AK Parti Hükümeti'nin meslek odaları ile hesabı bir türlü bitmiyor… Bölüp parçalama yöntemleri barolarla somutlaştırılırken, işin bir diğer boyutu İzmir depremine uzadı…
Mevzu şu; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda, İzmir'de deprem yaşanan bölgede saha çalışmaları yapılıyor… Yıkılan binaların neden yıkıldığı, kalanlarda yaşam devam edebilir mi? Hasar nedir, ne değildir? Tüm bu soruların yanıtları için tespitler yapılıyor. Bu çalışmalarda olması gerekenler de elbette inşaat mühendisleri, mimarlar, elektrik mühendisleri… Yani Bakanlığın teknik ekibiyle birlikte Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) çatısı altında bulunan tüm mimar ve mühendisler de yurt genelinde bu çalışmanın bir parçası olmalı… Olması gereken normal durum işbirliği… Ancak sahada yaşanan gerçek hiç de öyle değil… Niye mi? Fırsat bu fırsat AK Parti Hükümeti hemen deprem durumunu değerlendirip, bir süredir TMMOB'a olan bakış açısını acilen yeniden ortaya koydu… Millet can derdindeyken, birileri durumdan vazife çıkartmanın peşinde belli ki…
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, konuyu afişlerle sıkıntıyı duyurmaya çalıştı… Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü'nün, başta İnşaat Mühendisleri ve Mimarlar Odası olmak üzere TMMOB'in anayasal görevini engelleyerek hasar tespit çalışmalarına dahil etmediğine dikkat çekti ve #yoksayamazsın dedi TMMOB…
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, deprem sonrası çalışmalardan nasıl ayrı tutulduklarını ve nasıl dışlandıkları süreci şöyle aktarıyor:
'Hasar tespiti zaten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü koordinasyonunda yapılan bir iş. Biz baştan itibaren bu konuda İl Müdürlüğü ile birlikte eğitimlere katıldık. Belge alan üyelerimizin listesini İl Müdürlüğü'ne iletmek istedik. Yani sürekli İMO İzmir Şube olarak iletişim içindeydik. Önce bizden bir liste istendi hatta Pazar sabahı 'yazıyı gönderin siz talepte bulunun' denildi. Biz de üyelerimizi İl Müdürlüğü'nün önüne yönlendirdik. Pazar sabahı üyelerimiz belirtilen yere gitti ancak son dakika bize 'İMO'ya ihtiyaç yok yazı yazmayın' denildi. Biz de kendi çadırımızı açtık ve teknik görüş isteyen vatandaşlarımıza bu bağlamda hizmete başladık. Ama öncesinde bize başvuru yapan vatandaşa, teknik hizmeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne vereceğimizi söylüyorduk. Çünkü bu işin bir koordinasyon içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak Pazar günü böyle bir yanıt alınca biz de sadece şubede görüşe yanıt vermeyelim aynı zamanda Aşık Veysel Toplanma alanına gidelim, vatandaşlarımız gelsin rahat rahat bize sorsun diye bir teknik destek maması açtık. Vatandaş geliyor, soruyor biz de kendi görüşümüzü söylüyoruz. Bu arada İl Müdürlüğü ile de temaslarımızda 'Haritayı açın bize yer gösterin gelelim' dedik. Aslında görüşmeler hep olumlu gitse de bir bekletilme durumunu hissediyorduk. En sonunda Mimarlar Odası Başkanı ile İl Müdürü ile görüştük. Bize 'tamam yarın bir tablet eğitimi alsınlar ondan sonra sahaya çıkarlar' dendi. Biz de gönderdik üyelerimizi tablet eğitimini aldılar, kayıt masasına yöneldiler ancak 'meslek odasından gelen kayıtları almıyoruz ihtiyaç yok' refleksi ile karşılaştılar. Yani tüm çabamıza rağmen bu hasar tespit çalışmalarında meslek odaları devre dışı bırakıldı ve ikilik yaratıldı. Tüm Türkiye ayaklandı, sağ olsun herkes duyarlı davrandı. Ama bununla birlikte 9 bin üyeli İMO İzmir Şubesi burada. Tüm imkanları ile netice de biz de bir kamu kurumuyuz. Sahada olması gereken kişiler bizde örgütlü. Bu sorumluluk ile hareket ediyoruz ama gereksiz bir ikilik oluşturularak bizden destek alınmıyor. Sanırım 'meslek odaları olmadan bu işi yaparız' gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.'
Ötekileştir ötekileştirebildiğin kadar… İzmir deprem yaşamış, acıları dinmemiş… Millet evsiz barksız kalmış… Ama birileri hala neyi, kimi nasıl ötekileştiririm, yok sayarımın peşinde…