Dünkü yazımızda ekonomide gerçeklerin Yeni Ekonomik Program'daki (YEP) iyimser hava ile örtüşmediğini söylemiştik...

Aynı gün TÜİK enflasyon oranlarını açıklandı...

Rakamlara göre tüketici fiyatları bazında enflasyon Eylül'de yüzde 0.99 artmış ve yıllık enflasyon yüzde 9.26 ile tek haneye gerilemiş!

***

Temel tüketim mallarına gelen yüklü zamların ardından TÜİK tarafından açıklanan bu rakam tartışma yarattı...

Biz bu tartışmaya girmeyelim ve analizimiz için açıklanan oranı esas alalım...

O takdirde bile, gerilemenin nedenlerine bakıldığında bu durumun yapısal değil konjonktürel nedenlerden kaynaklandığı, dolayısıyla kalıcı olamayacağı görülür.

***

Bilindiği gibi ülkemizde son dönemde enflasyonu körükleyen üç ana kaynak var...

Bunlardan birincisi döviz fiyatları ve bunun doğurduğu maliyet enflasyonu...

İkincisi, gıda fiyatları ve bunun doğurduğu gıda enflasyonu...

Üçüncüsü, bütçe açıklarını kapatmak için yapılan zamlar.

***

Bu faktörleri geçen yılın Eylül ayıyla kıyaslarsak...

Döviz fiyatlarında geçen yıl yaşanan aşırı artışlar nedeniyle bu yıl fiyatlarda yüzde 10 civarında bir gerileme görüldü... Ne var ki, döviz fiyatlarını belirleyen ana etmen olan deviz cinsinden dış borçlarda sıkıntı sürüyor... İhracatta bir artış görülse de bu artış borçların çevrilebilmesi için yeterli değil... Her şart altında ülkeye döviz cinsinden kaynak girişinin artması gerekiyor. Böyle bir artışın kısa vadede gerçekleşeceği konusunda ise bir emare yok.

Gıda fiyatlarına gelince... Burada tarım ürünlerinin fiyatları belirleyici olmuş olabilir... Yaz mevsiminde üretim artışı dolayısıyla son aylarda sebze meyve fiyatlarında bir gerileme oldu. Bu gerileme özellikle üretici fiyatlarını düşürdü. Ancak yaz mevsiminin sona ermesiyle düşen sebze ve meyve fiyatları yeniden artış sürecine girmesi bekleniyor...

Üçüncü olarak bütçe açıklarına yapılan zamlara baktığımızda son bir yıl da elektrik ve doğalgaza yüzde 50, akaryakıta yüzde 30, tekel ürünlerine yüzde 60 ve temel gıda maddelerine yüzde 40'a varan zamlar yapıldığı görülüyor... Ekim ayı başında elektriğe yapılan yaklaşık yüzde 15'lik zam ise etkisini önümüzdeki aylarda gösterecek.

Kısacası, Eylül ayındaki düşüşe rağmen enflasyonu yukarı çeken ana etkenler varlıklarını sürdürüyor.

***

Nitekim, Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Yönetim Kurulu Başkanı (BUSİAD) Ergun Hadi Türkay, elektriğe yapılan yüzde 14.9 zammın önümüzdeki döneme etkileri konusunda yaptığı açıklamada şunları söylüyor:

'Yıl sonu enflasyonu yüzde 12 öngörülüyor. Gelecek yıldan itibaren de yüzde 5'lik büyüme hedefi var. İşsizlik yüzde 12'lerin altına çekilecek deniliyor. Ancak aradan saatler geçmişken elektriğe yüzde 14.9 zam geliyor. Bunu üretenler olarak telafi etmemiz, çok istememize rağmen kolay olmayacak'...

Türkay, açıklamasının devamında ekonomik hedeflere ulaşmayı, en çok isteyenler arasında sanayicilerin olduğunu ancak hedeflere ulaşmak için yapılanların da buna uygun olması gerektiğini vurguluyor.

***

Sanayicinin program konusundaki görüşü böyle... YEP'in emekçi kesime neler getirebileceğine baktığımızda ise durum daha da endişe verici...

Örneğin programda şu pasaj dikkat çekiyor:

'Ekonomimizin uluslararası sermaye hareketlerindeki oynaklığa dayalı kırılganlığını azaltacak, reel sektöre TL cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacaktır.'

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu anlaşılması güç pasajla ilgili olarak, 'Kıdem tazminatı fonu gibi bizim haklarımızı ortadan kaldıran, birikmiş kazanımlarımıza elini uzatan, piyasaya açan, kaynak yaratmaya çalışan bir iktidar anlayışı var' uyarısında bulunuyor...

Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu da,'Program ile milyonlarca insanın sosyal güvenlik haklarına ve iş güvencelerine dönük sistematik saldırıların satır aralarına gizlendiğini görmemek olanaksızdır' ifadesini kullanıyor...

***

Özetlersek, YEP 2019, daha önceki Orta Vadeli Programlar ve geçen yılki YEP gibi ekonominin yapısal gerçeklerini dile getirmekten ve sorunları çözmekten uzak bir görüntü veriyor.