Ankaragücü, üst üste çıktığı ikinci Güneydoğu Anadolu seferinde bu kez galibiyetle döndü. Amed karşısında son saniyelerde yediği golle, galip gelebileceği maçtan puansız ayrılan sarı-lacivertliler, bu kez işi sıkı tuttu ve Ş.Urfa’dan ikinci gerçek deplasman galibiyetini elde etti.
Başkent ekibinin bir hafta önce Erzurum’u kendi evinde deviren Ş:Urfaspor karşısında istatiksel olarak bu kadar üstün olmasının asıl nedeni de ortaya çıktı. Meğer, ev sahibi ekibin en önemli gol ayakları; Gençlerbirliği’nin eski futbolcusu Kayode, Esenler Erokspor’a (ki ilk maçında da yeni takımına 3 puan getirdi) ve Malle’nin de Iğdır’a gitmesiyle ofansif gücü önemli bir yara almıştı. Doğrusu bu durum, sakat ve kadro dışı bırakılan futbolcuları nedeniyle büyük bir zafiyet yaşayan ve ilk kez üst üste aynı 11’le çıkmak zorunda kalan Başkent’in koca çınarına ilaç gibi geldi.
Aynı zamanda Diyarbakır’daki futbol adına yaşanan çirkin olaylardan etkilen Başkent ekibinin, Şanlıurfa’daki sıcak ve fair-play ruhuna uygun karşılanışının futbolcuların daha rahat oynamalarındaki katkısı da yadsınamaz.
Rakibinin bu güç kaybına karşın, Bajic’in ilk yarıda ve onun yerine oyuna giren Dadashov’un 2 yarıdaki performanslarıyla varlıklarını pek hissettirmediler doğrusu. Al birini vur ötekine misali sadece isabetsiz birer şut atabildiler.
Ülkemize olduğu kadar, futbolculara da yabancı olan eski teknik direktör Kenan Koçak tarafından adeta prangalanan Cephas’ın, Kemal Özdeş’in sağladığı özgürlükle form ve motivasyon olarak zirve yaptığı dönemde ciddi bir şekilde sakatlanması, buna bir de tecrübeli ve de yararlı oyunlarıyla katkı veren Kitsiou ile Schulz’un eklenmesi kelimenin tam anlamıyla sarı-lacivertli camia adına talihsizlikti.
Tecrübeli teknik direktör Kemal Özdeş, nasıl Cephas’ı takıma kazandırdıysa, Şanlıurfa deplasmanında da sakatlıktan yeni çıkan ve gönderilmesi gündeyken Saponara’yı da yeniden sahneye sürmesi de ilginçti… İtalyan oyuncu sergilediği futboluyla maçın kazanılmasında büyük pay sahibiydi. Attığı golde rakip savunmanın büyük hatası rol oynadıysa da arkadaşlarını yönlendirmede oldukça başarılıydı. Zaten golden sonra kendisine yeni bir şans tanıyan hocasına koşmasında da minnet duygusu hakimdi.
Futbolcuların ruh halinden anlayan ve onları yeniden takıma kazandırmayı başaran Kemal Hoca, böylece gösterdi ki Ankaragücü için doğru seçimmiş... Keşke sezon öncesi anlaşma yapılmasına rağmen maçlara başlayamayan Kemal Özdeş ile devam edilseydi de yerine getirilen Cihat Arslan’ın 5, kadro dışı bırakılan futbolcuların gelmesinde önayak olduğu Kenan Koçak’ın da 11 hafta süren kötü süreçler yaşanmasaydı.
Sadece Cephas ve Saponara mı? Özdeş ile birlikte Osman Çelik, Mahmut Tekdemir, Hayrullah Blazer, Diego Coelho ve Rotariu’nun da performanslarında hatırı sayılır bir düzelme var. Bu da demektir ki Kemal Özdeş’in ufak dokunuşları bile son dönemde yaşanan kadro zafiyetine bile iyi geldiği aşikâr.
Kaleci Ertaç Özbir’in sadece Şanlıurfa maçında bile 4 kurtarışa imza atması onu tartışılmayacak bir konuma getirmiyor mu?
Koca çınarın sırtında bir kambur gibi duran ve Şanlıurfa maçından sonra yöneticiler tarafından kaldırıldığı açıklanan transfer yasağından sonra kafalarda, cevabı netlik kazanmayan birkaç soru dolaşıp duruyor.
Acaba Emre Yıldız, kendi transfer ettiği Polonyalı futbolcuyu oynatmak için Saponara’yı gözden çıkarma riskini üstlenir mi? Eğer mutlaka yer açılacaksa Bajiç, Dadashov ve Varga ne güne duruyor?
Yapılması düşünülen nokta transferlerde tek yetkili eskiden olduğu gibi (huylu huyundan vazgeçmez) yine sportif direktör mü olacak, yoksa Kemal Özdeş’in istedikleri mi alınacak?
Bekleyip göreceğiz.