Yeni yılın ilk hediyesi zamlar oldu.
Ocak ayından itibaren yürürlüğe giren uygulama doğrultusunda elektrik yüzde 6, doğalgaz da yüzde 1 oranında zamlandı.
Çok geçmez, zam sağanağı başlar.
İğneden ipliğe pek çok mal ve hizmet zamlı tarifelerden hizmete sunulur.
Millet pandemi yüzünden can derdine düşmüşken yaşamı daha da zorlaştıran fiyat artışları o hengamede pek can yakmıyor.
Daha doğrusu öyle bir his uyandırıyor.
Tıpkı, sürekli dayak yiyen boksör gibi.
İlk darbeden sonra gelen yumruklar sersemletiyor ama asıl acısı sonradan çıkıyor.
Bu konuda bizim kuşağın haytaları gibi çocukluktan miras bazı deneyimlerimiz vardır.
Özellikle de karne günleri…
Ya da bir gün önce alınmış ayakkabılarla top oynanan günler…
Örnekleri çoktur…
Peş peşe gelen darbelerin acısı ilkinin yarattığı etki kadar güçlü olmuyor.
Tokatların etkisi, birkaç saat sonra yanakların şişmesiyle dayanılmaz bir acı olarak kendini gösteriyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ın yeni yılın ilk basın toplantısında belirttiği gibi:
''Bu hükümetle yokluk ve hayat pahalılığı olağan hale geldi.''
Devamındaki sözler, asıl acının yolda olduğuna işaret ediyor:
''Milletimiz 2021'e; yüksek enflasyonun yanı sıra, düşük büyüme, düşen milli gelir, yüksek cari açık, yüksek dış borç yükü, yüksek bütçe açığı, eksi bakiye veren döviz rezervleri, yüksek faiz ve aşırı dalgalanan döviz kurlarıyla giriyor. Ekonomide kötü yönetimin faturası, askıda ekmek olarak vatandaşımızın sırtına yükleniyor.''
Doğru söze ne denir?
Gerçekten elimizi attığımız her şey ateş pahası…
Yokluk ve hayat pahalılığı olağan bir hal aldı.
Maaş ve ücretlere yapılan zamlar ise devede kulak misali…
Toparlanmak lazım…
Aşı, pek çok acının önüne geçen pandemi için bir umut…
Yokluk ise beklemede…
Bakalım, ona çare nasıl bulunacak…