Şair Hüseyin Ferhad'ın 'Atsız Patroklos' şiirinde (1) şu dizeler çıkar karşımıza:
'Yıldızlar uçuşup duruyor üzerimizde / kanat çırpışlarının çıtırtılarını duyuyoruz, / sesler okyanusunda dilsiz Homeros gibi / kendi kendimizle konuşuyoruz.'
***
Homeros'un kör olduğu söylenir de, dilsiz olduğuna dair bir rivayet yok.
Şairin onu dilsiz olarak anmasında, hele de 'sesler okyanusu'nda dilsiz olarak anmasında, bambaşka bir anlam var.
Hepimiz bir 'sesler okyanusu'nda yaşıyoruz. Her anımız seslerin saldırısı altında… Sokaklardan, kafelerden, müzik setlerinden, bilgisayarlardan, cep telefonlarından, televizyonlardan, radyolardan… Ne çok ses saldırıyor üzerimize… Hatta günün en ıssız saatlerini içeren gece yarılarında kulaklarımıza o kadar çok ses akıyor ki…
Bunların ne yazık ki büyük bölümü (Hepsine yakını desem abartmış sayılmam), 'gürültü' sözcüğüyle ifade edilebilecek türden…
Homeros ve onun gibiler, bilge insanların sesi ise duyulmuyor bu karmaşada. Şiirimizin 'Gülten Abla'sı Gülten Akın'ın o güzelim dizesinden yola çıkarak söylersem, kimselerin vakti yok onları duymaya, dinlemeye, anlamaya…
Onlar dilsiz gibiler bu yüzden…
Konuşmuyorlar…
Kendi kendileriyle konuşuyorlar sanki…
Şairin işaret ettiği de bu olsa gerek!
***
Kör olduğu söylenen, Hüseyin Ferhad'ınsa dilsiz olarak imlediği Homeros mu?
Batı edebiyatının ilk büyük yapıtları olarak kabul edilen 'İlyada' ve 'Odysseia' destanlarının yaratıcısı denir onun için…
Bense, bu tümcedeki 'Batı edebiyatı'nı 'dünya edebiyatı' diye okurum hep… Bu destanlar, Batı edebiyatına da, Türk edebiyatına da hala esin kaynağıdırlar. Wolfgang Petersen'ın yönettiği tüm dünyada olay olan 'Truva' filmi de (2004 yapımı) 'İlyada'dan yola çıkılarak çekilmedi mi?
Dünya edebiyatının hiç eskimeyecek iki başyapıtıdır 'İlyada' ve 'Odysseia'…
Bu unutulmaz, unutulmayacak, insanlık var oldukça anılacak iki yapıtı söyleyen, (evet söyleyen) Homeros, Antık Çağ'da (M.Ö. 9. yüzyıl), Smyrna (İzmir) bölgesinde yaşamış bir şair.
Döneminden dört yüzyıl önce yaşanmış olayları, Truva Savaşı'nı yazdı. Bundandır ki o dönemde yaşadığını düşünenler de var.
Bir de, Homeros'un destanlarının tek bir şaire ait olmadığı, birden çok şairin ürünü olduğu söylenir.
Hemen Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan geliveriyor usa… Onların şiirlerinin, türkülerinin de bir kişiye ait olmadığı söylenmez mi?
Ve bilir misiniz?
Adı, 'köle' anlamına gelir Homeros'un…
***
Homeros'u niye anımsadım derseniz…
Her günümüzü dolduran 'gürültü'ler içinde neredeyse 'yok hükmünde' kalan bir haber (2) nedeniyle…
Atina'da, Olympia Tapınağı'nın yakınlarındaki kazıda Odysseia'nın 13 satırının kazılı olduğu bir kil tablet bulunmuş.
Levhadaki satırlar mitolojideki İthaka Kralı Odysseus'un Eumaeus'la konuşmasını konu edinen XIV. rapsodiye ait dizelermiş.
Tablet, ilk incelemelere göre, M.S. 3. yüzyıla ait. Şimdi, hangi yüzyıla ait olduğunun kesinleştirilmesi için inceleme yapılacak laboratuvarlarda. İncelemenin sonucunda 'Evet, bu levha o yüzyıla ait' denirse…
Yananistan'da bugüne dek elde edilen en eski yazılı metni olacak Homeros destanlarının…
Bu sizi heyecanlandır mıyor mu?
Beni çok heyecanlandırdı…
Yaşadığımız bu gürültülü günlerde, 'yok hükmünde' görülse de…
_________________
(1) Hüseyin Ferhad, 'Kılıç İpekte Sınanır / Toplu Şiirler, 1982-2007)', Yapı Kredi Yayınları, Üçüncü Baskı: Temmuz 2015, İstanbul.
(2) 'Odysseaia destanına ait kil tablet bulundu', Artıgerçek internet sitesi, 11 Temmuz 2018