu unvanı da boşuna almadı… 5 kez kupa finali oynadı, 2 finalinde de kupayı müzesinegötürme başarısını elde ederken, özellikle başta Beşiktaş olmak üzere Fenerbahçe ve Trabzonspor karşısında elde ettiği başarılı sonuçlarla da Türkiye Kupası tarihinde adını yazdırdı…
Uzun bir aradan sonra yeniden kupaya ağırlığı koyan Başkent ekibi geçen yıl, yarı finale kadar yükselmiş, şu an teknik direktörlüğünü yapan Emre Belözoğlu’nun çalıştırdığı Başakşehir’e yarı finalde elenerek veda etmişti. Final heyecanını son olarak 1990-1991 sezonunda yaşayan başkent ekibi, bu sezon 33 yıllık hasreti sonlandırma amacında olan sarı-lacivertliler, hep sahasında oynadığı Arguvan, Ç.Rize, 24Erzincan ve çeyrek finalde de Fenerbahçe’yi 3-0 gibi flaş bir skorla yenerek yarı finale yükseldi. 17 gün içinde biri lig maçı olmak üzere 3 kez karşılaşan Ankaragücü, kupa ilk maçında ev sahibi olma avantajını golsüz berabere kalarak kullanamadı. Rövanş maçında ise onlar için yine en büyük handikabı, “Dolmabahçe kabusu”ydu… Çünkü Başkent ekibi, finale kalma mücadelesi vereceği Beşiktaş'ı geçen yıl son 16’da kupa dışında bırakmasına rağmen22 yıldır deplasmanda yenemiyordu.Rakibi karşısında İstanbul'daki son galibiyetini 17 Şubat 2002'de 2-1'lik sonuçla alan sarı-lacivertliler, daha sonra Beşiktaş'la deplasmanda oynadığı 17 maçı da kazanamadı. 17 müsabakanın 16'sını Beşiktaş kazanırken, 1 mücadele ise berabere tamamlandı.
Nitekim Koca Çınar, yarı final rövanş maçında da Dolmabahçe geleneğini bozmadı ve şanssızlığına boyun eğdi.
“Ah o hata olmasaydı!” demeden önceBassogog ve Tasos ile kaçırdıkları pozisyonlar değerlendirilse şimdi bambaşka şeyler konuşuyor ve yazıyor olabilecektik… Yine de ilk yarıda Beşiktaş’ın girip de sonuçlandıramadığı net pozisyonlara değinmeden geçersek futbol adına haksızlık etmiş oluruz.
Ne yapalım futbol ilahları bu kez Ankaragücü’nün yanında değildi… Kupa umutlarını yine başka bir bahara ertelemek zorunda kaldı.
İşin gerçeği sanki bu eleniş, ligde var olma savaşı verecek Ankaragücü’nün yararına olacak gibi…Olmalı da…Tabi ki iş, bu durumun farkındalığına varmaktan geçiyor… Tek yolu da, kalan 3 haftadan en az 4 puan çıkarmak. Başka da yolu yok.
İlk rakip zor koşullarda mücadele eden küme düşmeyi içine sindirmiş görünümündeki Hatay… Aylardır maaşlarını alamayan güney ekibinin tek avantajı teknik kadro değişikliğinin her takıma sağladığı bir direnç yüklemesi… Gerçi Ankaragücü futbolcularının da ortaya çıkan alacaklarının ödenmemesi ile aynı sorunları yaşıyor… Tek farkları yönetimin işin vahametini anlayarak, bir ödeme planı yapıp futbolculara bunu bildirmeleri hatta kupa maçına da ayrıca büyük prim vaat ettiklerini açıklamışlardı. Onlara önerim bu büyük vaatlerini ligin son 3 haftasına yönlendirerek ihtiyaç duyulan 4 puan alınması için doping olarak kullanmalarıdır. Böylelikle hem kendilerini affettirecek hem de lig de kalmak için gerekli puanları “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” anlayışıyla sağlama bağlamış olacaklar…