Hayat pahalılığı almış başını gidiyor.

Yaşam, günden güne daha da çekilmez hale geliyor.

Her gün yeni bir zam haberiyle karşılaşmak doğrusu insanın zaten kırıntıları kalmış sevincini tümden alıp götürüyor.

İnsanlar kırık, dökük.

Moraller sıfır.

Ama umutsuzluğa kapılıp da yelkenleri suya indirmemek lazım.

Her gecenin bir sabahı olduğunu düşünüp, karşı karşıya bulunulan sıkıntıların, olumsuzlukların üstesinden gelmenin yollarını aramak gerek.

Şimdi, bu satırları okuyup da söylenenler olduğunu, hatta işi biraz daha ileri götürüp, bana içlerinden iltifatlar yağdırdıklarını biliyorum!

Ama dostlar, her türlü olumsuzluğa karşın hayat güzel.

Her şerden hayır,

Her olumsuzluktan, güzellik çıkarmasını bilmek gerek.

Örneğin şarbonlu et kabusu.

Kasapların, marketlerin et reyonları sinek avlıyor.

Ekonomik gücü olanlar, hastalığa yakalanma korkusuyla, bir süredir beyaz etle durumu idare ediyor.

Gariban takımının menüsünde ise alım gücünü kat kat aşan fiyatlar yüzünden kırmızı et zaten yer almıyordu.

Bütçeyi biraz zorlayanların aldıkları miktar ise tadımlık olmaktan öte gitmiyordu.

Alın işte işin güzel tarafı.

Şarbon sayesinde kırmızı ete gidecek paralar cepte kaldı mı?

Alım gücü olmayanlar mı?

Onlar da en azından vitrinlerde dizili etlere bakıp bakıp yutkunmaktan kurtuldu.

O da fena sayılmaz hani.

''Bakalım, doğal gaz zammına nasıl bir kılıf uyduracaksın?'' diye homurdandığınızı tahmin edebiliyorum.

Kış kapıdaymış, gelecek zamlı doğal gaz faturalarını karşılamaya güç mü yetermiş?

Bu da sorun mu yani?

Kapat vanayı,

Gir yorganın, battaniyenin altına olsun bitsin.

Cepte kalacak parayı düşün, bırak üşümeyi terlersin bile.

Ya elektrik faturaları mı?

Onu hiç merak etme.

Yorganın altına girdin mi, gerek bile duymazsın elektriğe.

Ben deyim beş, siz deyin deyin on dakika içinde kapanır gözleriniz.

Ne gam ne keder

Hem, kış dediğiniz nedir ki?

Göz açıp kapayıncaya kadar geçer.