Eskiden manik depresif terimi kullanılırken günümüzde bu hastalığa bipolar bozukluk denmektedir. 'İki uçlu mizaç bozukluğu' olarak adlandıran yayınlar da görülmekte. Genellikle yirmili yaşlarda başlayan bipolar bozukluk yüzde 1-2oranında görülmekte. Abartılı özgüven ve ağır çöküntü dönemleri söz konusudur. Konuyla ilgili farkındalık yaratabilmeye yönelik bir araç olarak Van Gogh'un doğduğu gün olan 30 Mart tarihi 'Dünya Bipolar Günü' olarak kabul edildi.
Bir duygudurum düzensizliği olan bipolar bozukluk birçok fizyolojik etkinliğin artış ve azalışıyla belirgin bir etki yapar. Alevlenme ve gerilemelerle süregiden süreğen bir hastalıktır. Yeterli toplumsal duyarlık sağlanamaması durumunda bu hastalar damgalanmakta ve dışlanmaktalar. Kişinin uyumsuz, iletişim kurulamayan, olumsuz biri gibi algılanmasına yol açması yani bu davranışların onun huyu sanılmasıdır. Bu durum omların giderek yalnızlaşmalarına yol açmaktadır. Hastalığın dönemlerine göre birbiriyle büyük farklılık gösteren davranışları bilgi eksikliği nedeniyle önemli uyum sorunu yaratabilmektedir.
Ruhsal bir sorundur. Çocukluk çağı örselenmeleriyle bağlantı kurulmaktadır. Tinzoru ve kriz dönemlerinde hastalık tetiklenebilmekte. Tinzoru ve kriz dönemleri askerlik, lohusalık, boşanma vb. durumlar olabilir. Bahar aylarında hastalık belirtilerinin alevlenebileceği belirtilmektedir. Ölüm, deprem, doğal afetler vb. durumların yol açtığı tinzoru dönemleri etkili olabilir.
Mani dönemlerinde daha öncede belirttiğimiz gibi abartılı özgüven artışı ortaya çıkar, kolay risk alma eğilimi doğar. Ağız dalaşı ve kavgacılık söz konusu olabilir. Taşkınlık davranışları, aşırı para harcama, uygunsuz davranışlarda bulunma, sinirlilik, konuşma eğiliminin artması, dikkati toplayamama, fikir uçuşmaları, yemek yemede azalma, uyuyamama vb. davranışlar söz konusu olabilmektedir. Madde bağımlılığı belirtilerin ortaya çıkması ve ağırlaşmasında etkili olabilir.
Çöküntü dönemleri mani dönemlerinin tersi bir eğilim söz konusudur. Değersizlik, yaşamda başarısız olma, mutsuzluk gibi duygular ön plana çıkabilir. Karamsarlık, yoğunlaşma güçlüğü, halsizlik, bitkinlik, uyku ve iştah değişiklikleri ve intihar eğilimi söz konusu olabilir. Ağrı yakınmaları artar.
Bipolar bozukluk belirtilerinin büyük bölümü yaşamın değişik evrelerinde şu ya da bu düzeyde ortaya çıkabileceğinden tanı ve tedavi için psikiyatr değerlendirmesi ve izlemesi çok önemlidir. Özellikle iveğen dönem müdahaleleri, üç dönemde uygulanacak tedavi planlarının yapılması psikiyatr desteğini ve değerlendirmesini gerektirir. İzlemler ve tedaviye uyum bütün süreğen hastalıklarda olduğu gibi çok önemlidir.