Ihlamur 'kerestesi beğenilen büyük bir gölge ağacı'dır da, belleklerde daha çok kurutulup çay gibi içilen yapraklarıyla, o yaprakların ve çayın güzelim kokusuyla yer etmiştir.

Ankara'da bir sokağa da adını vermiştir.

Kentin adı güzel sokaklarından birisidir orası…

***

O sokakta, 1963 yılının 6 Aralık'ında bambaşka bir heyecan yaşanmıştı…

Bir 'tersine göç'ün sonucuydu bu heyecan…

Şöyle ki:

Kuruluş tarihi kayıtlara 1963 olarak geçen bir tiyatrodan söz ediyorum. Ankara Sanat Tiyatrosu'ndan (AST).

Kuruluşu 1963 olarak geçmiştir kayıtlara. Ama serüven 1962'de başlamıştır. O yılın tiyatro sezonu başlarken İstanbul'da, Asaf Çiyiltepe'nin öncülüğündeki Arena Tiyatrosu da 'Merhaba' demiştir seyircilere 'Kral Übü'yle... Sezon boyunca dört oyun sahneye koymuşlardır. Ama… Serüveni Ankara'da sürdürmeye karar verirler…

Niye mi?

AST'ın İzmir turnesinde, liseyi yeni bitirmiş bir öğrenci olarak 'Hikaye-i Mahmud Bedreddin' oyununu izlemeye gittiğimde aldığım (1981) 18. yıl broşüründen aktarıyorum:

'Çıkışımız ilk günden ses getirdi. İlk günden kalıplaşmış tiyatro anlayışına bir tokat vurduk. Ve dedik ki kalkıp gidelim Ankara'ya. Orda ödenekli Devlet Tiyatroları tarafından uyutulmaya çalışılan seyirciye gerçek tiyatroyu götürelim. Ve kalkıp geldik.'

'Tersine göç' dediğim bu işte…

Genel olarak biliriz ki, sanatçıların yaşam öykülerini, kurumların serüvenlerini incelediğimizde, Ankara ihracatçı konumundadır hep!

Ankara'nın sütünü emerler, büyürler, 'böyyük!' olmak için İstanbul'a göçerler.

Burada ise bambaşka bir öykü var. İstanbul'dan Ankara'ya göç…

AST'ın başlangıcında böylesine deli bir ayrıntı var işte…

***

Gelelim serüvene…

O yılın Temmuz'unda Ankara'da bir yer bulurlar kendilerine…

Ihlamur Sokak'ta…

Orayı bir güzel düzenlerler. Tiyatro oyunları sahnelenecek bir alana dönüştürürler. Yeni oyunlarını hazırlayıp prova yaparlar…

Ve yılın son ayı geldiğinde şöyle bir davetiye ulaşır tiyatroseverlere:

'Tiyatromuzun açılış gecesinde Samuel Beckett'in 'Godot'yu Beklerken' isimli oyununa şeref vermenizi dileriz.

Ankara Sanat Topluluğu'

Henüz Ankara Sanat Tiyatrosu demiyorlar adlarına…

Davetiyede yer alan tarih: 6 Aralık 1963.

Saat: 21.15.

(Şaşırmayın! Takvimlerle, saatlerle bile oynanmasına yıllar var daha… O nedenle, 21.15'te başlıyor oyun.)

Adres:

'Yenişehir, Ihlamur Sokak, No: 7 1'

***

İşte bu davetiyeyle birlikte yepyeni bir tarih ediniyordu kendine sokak…

Artık AST'ın olduğu sokaktı orası…

Güzelim ıhlamur kokularını anımsatan adına sanatın büyüsünü ekleyen ikinci bir ad eklenmişti…

O günden bugüne, 57 yıl geçivermiş işte… Yarım yüzyıldan fazla…

Kutlanası değil mi?

Evet ama , şöyle bir duyuru çıkıverdi karşımıza:

'6 Aralık 1963 yılında Asaf Çiğiltepe öncülüğünde kurulmuş olan tiyatromuzun İzmir Caddesi Ihlamur Sokak'ta ki tarihi salonunu 6 Aralık 2020'de boşaltmak zorunda kaldığımızı üzülerek bildiriyoruz.'

***

Ne desem ki, yaprak döktüm okuyunca…

Yalnızca AST'a doğrudan emek veren sanatçılar için değil, tiyatro hatta sanatseverler için de bir anılar galerisidir o salon…

Bir gün AST oradan çıkacaksa, çok daha geniş bir salonda çalışmak için çıkmalıydı. Orası içinse müze olma kararı alınarak…

Çünkü o merdivenlerden aşağı inip fuayesinde dolaşan, sahnesinden seyircileri selamlayan insanlar şöyle bir düşünülürse…

Asaf Çiyiltepe, Kerim Afşar, Işık Yenersu, Genco Erkal, Ergün Uçucu, Fikret Hakan, Timur Selçuk, Orhan Taylan, Rutkay Aziz, Rana Cabbar, Savaş Yurttaş, Meral Niron, Altan Erkekli, Erkan Yücel, Vasıf Öngören, Oktay Arayıcı, Çiğdem Talu, Yaman Okay, Ayberk Çölok, Erol Demiröz, Cezmi Baskın, Yaşar Akın, Yeşim Dorman…

Daha sayayım mı?

Bitmez ki bu liste…

Özeti:

O salonun duvarlarında ne ustaların sesi yankılanıyor…

O yankılar sahipsiz mi kalacak şimdi?