Şiir bizde, en kolay edebiyat türlerinden birisi gibi algılanır… Editör süzgecinden geçirmeden parayla kitap basan yayınevlerinin çoğalmasıyla bu 'en kolay edebiyat türünde' kitap yayımlatanların sayısı da oldukça arttı…

Bu durumdan söz edilirken alaysı bir gülümsemeyle Aziz Nesin'in sözü anımsanır hemen:

'Türkiye'deki her üç kişiden beşi şairdir!'

'Aziz Nesin'in dediği gibi' diye bu söz söylenir. Bazen sayılar değiştirilse de…

Gerçi Aziz Nesin bu sözü, yaklaşık 45 yıl önce (1975) söylemişti. Onun ağzından bu sözün dökülüşünde, şimdiki kullanımındaki gibi alay yoktu. Yurtdışındaki bir edebiyat toplantısında, şaşıracaksınız övünmek, evet övünmek için söylemişti.

Nesin, 1976 Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı'nda (İlk yıllıktır bu / Tekin Yayınevi, 1976, İstanbul), bir dipnotta bunu şöyle açıklar:

'Bir yurt dışı gezimdeki bir edebiyatçılar toplantısında, o ülkede çok şair bulunduğunu anlatmak için, 'Burada her beş kişiden üçü şairdir.' demişlerdi. Ben de 'Türkiye'deki her üç kişiden beşi şairdir.' karşılığını vermiştim. Gerçekten de, yaşamında şiirle uğraşmamış, şiir yazmamış –hiç değilse gençliğinde– olanımız pekazdır. Şiir yazıp söylememiş olanlarımızdan da şiiri yaşayanlar, şiirce yaşayanlar çoktur.'

***

Türk toplumu böyledir gerçekten. Belki de Hüseyin Ferhad'ın vurgulamasıyla (*), tam da bu nedenle edebiyatın diğer türleriyle tanışmamız geç olmuştur.

Bizim gibi 'şiiri yaşayan toplum'lardan birisi de Gürcüler sanırım. Ki Aziz Nesin'in yazdıklarını anımsamama Gürcü Türkolog ve diplomat Makvala Kharebava'nın sözleri neden oldu. Küçük bir ülke olan Gürcistan'ın nüfusunun dört milyonun altında olduğu anımsatılınca dedi ki Kharebava:

'Nüfus üç milyon ama beş milyon şiirseveriz. Sofralarımız şiirsiz olmaz…'

Elbette, yanına milyon eklenmekle birlikte üç ve beş rakamlarının bu sözde geçmesi güzel bir rastlantı da… Bu yanıtı verirken Aziz Nesin'in sözünü önceden duymuş muydu Kharebava, onu bilmiyorum.

***

Bu bir yana, kuzeydoğuda sınır komşumuz Gürcistan'ın Başkenti Tiflis'te yapılması düşünülürken koronavirüs salgını nedeniyle sanal ortamda gerçekleştirilen bir kültür-sanat etkinliğinde söyledi bu sözü Kharebava.

Yunus Emre Enstitüsü'nün katkısıyla yayımlanan 'Türk Şiiri Antolojisi'nin ikinci baskısının tanıtım etkinliğiydi bu. Zoom programından yararlanılarak Tiflis, Ankara, İzmir ve İstanbul'dan şairler, Türkologlar, çevirmenler bir araya geldi sanal ekranda da olsa. Düşüncelerini aktardılar, şiirler okudular.

Türkiye Cumhuriyeti Gürcistan Büyükelçisi Ceren Yazgan, Gürcistan Javakhishvili Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Marika Jikia, Yunus Emre Tiflis Enstitüsü Müdürü Ali Oğuzcan Yüksel, kitabın redaktörleri Doğubilimci ve çevirmen Nino Ramishvili ile yazar, çevirmen Kevser Ruhi, Türkologlar Nana Janashia, Nana Kacharava, Maka Shonia, Mariam Gaprindashvili.

Makvala Kharebava'nın kolaylaştırıcılığında yapılan etkinliğe Türkiye'den katılan, antolojide de şiirleri yer alan şairler mi?

Ataol Behramoğlu, Ahmet Telli, Veysel Çolak, Hidayet Karakuş, Arzu Karadağ, Halim Yazıcı, Fergün Özelli, Tuğrul Keskin, Ümit Yaşar Işıkhan, M. Mahzun Doğan.

***

İki dilde, Türkçe ve Gürcüce olarak yayımlanan 'Türk Şiiri Antolojisi' 2018'de basılmıştı ilk olarak. Üzerinden kısa bir zaman geçmiş olmasına karşın genişletilerek ikinci baskısı yapıldı. Elbette şiir ve şiirimiz adına sevindirici… Bu arada öğrendik ki, UNESCO'ca kabul edilen 2021 Yunus Emre Yılı nedeniyle o derya Yunus çevriliyormuş bir yandan… Bir yandan da kadın şairler antolojisi yayımlama hazırlıkları var. Bütün bu çabalarda, 2013 yılında kurulan Çeviri Kulübü'nün büyük katkıları var…

Bu çabalar, şiirle kardeşlikleri yeşertmek için umutları besliyor.

Ve anlıyoruz ki üç milyonluk Gürcistan'da gerçekten de beş milyon şiirsever var.

_______________________

(*) Hüseyin Ferhad, 'Ülkemizde 'üç kişiden beşinin şiir yazması'ndan olsa gerek, Türk dili, öbür edebiyat türleriyle ancak XX. yüzyıl başlarında tanışabilmiştir.' der, 'Etnik Büyü' adlı yazısında. ('Şark Belleği, Yapı Kredi Yayınları, 2016, İstanbul).