Kızılay…

Ankara'nın en önemli ticaret merkezlerinden biri.

İnsan ve araç yoğunluğunun günün hemen her saatinde tavan yaptığı bir semt.

Gidip, kendinize bir köşe beğenin ve gelip-geçenlere şu soruyu yöneltin:

''Sizce gitti mi, gitmedi mi?''

''Öznesi olmayan'' bir soru…

Kimden söz ediyorsunuz belli değil…

Ama anında yanıt alırsınız.

Soruya soruyla karşılık veren bir yanıt:

''Muharrem Bey mi?''

Başka ne bekleyebilirsiniz ki?

Günlerdir ''Muharrem Bey'' aşağı, ''Muharrem Bey'' yukarı.

Dolmuşta, otobüste, evde, çarşıda, pazarda hep yanı soru:

Gitti mi, gitmedi mi?

Televizyon haberlerinden, gazete manşetlerinden söz etmeye gerek bile yok.

Taktik belli,

Zoka ortada…

Yutan yutana…

Sorunlar dağ gibi birikmiş…

Kış gelip çatmış…

Masraf kapıları ardına kadar açık.

Doğalgaz ve elektrik tüketim fiyatları almış başını gidiyor.

Çarşı-pazarda rakamlar adeta kanat takmış.

Kimsede ses yok.

İntiharlar, konuşulmuyor.

Kültürel varlıklar kazma altında heba ediliyor.

Şiddet olaylarının ardı arkası kesilmiyor.

Tıs yok.

Tıpkı kaynağı kurumuş musluk gibi…

Ama sorun bakalım, ''Gitti mi, gitmedi mi'' diye.

Ne derdini anımsar ne tasasını…

Bülbül kesilir de zor susturursunuz.

O konuşurken, birileri de ''kıs kıs güler''

Farkında bile olmaz…

Asıl zokayı yutan da odur zaten.