Daha çok küçük yaşlarda öğrenmiştik tasarrufun ne olduğunu…
Boş konserve kutuları bile umut kasası gibiydi adeta….
Gariban takımı çocuklarının kısmetine konserve kutusu düşerdi haliyle…
Pahalıydı biraz ama aslında çok güzelleri vardı…
Çeşit çeşittiler…
Ama çoğu yarıya kadar dolmadan boşalırdı.
Büyükler, küçüklerden borç alırdı bazen…
O yüzdendi tepeleme dolmamalarının nedeni…
Ama ne o borç ödenir, ne de kumbara tepeleme dolardı…
Bazen de minik eller dadanırdı kumbaraya…
Özellikle de simitçinin ya da macuncunun sesi duyulduğu zamanlarda….
Ters çevirip sallamaya başlayınca gizli gizli büyüklü küçüklü metal paralar dökülmeye başlardı…
Seyyar satıcılar da bilirlerdi sanki durumu…
Onun için beklerlerdi işlerini bitiren çocukların koşarak gelişini.
Zamanla tebrik kartları gibi kumbaralar da unutuldu…
Dostlar azalınca tebrik kartları, paralar suyunu çekince kumbaralar nostalji kervanına katıldı…
Ama onlarsız da olmuyor…
Ne kadar az, ne kadar zayıf da olsa…
Ayakta tutuyor…
Kumbaralar tükense de umutlar baki kalıyor…
Kim bilir belki…
Yeni yılınız kutlu, umutlarınız gerçek,
mutluluğunuz sonsuz olsun…