Mağlup takım teknik direktörlerinin kalkanıdır o sözler:
“Yenildik ama ezilmedik’’
Sana göre öyle de, taraftar farklı görüşte…
Öyle ya,
Beraberlik şöyle dursun tam iki gol görmüşsün kalende.
Daha ne kadar ezileceksin ki…
Bir gol daha yesen, preslenmiş portakal gibi posan kalacak geride.
Ezilmiş sayılman için daha kaç gol yemiş olman lazım…
Üç mü, dört mü, beş mi?
Hoş onun da bir mazereti vardır ya neyse…
CHP’de yaşananlar, yenik takımın halini anımsatıyor.
Bir yanda, “oyumuzda artış var’’ hesapları, öte yanda “taze kan, yeni vizyon’’ söylemleriyle bir nevi “yemezler’’ çıkışları.
Alışılagelmiş manzara…
Seçmen kitlesi kanıksamış durumda…
Bir değil, iki değil üç değil…
Galibiyet yok…
Mağlubiyet derseniz, örneklediğimiz gibi, “yenildik ama ezilmedik’’ modunda…
Arkadaş, tiryakisi olmuşsunuz, anladık ama biraz da rakibi düşünün…
Yenilmenin ama ezilmemenin zevkini bir kere de olsa onlar tatsın.
Şimdi önümüzdeki dönemde yerel seçimler var.
İşte size bir fırsat.
Bırakın birbirinizle didişmeyi, kilitlenin hedefe.
“Yenilmenin ama ezilmemenin keyfini’’ bir kez de rakiplerinizin yaşamasına olanak sağlayın.
Seçmenleri de üzülsün…
“Kazandık ama ezildik’’ diye karalar bağlasın…
Ha gayret…
Didişmenin, koltuk kavgasının dozunu biraz daha artırın yeter.
Yoksa aynı tas, aynı hamam misali…
Payınıza düşen bilindik sözler olur:
“Kaybettik ama ezilmedik’’
Ama seçmenin de iki eli yakanızda olur.
Seçmen kızgın.
Seçmen tepkili…
“Yetti artık. Ne olacaksanız olun. Ama kazanın’’ diyenlerin ayak sesleri giderek yükseliyor.
Bizden söylemesi…