Bugün yarın derken geldi çattı.

Yitirilmiş umutların yeniden filizleneceği, yıllanmış beklentilerin ''neden olmasın'' iyimserliğiyle gelecek günlere taşınacağı yeni yılı karşılamaya az bir zaman kaldı.

Süre daraldıkça umut kuyrukları uzuyor.

Ulus'ta, Kızılay'da, Bahçelievler'de ve kentin öteki işlek hemen her semtinde birbiri ardına dizilmiş insanlar, Milli Piyango'nun yılbaşı özel çekilişine ilişkin bilet alabilmek amacıyla seyyar bayilerin önünde sıranın kendilerine gelmesi için bekleşiyorlar.

Şanslarına güvenmeyenler, desteler arasından şanslı bileti bulma umudunu beraberinde getirdikleri çocuklarına, torunlarına bağlamışlar.

Yağmur, çamur kimsenin umurunda değil.

Elbette ki, 70 milyonluk ikramiye de hafife alınacak gibi değil.

Harca, harca bitmez.

Ne hayaller kuruluyordur, kim bilir?

Fabrika kuranlar mı istersiniz, dünya turuna çıkanlar mı?

Alacağı yatla önce liman liman dolaşıp yaşamın tadını çıkarma, ardından da salim kafayla istihdam yaratacak karlı bir yatırımın planlarını yapma düşüncesinde olanlar mı?

Bir de alacağı paranın büyük kısmını hayır kurumlarına bağışlayacağından dem vuranlar var ki, bugüne kadar bu sözünü yerine getirene ben pek rastlamadım doğrusu.

Yine de fesatlık yapmayalım.

Belki vardır böylesi de, bizim haberimiz olmamıştır.

Kim bilir?

Ama bir gerçek var ki yadsımak insafsızlık olur.

Birkaç günlük hayali bile yeter.

Şans kuyruğunda bekleşenlerin, sırası gelip de aldığı bileti itinayla cüzdanına yerleştirenlerin yüzlerine yayılan tebessüm, o hayalin aynası gibi.

Kim bilir, belki?

Neden olmasın?