Ne çok kullanırız çoğunlukla kaçan fırsatların ardından söylenen o yakınmayı:

''Tüh be…''

Bazen piyango çekilişinde hatırı sayılır ikramiyenin kıl payı kaçırılmasında dışarı vurulan tepkinin dudaklardan dökülen özetidir.

Bazen de günlerce hayalini kurduğunuz tatil için yola çıkma hazırlanın arifesinde, tüm programınızı değiştirmek zorunda kaldığınız sürpriz bir gelişmeyle karşılaştığınızda…

Ya da on kişinin işe alınacağı bir sınavı on birinci olarak tamamladığınızı öğrendiğinizde…

Tekerlekleri pistten ayrılmakta olan uçaklar, düdük çalarak istasyondan kalkış yapan trenler, son yolcusunu da aldıktan sonra hareket eden belediye otobüsleri…

Kim bilir gecikmenin bedelini ''Tüh be'' diye hayıflanarak ödeyen kaç kişiyi geride bırakarak çekip gitmiştir…

Kaç kişinin dudaklarından, aynı sözcük dökülmüştür:

''Tüh be…''

Kimi zaman her şey yolunda gider,

''Tüh be''ler unutulmaya yüz tutar…

Kimi talihsizlerin ise dilinden düşmez olur.

Bazen de yanlış kararlar mahkum eder ''Tüh be'' yakınmasına…

''Tüh be…'' denildiğinde hep çiçeği burnunda o futbol hakemi gelir aklıma…

Amatör küme maçlarının oynandığı 19 Mayıs dış sahasındaki karşılaşmada bir futbolcunun attı golün orta hakem tarafından iptal edilmesi üzerine, arkasındaki tel örgülerin ardından izlediğimiz golün geçerli olduğunu sanan tecrübesi kıt kenar hakeminin ''Tüh be. Ofsaytmış'' diye söylenmesine ne çok gülmüştük.

İşi şansa bırakıp aynı yöntem uygulanarak sağlanan kazançların, bir gün ''Tüh be…'' dedirterek uçup gitmesi de var yaşanmışlıklarda…

İçinden gelen sese uyup da tüm parasını rulet masasında üst üste aynı rakama yatıran ve her seferinde kazanan ancak, kazandıklarını alarak çekip gitmek yerine, içinden gelen ''son kez' sesine uyan adamın kazandığı tüm paraları kaybetmesinin ardından söylenmesi gibi:

''Tüh be''

Yaşam böyle bir şey işte…

Ne zaman, nerede ne ile karşı karşıya kalınacak meçhul.

İş hayatında, okul hayatında, sosyal yaşamda…

Hayatın her anında, her alanında acı-tatlı sürprizlerle karşılaşmak kaçınılmaz.

Doğa olaylarında da öyle…

Orman yangınları, depremler, seller…

Önlemek mümkün değil kuşkusuz…

Ama zararlarını en aza indirmek mümkün…

Acıları dindirmek, acılardan uzak kalmak için…

''Tüh be'' dememek için…