Kamuoyunda bir süredir sokak köpeklerine ilişkin iktidar tarafından hazırlanan ve TBMM’ye sunulması beklenen kanun teklifi tartışılıyor. Sokak köpeklerine karşı, İngiltere’de uygulanan bir modele göre önce barınaklara toplama, sonrasında ise sahiplendirme yapılacağı belirtiliyor. Ancak 30 gün içinde sahiplenilmeyen köpeklerin “uyutulacağı” yani öldürüleceği ifade ediliyor. Söz konusu düzenlemenin hayvan katliamına yol açacağı gerekçesiyle, toplumun pek çok kesiminden ve hayvanseverlerden tepkiler geliyor. Konuyu HAYTAP (Hayvan Hakları Aktif Güç Birliği Platformu) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan’a sorduk. Öncelikle sokak hayvanlarıyla ilgili son dönemde yaşanan saldırılara ilişkin bilgilendirme yapan Sayılgan, sokak hayvanlarıyla ilgili çıkarılan kanundaki “kısırlaştırma” maddesinin uygulanmadığına dikkati çekti. Sayılgan, “Sorun da burada yatıyor, yani denetimsizlik ve kısırlaştırma maddesinin uygulanmamış olması” dedi.

SOKAK KÖPEKLERİNİN SAYISI BİLİNMİYOR

Kısırlaştırma yapılmamasının yanı sıra üretimin de kesilmemesinin hayvan sayısında ciddi bir artışa yol açtığını kaydeden Sayılgan, “Yıllardır dilimizde tüy bitti, sürekli üretimi kesin diyoruz, bu musluğu ana vanadan kapatın diyoruz. Petshoplarda hayvan satışı yasaklansın dedik, kanunla getirdikleri şey hayvanların fiziksel olarak orada bulundurulmasını yasaklamak oldu. Ama katalog üzerinden satışlar devam etti. Üretim çiftlikleri kapatılsın dedik. Evlerde, merdiven altında ‘cins’ denen hayvanları çiftleştirip üretip satıyorlar. Bunları durdurun, denetleyin, yüksek cezalar kesin dedik, bakanlıkla işbirliği halinde projeler yapalım, hayvan hakları savunucuları da bu konuya müdahil olsun dedik, ama yapılmadı” ifadesini kullandı.

Ayrıca kısırlaştırma projesinin başlayabilmesi için hayvan sayısının bilinmesi gerektiğini ifade eden Sayılgan, “Sokak köpekleriyle ilgili bir diğer problem de sayılarının bilinmemesi, biz dedik ki bu hayvanlar çiplensin. Şu an ülkenin hiçbir yerinde sokak hayvanı sayısıyla ilgili bir bilgi yok elimizde, verilen aralıklar çok geniş” dedi.

‘ÖLDÜRME YÖNTEMİ HİÇBİR ZAMAN BAŞARIYA ULAŞMADI’

Yetkililerin köylere kadar her yere gidip “kısırlaştırma seferberliği” başlatması gerektiğini ve üretimlerin önünün kesilmesi gerektiğini kaydeden Sayılgan, “uyutma” uygulamasına ilişkin “Vicdani boyutunun yanı sıra çok ciddi sakıncaları var. Amaç sokak hayvanı popülasyonunu azaltmak değil mi? Bu öldürme yöntemi hiçbir zaman başarıya ulaşmadı” dedi.

Türkiye’de yıllarca hayvanların öldürüldüğünü, zehirlendiğini, sürgüne gönderildiğini belirten Sayılgan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Köpekler birbirini parçalayarak öldüler. Yani biz yıllarca öldürmüşüz öldürmüşüz bitirememişiz, nihayetinde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) de tavsiyesiyle 2004 yılında kısırlaştırma maddesi getirilmiş, ama bunu da uygulamamışız. Şimdi bu durumda bunun başarısızlığa ulaştığını söylemek gibi bir hakkımız yok, çünkü uygulanmadı.”

‘KIRSALDAKİ HAYVANLAR ŞEHRE İNER’

Sokak köpeklerinin sürü hayvanları olduklarını ve bulundukları alanı koruduklarını belirten Sayılgan, köpekleri uyutma yönetmenin sakıncalarını ise şu şekilde anlattı:

“Çevreden başka köpeklerin girmesine izin vermezler, orayı korurlar. Diyelim ki şehrin sokaklarındaki bütün köpekleri toplayıp öldürdüler, kırsaldan köpekler inmeye başlayacak şehre ve bu hayvanlar evcil değil. Başları hiç okşanmamış, hiç sevgi görmemiş. Şehirde hayvanların yüzde 99’u toplumla uyum içinde yaşıyor. Bu hayvanların toplanıp öldürülmesi durumunda, kırsaldaki hayvanlar şehre inecek ve  saldırılar çok daha fazla artacak. İkincisi bu hayvanların kırsalda vahşi yaşamla teması var, bu nedenle kuduz taşıma riskleri çok yüksek.”

Öte yandan bu tür “vicdansız” uygulamaların doğru olmadığını ifade eden Sayılgan, “Şehrin de bir doğal dengesi, ekosistemi var. Bir anda binlerce köpeğin yok edilmesi bütün dengenin alt üst olmasına yol açar. Daha önce Avrupa’da bu tarz toplu katliamlar yapıldı, salgın hastalıklar ortaya çıktı. Hayvanlara karşı acımasız müdahalelerde bulunulduğu zaman bu, dönüp dolaşıp insanlığı da vurur. Toplum sağlığını da gözeterek hareket etmek lazım.

Fotoğraf:  AA

Muhabir: Merve Us Acıoğlu