Biyolojik etkilenim sonucunda bir gözükmezlik evresinden sonra ortaya çıkan, çok etmenli özgül olmayan bir takım sonuçlar ortaya çıktığına göre, bu sonuçların oluşum aşamalarında belirli göstergelerden yararlanılmadan gerçek bir nedensellik bağı kurulabilmesi mümkün olmayacaktır. Klinik kuşkuların değerlendirilmesi açısından da bu gibi ölçütlerden yararlanılması zorunludur. Bunlara biyoiz ya da biyoim denmektedir. Bunlar biyolojik sistemde oluşan olayların göstergeleridir.

Etkilenim maddelerin vücut yüzeyleriyle temasıdır. Bu temas deri, sindirim sistemi ve solunum yoluyla olmaktadır. Biyoizler söz konusu maddeler soğurulup emildikten sonra gösterdikleri etkinliklerle ilgili göstergelerdir. Biyoizler ister maddenin kendi etkinliği isterse metabolitlerinin etkinliği konusunda bilgi sağlasın etkilenim süreci, erken evredeki sağlık etkilerini ve bireyin etkilenirliğini. Gösterir.

Bazı yazarlar bu süreci birbirinin içinden çıkan matruşka bebeklerine benzetir(16). Kirletici bir kez hedef moleküle ulaştığında artık geçilmesi gereken bir sınır kalmamakta, etkilenilme doz arasındaki ayrım ortadan kalkmaktadır. Bazı kaynaklarda ise bu modele yaşama biçimi eklenmektedir.

Biyoizler 'yabancı maddelerce vücutta; hücresel ya da biyolojik bileşenler, süreçler, yapılar ya da işlevler üzerinde biyolojik sistem ya da örnekte ölçülebilen değişiklikleri tanımlayan bir göstergedir. Çevresel etkilenimle ilgili hastalıklarda da diğer hastalıklarda olduğu gibi kan, idrar, saç, solunum havası, süt, tükürük gibi bir dereceye kadar girişim gerektirmeyen örneklerde ya da karaciğer, akciğer, yağ ve kemik dokularından girişimsel yöntemlerle alınan örneklerde belirlenebilir.

Biyoizler biyolojik sistemde belirli değişikliklerin söz konusu olduğunu gösteren biyokimyasal ya da moleküler değişiklikler olabilir. Bu durumda etkilenimle hastalık arasında olduğu bilinen ya da olduğuna inanılan hücresel, moleküler ve biyokimyasal değişiklikler araştırılarak oluşum sırasına göre sıralanır. Günümüzde özgül olmadığı düşünülen birçok değerlendirme ileride moleküler farklılıklarının belirlenmesiyle özgül biyoizler olarak ortaya çıkabilir. Sözgelimi hücresel ve sıvısal bağışıklık tepkileri çok özgül alt bileşenlere sahip olabilir. Özgül enzim ve hormon derişimleri, toplumda kalıtsal fenotip dağılımı dahil birçok biyoiz tanımlanabilir. Bütün sorun etkilenimle ilişkisi gösterilebilen, özgül, ölçülebilir 'izlerin' tanımlanmasıdır.