Geçtiğimiz ay seçimlerin ardından Slovakya'da tansiyon hiç normalleşemedi. Popülist siyasetin öncülerinden ve genç kesimin "nefretini" kazanan, ülkesinde protestolara sebep olan Fico'ya 15 Mayıs tarihinde silahlı saldırı gerçekleşti.

Yolsuzluk davaları ile anılan Başbakan;  hedef gösteren konuşmaları, polis şiddetini alevlendirmesi ve yolsuzlukla yargılanan vekilleri aklamak için çıkardığı yasaları ile Slovakya'da oldukça büyük tepki toplamıştı. Bu davalar henüz 2 yıllık olmasına rağmen seçimleri kazanmasının ardından "Zaman Aşımı Yasası" getiren ve zanlıların yargılanmasına engel olan Başbakan halkta da büyük bir bölünmeye sebep oldu. 

Sokak röportajları bu tip durumlarda halkın reflekslerini ölçmek için bazen yanıltıcı olsa da oldukça önemli. Oldukça homojen etnik ve dini kimliğe sahip olan Slovak halkı politik düşünceleri sebebiyle oldukça kutuplaşmış bir halk olduklarını belirttiler. Bu konuda bizlerin de öğrenmesi gereken oldukça önemli dersler var, kutuplaşma bizim gibi mozaik etnisiteye ve dini inançlara mensup ülkeler için ne yazık ki daha kolay olabiliyor. Ancak görüldüğü üzere oldukça homojen yani "aynı" halk bile bu konuda oldukça zorlanabiliyor.

Bir diğer konu ise Putin ile olan ilişkileri, bu konuyu bir sonraki yazımda daha geniş ele alacağım. Doğu Avrupa'da ve Balkanlar'da Rusya'nın varlığı ve Putin destekçisi hükümetleri uzun uzun ele almak istiyorum çünkü bu konu oldukça stratejik. Bu yazının başlığı gereği sadece şunu beliryebilirim: Fico da bu bloğa dahil. 

Sağ otoriter popülist hükümetlerin yol açtığı kaosları dünya pek çok kez tecrübeledi ve halen tecrübelemeye devam ediyor. Bu konuda medeniyetimizin hiç olmadığı kadar sağduyulu olması gerektiğini savunuyorum. Esen kalın efendim...