Ankaragücü, şampiyonluğa giden yolda Denizli engelini de yine uzatma dakikalarında bulduğu golle 2-1 ile aştı.

Sarı-lacivertliler, bu sonuçla galibiyet serisini 5 maça çıkartırken, son 3 karşılaşmayı son dakikalarda bulduğu gollerle kazanmayı da alışkanlık haline getirdi.

Süper lige çıkma konusundaki mücadelesini tüm zorluklara rağmen sürdüren Başkent ekibi, Eryaman Stadındaki yenilgisizliğini de 10 maçta aldığı 8 galibiyet ve 2 beraberlikle inatla sürdürmeyi başarıyor.

Aslında Denizli maçına, kadroda ilk onbirde direkt oynayan Zahid, Erdem, Pinto, Owusu ve Aaatıf'tan yoksun çıkan Ankaragücü'nde, sahada kim oynarsa oynasın teknik direktörleri Mustafa Dalcı'nın oyun sistemini ellerinden geldiği en iyi şekilde uygulamaya çalışmaları dikkat çeken bir unsur olarak ortaya çıktı. Sarı-Lacivertlilerin hocalarının istediklerini, sahadaki uygulamada başarabilme arzu ve istekleri, en önemlisi ise hırsları, son haftalardaki başarılı seriyi getiren en önemli noktalardı.

Kim ne derse desin maç kazandıkça o takımın havası değişiyor. Kazanma alışkanlığı futbolcuların asla maçtan kopmamasını sağlıyor. Başarının kazandırdığı özgüvenle asla pes etmiyor ve sonuca ulaşmak için her şeyini ortaya koyuyor.

Onlar da biliyorlar ki kazanılan her 3 puan, onları asıl amaçlarına yani yeniden süper lige çıkma konusundaki hedeflerine bir adım daha yaklaştırıyor.

Bu durama odaklanırken rakibin konumu ve sıralaması hiç de önem taşımıyor. Çünkü hedefe ulaşmada olaya maç maç bakıldığında, hangi takım olursa olsun, o aşılması gereken bir engel olarak görülüyor.

Mustafa Hoca da bu durumu futbolcularına çok iyi aşılamış… Maçın istatistiklerine baktığımızda da her durumda Ankaragücü'nün bariz üstünlüğünü apaçık ortaya çıkıyor. Rakibinin toplam 2 şutuna karşın 5'i isabetli olmak üzere atılan 17 şut, yine Denizli'nin 8 ortasına, 13'ü yerini bulan 45 ortası, ceza alanında 30'un üzerinde topla buluşulması ve kazanılan 12 köşe vuruşu (Denizli'nin 2), tüm futbolcuların galibiyeti nasıl sonuna kadar kovaladıklarını ve ne kadar istediklerini somut bir şekilde yansıtıyor.

Yani bu galibiyetlerin elde edilişi öyle şansla filan olmuyor… Rakamlar her zaman gerçeği ortaya koyuyor.

Transfer tahtası kapalı olan Ankaragücü, açmayı başardığı takdirde sadece bir santrafor alınacağının açıklanmasına rağmen buna gerek duyulmayacağını söylemek istiyorum. Çünkü bu ekibin Eren Derdiyok dışında skora o kadar etkili iki futbolcusu var ki onların katkılarını açıklarsam eminim ki sizler de bana hak vereceksiniz.

Asli görevleri savunma olan Yusuf Abdioğlu 5 gol ve 2 asistle tam 7 gole, Sinan Osmanoğlu da 3'er gol ve asistle 6 gole katkı verdi. Yine istatistikleri dikkatlice incelediğimiz zaman da bu katkıların maçların sonuçlarına direkt olarak nasıl etki ettiklerini de görürsünüz.

Ankaragücü iyi yolda çünkü kazanmasını istiyor ve biliyor. Benim için her zaman geçerli olan da öyle veya böyle, her koşulda, iyi de oynasa, kötü de olsa, golleri ilk dakikada da atsa, son saniyelerde de bulsa, kazanmayı bilen her zaman haklıdır.

GENÇLERLERDE İŞLER İYİ GİTMİYOR.

1.ligin en dar kadrolu, mali yönden en sıkıntılı takımı Gençlerbirliği, Efsane Başkanı İlhan Cavcav'ı yitirişimizin 5.yılında maalesef iyi durumda değil. Kötü gidişi Manisa deplasmanında da sonlandıramayan Kırmızı- siyahlıların galibiyet hasreti 4 maça çıktı.

Aslında şu anda görevde olan idari ve teknik kadrosu, bu durumda hiç mi hiç suçu yok. Üstelik onlar bir enkaza dönüşmüş bu koca çınarı, düzlüğe çıkarmak için ellerinden geleni yapmak için şartları zorluyor. Kadro maddi koşullar yüzünden takviye edilemiyor, sakatlıklar, hastalıklar bir türlü takımın yakasını bırakmıyor. Bir de herkes takviye edilirken Gençlerbirliği'nde bu durum tersine işliyor ve elindeki futbolcuları da bir bir elinden kaçırıyor. Bu gidişat, takımı bu duruma düşürenlerin hiç mi hiç umurlarında değil, koydukları paraları kurtardılar ya onlardan mutlusu yok. Maalesef bu durum, rahmetli İlhan Ağabeyin ruhunu da bir türlü huzura erdiremeyecek.

KECİÖRENGÜCÜ KURTULUŞ YOLUNDA

Ligin ilk yarısını sıkıntılı bitiren Keciörengücü'nde işler iyi gitmeye başladı. Ankaragücü yenilgisinden sonra son 3 haftada tam 7 puan toplayan Başkent ekibi, puanını 26'ya çıkararak tehlike hattında kurtuldu ve rahat bir nefes aldı.

Mor- beyazlıların, çıkışta olan Adana deplasmanında 10 kişi kalmasına rağmen elde ettikleri 3 puan, bu işi ne kadar istediklerini gösteriyor.

Başkent'in 1. Ligindeki 3 temsilcisinden transfer tahtası açık olan tek kulüp olan Keçiörengücü, bu avantajını doğrusu yaptığı transferlerle iyi bir şekilde kullandığını da ortaya koyuyor.