Önceki yazımızda 'Orta direk', tanımının en kestirme ölçülerinden birinin en azından çalışma dönemi sonunda bir ev ve bir otomobil sahibi olabilmek olduğunu söylemiş...

Günümüzde orta sınıfa mensup normal bir çalışanın, çalıştığı süre içinde veya emekli ikramiyesiyle bir ev ya da otomobil alabilmesi artık mümkün olmadığını sözlerimize eklemiştik...

Peki, bu durum konjonktürel bir gerileme mi, yoksa uzun vadeli bir fırtınanın ilk esintileri mi?

***

Üst üste gelen enerji zamları bu sorunun cevabını verebilmek açısından bir anahtar görevi görebilir...

Geçtiğimiz günlerde elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılan yüzde 20 oranında zam, uzun bir zincirin yalnızca bir halkasıydı. Kısa bir süre önce konutlarda kullanılan doğalgazın birim fiyatında yüzde 20,4, sanayide yüzde 50,8, elektrik üretiminde kullanılan doğalgazın birim fiyatında ise yüzde 49,5 oranında artışa gidilmiş...

Elektrikte ise mesken abonelerinin tarifesine yüzde 20, sanayide yüzde 50, ticarethane abonelerinin tarifesine yüzde 30 zam yapılmıştı.

***

Bu zam furyasının ardından enerji ekonomisti Çağada Kırım: 'Elektrik maliyetleri çarpan etkisiyle tüm ürün ve hizmetlerin fiyatını artıracak' uyarısını yapmıştı. Kırım, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede bu konuda şu ifadeleri kullandı:

'Rusya-Ukrayna krizi ve pandemi sonrası talepteki artış tüm dünyada enerji fiyatlarının artmasına neden oldu. Bu gelişmeler yatırımcıları korkutmakta ve dolayısıyla orta vade için alarm vermektedir... Ne yazık ki orta vadede ucuz elektrikten söz edemeyecek hale geleceğiz.'

Kırım, yapılan zamların 'orta direk' üzerindeki etkilerini de şu sözlerle anlattı:

'Konutlardaki fiyata yapılan zammın görece düşük olması ilk bakışta özellikle dar gelirli hane halkının menfaatine gibi görünse de gerçekte durum bundan çok farklı. Zira esnaf ve üreticiye yüklenen elektrik maliyetleri çarpan etkisiyle tüm ürün ve hizmetlerin maliyetini artırıyor, hane halkı evde ucuz elektrik kullandığını düşünürken aslında elektrikteki maliyet farkını son tüketici ürünlerinin fiyatına yansıyan artışta ödemiş oluyor. Üretimde en önemli girdi maliyetinin enerji maliyeti olduğu göz önünde bulundurulduğunda tüm ürünlerin fiyatının artması direkt olarak enflasyonu artırıyor ve tüketici maliyet bazlı bir elektrik faturasında ödeyeceği tutardan çok daha fazlasını market alışverişinde veya diğer ürün ve hizmet satın almalarında ödemiş oluyor. 2018 yılından günümüze enflasyon verilerine bakıldığında bu durum verilerle doğrulanırken sanayi elektriğindeki bu yüksek artışın önümüzdeki ayın enflasyon verilerine ciddi ölçüde yansımasına kesin gözüyle bakılıyor.'

***

Kırım, açıklamasının devamında BOTAŞ tarafından açıklanan elektrik üretimi amaçlı doğal gaz tarifesine de 1 Eylül'den geçerli olmak üzere yüzde 50'lik bir zam yapıldığını hatırlattı ve elektrik üretiminin önemli bir bölümünün doğal gaz kaynaklı santrallerden karşılanıyor olması nedeniyle bu zammın elektrik maliyetlerini artıracağını ve tüketicinin kullandığı elektrik fiyatlarına ekim ayında ciddi bir zam baskısı oluşturacağını söyledi...

Kırım, son olarak BOTAŞ'ın son yaptığı yüzde 50'lik zam ile 2022 yılı içinde elektrik üretim amaçlı doğal gaz fiyatında toplamda yüzde 330'luk zam yapılmış olduğuna dikkat çekti ve kış aylarında gerek doğal gaz talebinin artışı gerekse de doğal gaz kaynaklı santrallerin toplam üretimdeki payının artması sonucunda yıl sonuna kadar tüketicilere etki edecek en az 1-2 zammın daha yapılacağını iddia etti...

Enerjinin büyük bir bölümünün ithal edildiği ve TL'nin yabancı paralar karşısında sürekli değer kaybettiği gerçeği de göz önüne alındığında, enerjiye yapılan bu zamlar ve onların tüketici üzerindeki 'çarpan etkisi'nin konjonktürel bir olay olmadığı, aksine ekonominin yapısal bir özelliği haline geldiği açıkça görülebiliyor.

***

ABD ve Avrupa başta olmak üzere dünyadaki gelişmeler de bu olayın ülkemizle sınırlı olmadığını, Batı dünyası başta olmak üzere küresel bir olgu karşısında kaldığımızı gösteriyor...

Türkiye'nin özelliği bu 'küresel fırtına' karşısında hazırlıksız yakalanması ve fırtınadan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alması...

Yalnızca ekonomiyi değil toplumsal yapıyı da etkileyecek bu fırtınadan en çok etkilenecek kesim ise hiç kuşkusuz 'orta direk' olacak.

(Devam edecek)