Doğa Okulu Sanat ve Ekoloji Merkezi, Ihlara Vadisi ve Aksaray Müzesi’ne gezi düzenledi. Geziye ilişkin Başkent’e konuşan DOSEM Başkanı Savaş Aydın, “Müzede, ekolojik okuryazarlığın bir gereği olan ekosistemdeki biyo çeşitliliğin en önemli unsuru ve varlığı olan insanın, 9 bin 500 yıl önceki insan kafatasını ameliyat yapabilecek bilgi ve donanıma sahip olduğunu gördük. Bu bilgi, insanlık tarihi için büyük bir kazanımı ve ‘insanlığı yaşatabilmek için insanını yaşat’ felsefesinin önemini gösteriyor. Bu gezi bize doğasını korumayan kendi yok oluş kaderini hazırladığını gösterdi. Bu noktada Aksaray Müzesi’nin bizler için vazgeçilmez bir bilgi birikimi taşıdığını görüyoruz. Bu nedenle DOSEM olarak bu tür özel gezileri bundan sonra da devam ettireceğiz ve bu konuda bizim sesimiz olan ve bizleri sizlere ulaştıran Başkent Gazetesi’ni de şükranlarımızı sunacağız.” şeklinde konuştu.
Aydın, Aksaray Müzesi’ne ilişkin şu bilgileri verdi: “Müze yetkililerinden aldığımız bilgilere göre Aksaray’da ilk müzecilik faaliyetleri 1969 yılında şehir merkezinde bulunan Karamanoğlu Dönemi'ne ait Zinciriye Medresesi’nde başlıyor. Müze binası 2006 yılı sonunda yeni binasına taşınıyor. 2014 yılında teşhir tanzim çalışmalarıyla yenilenerek kronolojik teşhir düzeniyle ziyarete açılıyor. Müze 10 bin 200 metrekarelik açık alan, 2 bin 400 metrekarelik bir kapalı alana sahip. Üç katlı olan Müze binası Anadolu Selçuklu kümbetlerinden, Kapadokya Bölgesi'nde ve Aksaray İli'nde bulunan peri bacalarından esinlenilen eklektik sanat anlayışıyla planlanıyor. Müze binasının zemin katında, birbirine koridorlarla bağlanan 5 adet teşhir salonu, birinci katta; etnografya salonu, müze idari bölüm, kütüphane, konferans salonu ve çok amaçlı eğitim salonu, ikinci katta; depolar ve laboratuvar yer alıyor.”
Aydın, müzedeki eserlere ilişkin ise şunları söyledi: “Arkeolojik eser gurubunda, M.Ö. 8 bin 500’lerden başlayarak Neolitik, Kalkolitik ve Erken Tunç çağlarını kapsayan tarih öncesi dönemlerden Orta Tunç, Geç Tunç, Demir, Helenistik, Roma, Geç Roma ve Anadolu Selçuklu dönemlerini içine alan tarihi çağlara ait çok çeşitli eserler bulunuyor. Sikke gurubunda, Klasik Dönem'den başlayarak Osmanlı Dönemi'ne kadar devam eden altın, gümüş ve bronz madeninden basılmış sikkeler görülebilir. Etnografik eser gurubunda ise yakın döneme ait günlük kullanım eşyaları, düğün, bayram ve özel günlerde kullanılan giyim eşyası, takı ve geleneksel el sanatlarını yansıtan uygulamalar sergileniyor. Tüm bu eserler halkın gelip görebileceği değerlerimiz. Müzeyi gezip gördüğünüzde de anlıyorsunuz ki ne kadar zengin bir coğrafyada yaşıyoruz.”
IHLARA VADİSİ
Aydın, Ihlara Vadisi’nin katmanlı bir değer olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Ihlara’da dini donelerin ve doğal güzellikleri yaşatıldığını görmenin vermiş olduğu haz, sadece turistik açıdan değil ülke değerlerinin korunması açısından da değer taşıyor. Vadinin doğal oluşumu, korunaklı yapısı ile çok etkileyici bir manzara sunuyor ziyaretçilerine. Ihlara Vadisi’nin geçmişine baktığımızda burası doğal bir yapı. Bu haliyle Hıristiyan dininin önemli merkezlerinden biri olmuş. Edindiğimiz bilgilere göre 4’üncü yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelen Ihlara Vadisi’nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunmakta. Vadide yer alan, yaptıranı belli olan kiliseler, bilim dünyası için ayrı bir önem taşıyor. Çünkü vadide yer alan kiliselerin kesin tarihlendirilmesi oldukça güç. Vadi de yer alan freskli kiliselerde (Sümbüllü, Yılanlı, Kokar, Ağaçaltı, Pürenliseki, Eğritaş, Kırkdamaltı, Bahattin Samanlığı gibi) İsa’nın Doğumu, Meryem’e Müjde, Ziyaret, Mısır’a Kaçış, Son Akşam Yemeği gibi sahneleri yer alır. Bizim amacımız böyle güzellikleri gelip görmek ve kamuoyuna tanıtmak, insanlığın gelişimine katkıda bulunmak. Bu tür kültürel ve biyoçeşitlilik gezilerimizi bundan böylede devam ettireceğiz.”