Soru şu: Kur Korumalı Mevduatın (KKM) Merkez Bankasına maliyeti 820 milyar lira olmasına karşın, KKM’de stopaj neden halen (0) sıfır? Çünkü, yüzde 15’ler oranındaki stopaj vergisinin olmaması KKM’nin cazibesini artırıyor.

KKM’de stopaj kesintisinin hikayesi 2018 yılı Ağustos’una kadar uzuyor. Döviz kurlarına yönelik talepler nedeniyle dolarizasyonu engellemek için TL mevduat hesaplarından elde edilen faize yüzde 15 oranında uygulanan stopaj da küçük indirimler yapılmıştı. 6 ay vadeli hesaplarda yüzde 15’ten yüzde 5’e, bir yıl vadelide yüzde 12’den yüzde 3’e, bir yıldan uzun vadeli hesaplarda stopaj kesintisi yüzde (0) sıfıra düşürülmüştü. Aynı dönemde dövize talebi kesmek için döviz tevdiat hesaplarında da stopaj (tevkifat) oranı artırılmış, vergisi yüzde 20’ye çıkarılmıştı.

Bu adımlar kurlara eğilimi sınırlandırmıştı, ta ki 2021 sonbaharında başlatılan politika faiz oranının düşürülme kararına kadar. Politika faizinde ABD Merkez Bankası FED ve Avrupa Merkez Bankası ECB ile yani global finans piyasaları ile uyumlu hareket etmek yerine, MB’nin bir hafta vadeli repo ihale faizi olan politika faizinin düşürülmesi ile TL’den kaçışlar başladı. Bu kez liralaşma stratejisi geliştirildi, yukarıda belirttiğimiz mevduat faizine indirimli stopaj uygulaması sürdü, kur korumalı mevduat (KKM) denilen garabet başlatıldı. Onda da stopaj sıfır olarak ilan edildi.

TL mevduata stopaj kesintilerindeki küçük indirimler kur riskini düşürmediği gibi, uygulamada döviz ve altın dönüşümlü KKM ise başından beri hep vergi dışı kaldı. Öte yandan TL’den KKM’ye dönenlerin getirileri bütçe kaynaklarından ve dolayısıyla hazine tarafından, döviz dönüşümlü olanların faizi ise Merkez Bankası kaynaklarından ödendi. Bu nedenle KKM ile 3 trilyon lira gibi bir tutar toplandı ama bunun MB’ye zararı 820 milyar lirayı buldu.

Geçtiğimiz hafta 30 Nisan’da Resmi Gazete’de 8434 sayılı CB Kararı ile  GVK Geçici Madde 67’de yer alan tevkifat (stopaj) oranlarında değişiklik yapıldı. Aslında getirilen değişiklik stopaj oranlarını bir miktar yükseltmeyi içerdi. Böylece vatandaşın TL mevduatta elde ettiği gelir düşürüldü. Getirilen düzenlemede, 31 Temmuz 2024'e kadar kâr paylarında 6 aya kadar yüzde 5 olan stopaj yüzde 7,5’e çıkarıldı. 1 yıla kadar yüzde 3 olan oran yüzde 5’e yükseltildi. 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda yüzde (0) olan stopaj ise yüzde 2,5 oldu. KKM’de sıfır oranlı stopaj devam etti.

Piyasadaki kötü dedikodu

KKM’nin çözülmesi ve MB’na olan yükün azaltılmaya çalışıldığı biliniyor. KKM’de bulunan tutarın TL mevduata geçirilmesinin hedeflendiği de biliniyor, ancak TL mevduatta ise stopaj artırılıyor. Peki o zaman vatandaş parasını TL’de neden tutsun. KKM hesabında vergi ödemeden parasını tutmaya devam edecektir. O nedenle piyasada şimdi şöyle bir kötü dedikodu dolaşmaya başladı:

“Hem KKM’de sıfır stopajı sürdürüp, hem de KKM’nin TL mevduata yönlendirilmesi mümkün olmayacağına göre, yurt dışından çok ciddi tutarda döviz ağırlıklı getirilen ve çok cazip faiz kazandıran KKM’nin çözülmesi gerçekten isteniyor mu?

İşte bu dedikodu; hem siyasi iradeye, hem de ekonominin karar alıcılarına büyük zarar verir.

Sosyal medya hesaplarımızda bu konudaki tepkilerini dile getiren okurlar; “KKM’de gelir stopajı yüzde 25’e çıkarılırsa, KKM hesapları hızla çözülür ve yükü de hızla düşer. Normal mevduata yüzde 7,5 olarak getirilen stopaj sıfırlanmalı. Mevduata sıfır stopaj verilirse, KKM’den çözülen hesapların dövize yönelmesi de önlenmiş olur” önerisini dile getiriyor. Bir kısım okur ise “Getirilen yeni düzenleme ile TL mevduatın stopajı artırılıyor ve KKM’de sıfır devam ediyorsa, KKM’den çıkılması gibi bir niyet yok” yorumu yapıyor ve bankaların 3 aylık KKM mevduatına ayrıca prim verdiğini öne sürüyor. 

Bu arada 3 Mayıs 2024 tarihli BDDK verilerine göre KKM’den, bir haftada 8 milyar 441 milyon liralık çıkış yaşandı ve KKM'deki tutar 2 trilyon 266 milyar 121 milyon liradan, 2 trilyon 257 milyar 680 milyon liraya geriledi.