Bir 'kuyumcu', Yeşilçam'a ısmarlama senaryolar yazarken günlüğüne şu tümceleri düşer:
'Tencere kaynıyor, çok şükür. Ya Kahrı? Kafam başka türküler alıp verirken, kalıplar içinde debelenen bir pazarda laf sallamak? O pazara uymak? Yüreğim hûn! Ekmek nelere 'evet' dedirtiyor… Tanrı Kuyumcular'ı korusun!'
***
Kimdir o kuyumcu?
Yılmaz Gruda.
Kimlerdir 'Tanrı Kuyumcular'ı korusun!' derken korunmasını istedikleri?
Şairler…
Belki birçoğu onu tiyatro sahnelerinden, beyazperdeden ve televizyon dizilerinden tanıyor ama o bir 'kuyumcu' aynı zamanda…
Bir şair…
Hatta, bunların hepsinden önce bir şair!
***
Ankara Ticaret Lisesi'nde okudu.
Bir bankada çalışırken o işi bırakıp tiyatroyu tercih etti (1954). Cep Tiyatrosu'nda başladı sahne serüveni. Küçük Sahne, Ankara Meydan Sahnesi, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Devlet Tiyatrosu, Çuvaldız Kabare Tiyatrosu ve Nisa Serezli topluluklarında sürdü.
100'ü aşkın oyun sahneye koydu. Bir o kadar oyunda oyuncu olarak sahneye çıktı. 200'ü aşkın filmde rol aldı. Onlarca dizide izledi seyirciler onu.
Ama bunların hepsinden önce bir şair o!
İlk şiiri henüz 15 yaşındayken yayımlanmıştı (1945).
Ellili yılların dergilerinde genç bir şair olarak öne çıkmıştı.
Attila İlhan'la anılan Mavi Hareketi'nin şairlerindendir.
İlk şiir kitabı 'Çarmıhtaki Yeni Mehmet' 1963'te yayımlanmıştır.
1999 Behçet Aysan, 2003 Yunus Nadi ödüllerini almıştır.
***
Şiirin, Gruda'nın yaşamında hep özel bir yeri oldu.
Oldu olmasına da, onun 'Kuyumcular …ve Kuyumcular Günlüğü' adlı kitabının (*) onun şiir serüveninde apayrı bir yerde durduğunu düşünüyorum.
Şiir serüveninin parçasına dönüşen, bazıları arkadaşı, dostu olan şairlerin şiirde yaptıklarını, yapmak istediklerini biraz da kendi söyleyişleriyle buluşturarak yazılmış portre şiirler yazmıştır Gruda. O şairleri yeniden okuyarak, haklarında yazılanları okuyarak… Beyninde o şairlerle günlerce yaşayarak. Sancılı bir süreç yaratmıştır kendine. Sonucunda şiirimizin önemli adlarıyla ilgili portreler çıkmıştır ortaya.
Hangi şairleri mi yazmış?
Hilmi Yavuz, İlhan Berk, Tevfik Akdağ, Cemal Süreya, Ömer Faruk Toprak, Turgut Uyar, Ahmed Arif, Ahmet Oktay, Behçet Necatigil, Attila İlhan, Edip Cansever, Ece Ayhan, Can Yücel, Ülkü Tamer, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Nazım Hikmet.
***
Ha, kitabı benim için önemli kılan yalnızca şiirler değil.
Bir de günlüğünü tutmuş Gruda, bu sancılı sürecin.
O sürecin günlüklerinde şairler üzerine saptamaları, düşünceleri, kitabı daha bir önemli kılıyor.
***
Yılmaz Gruda bu yıl 70. sanat yılında, 88 yaşındaki bir sanatçı olarak, Eylül sonunda gösterime giren 'Göktaşı' filminin 'Çapkın Dede'si o!
Yalnızca beyazperdede değil, sahnede de yine seyircilerin karşısında. Hem yazdığı, hem yönettiği, hem oynadığı (Barbaros Uzunöner ile birlikte) bir oyunla hem de… 'Gülmeye Geldik Dünyaya' adını taşıyor oyun. Tiyatro üzerindeki yasaklar ve baskılar eleştiriliyor gülmece diliyle.
'Kuyumcular'a şiir yazan bir 'kuyumcu' olarak, şimdilerde yeni bir şiir kitabının haberini de alabiliriz gibi geliyor bana…
Doksanına merdiven dayamışken…
________________________
(*) Yılmaz Gruda, 'Kuyumcular …ve Kuyumcular Günlüğü', Papirüs Yayınları, 1980, İstanbul.