Enflasyon genellikle toplumun çalışan kesimlerini vurur...

Çünkü pahalılıktan en çok gelir seviyesi düşük kesimler etkilenir...

Ancak gıda maddelerindeki fiyat yükselmesi genel enflasyonun üzerindeyse durum daha da kötüleşir...

Bunun sebebi dar gelirlilerin gıda harcamalarının bütçelerinin daha büyük bir bölümünü oluşturmasıdır.

***

Son MB enflasyon raporuna göre Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 6,30 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 6,62 puan artışla yüzde 24,52 olarak gerçekleşmiştir...

Aynı dönemde gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu 7,95 puan artarak yüzde 27,70'i bulmuştur...

Yani gıda enflasyonu genel enflasyon düzeyinin üzerinde gerçekleşmiştir.

***

Gıda enflasyonu ile ilgili olarak Birleşik Kamu-İş tarafından yapılan bir başka araştırmaya göre durum daha da ciddidir...

Araştırmada bu yılın ilk on aylık döneminde bazı temel gıda maddelerindeki artış rakamları şöyle verilmiştir:

-ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 29.1,

-et-balık fiyatları yüzde 21.81,

-süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatları yüzde 41.02,

-katı ve sıvı yağ fiyatları yüzde 19.48...

Araştırmaya göre sözü edilen dönemde gıda ürünlerindeki genel artış oranı yüzde 42.66'ya ulaşmıştır...

***

Toplumun bir başka dar gelirli kesimi ise çiftçilerdir...

Çiftçilerin gıda maddelerinin ham maddesi sayılan tarım ürünlerini ürettikleri düşünüldüğünde gıda fiyatlarındaki artışın onlara yarar sağladığı, dolayısıyla kentte yaşayan dar gelirlilerle karşılaştırıldığında durumlarının daha iyi olduğu düşünülebilir...

Oysa durum öyle değildir.

***

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş tarafından bu konuda bir basın açıklaması yapıldı...

Açıklama şu sözlerle başlıyordu:

'Ülkemizde enflasyonun en büyük sorumlusu olarak öteden beri gıda sektörü olarak gösterilir. Gıda sektörünün ham maddesini tarım ürünleri oluşturduğu için tarımsal üreticilerin fiyat artışlarından sorumlu olduğu zannedilir. Oysa durum tam tersidir. Gıda maddeleri ile tarım ürünlerinin üretici fiyatları arasında üretici fiyatları aleyhine önemli bir fark vardır. Enflasyonun yükselmesinde önemli rol oynayan gıda fiyatlarındaki artıştan en çok kar sağlayan kesim ise aracılardır.'

***

Demirtaş'ın açıklamasına göre gıda fiyatlarındaki artış, döviz fiyatlarındaki artışın girdi fiyatlarına yansımasından kaynaklanmaktadır...

Yükselen döviz fiyatları girdi fiyatları üzerinden bir maliyet enflasyonu yaratırken pazarlık gücü olmayan üretici bu artışı ürünlerinin fiyatına yansıtamamaktadır...

Bu durum üreticiyi bütçesindeki açığı kredi alarak kapatmaya zorlamakta ve sonunda çiftçiyi altından kalkamayacağı bir borç sarmalının içine sokmaktadır.

***

Bütün bu olgular, enflasyon ve durgunluk gibi ekonomik terimlerle ifade edilen olguların aynı zamanda toplumsal etkileri de olduğunu gösteriyor...

Bu etkilerin başında gelir dağılımının bozulması geliyor...

TÜİK tarafından yayınlanan son rakamlara göre toplumda 'ciddi maddi yoksunluk' çekenlerin oranı, geçen yıl yüzde 28,7 idi...

Bu yıl yaşanan ekonomik sıkıntılar sonucunda zaten bozuk olan bu tablonun daha da kötüye gittiği kesindir.

***

'Çare nedir?' derseniz...

Hiç kuşkusuz bu sorunun cevabı bu köşenin boyutlarını aşar...

Ama asıl önemli olan sorunu görmek ve onu çözmek için gerekli isteği ve iradeyi gösterebilmektir.

***

Üretimi teşvik etmeye yönelik adımları atmak, bu çerçevede yerli üretimi desteklemek, emekçi kesimin iş güvenliğini sağlamak, tarım kesiminde desteklemeleri artırmak, aracı zincirini kısaltırken üreticinin pazara ulaşmasını sağlayacak kooperatifleri desteklemek, hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan yerli tarımsal sanayi işletmelerini korumak ve geliştirmek, tarımsal girdilerde ve ürünlerde ithalatı kısıtlayacak önlemleri almak gibi hemen akla gelebilecek önlemlerin hayata geçirilebilmesi ancak bu istek ve irade varsa mümkün olabilir...

Eldeki kaynakların ziyan edilmesini ya da haksız kazançlara dönüştürülmesini önleyecek tasarruf tedbirlerini alabilmek için de bu istek ve irade gereklidir...

Aksi takdirde, işler bugüne kadar nasılsa o şekilde sürer gider ve yapılan yanlışların ceremesini genellikle olduğu gibi dar gelirliler çekmeye devam eder.