Herkes güler…

Gülmeyen var mı?

Dahası, gülmek güzeldir…

Gülsün herkes…

Ağlayayanların değil, gülenlerin çok olduğu bir ülke olsun Türkiye…

Buna hayır diyecek var mı?

***

Var…

Gülen bir Türkiye istemiyenler var…

Ondandır Kemal Sunal'ı bile çekemiyorlar…

Çünkü, daha onun yüzünü görünce, o biçimsiz dişlerine bakınca gülmeye başlıyor insanlar…

Onlarca yıldır insanlarımızı güldürüyor Kemal Sunal…

Bundan rahatsız olanlar var…

***

Türkiye zorlu dönemeçlerden geçti.

12 Mart'ı yaşadı, 12 Eylül'ü…

Derken 15 Temmuz'u…

Kemal Sunal hep güldürdü bu zorlu süreçlerde…

Öldükten sonra bile…

***

Cemile Bayraktar diye bir yazar (Ki, adını Kemal Sunal'a hakaretiyle duyduk! Şimdi azıcık tanındıysa bunu Kemal Sunal'a borçlu), demiş ki:

'… bu ülkeye zihinsel anlamda yapılmış bir kötülük. Bu filmler resmen insanın zekasına hakaret.'

Dahası şunu eklemeyi de unutmamış:

'Linç için hazırım ama doğrusu bu, beğenmeseniz de.'

Bayraktar işini iyi biliyor…

'Hadi!' diyor, 'Linç edin… Üne ihtiyacım var… Ünleneyim biraz...'

İstediği de oldu!

Bunu biraz da Türkiye'deki atmosfere borçlu…

Konuşulamayanlar, yazılamayanlar o kadar çok ki! Onların yerine gündem oldu. Değilse, onun yazdıklarına gülünür geçilirdi… Ün peşindeki genç bir oyuncunun ya da şarkıcının kameralara saçmasapan bir görüntü vermesiyle aynı şey bu!

Üstelik, kendini ilk sanmakla yanılıyor…

Toplumdaki bir genel kabule tepme attığını, yumruk sıktığını, yıktığını düşünüyor…

Güç neredeyse oraya yamanan, kültürsüzlüğünü küfürlerle örten bir 'güya yazar', yıllar önce yazmıştı. Hem de gülmece edebiyatımızda başyapıtlar arasında anılan 'Hababam Sınıfı'nı ve Rıfat Ilgaz'ı hedefine alarak…

'Nasıl oldu da üçüncü sınıf bir yatılı okul gırgırı, Türk edebiyatının klasikleri arasına girdi?' diye başladığı yazısında, 'Hababam Sınıfı'nı, Rıfat Ilgaz'ı kendince hakaretlere boğarak, Kemal Sunal için de şöyle demişti:

'Sonra bir sürü filmini yaptılar. Adile Naşit, Münir Özkul, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, bizim Perran, bütün halk sanatçıları bol bol oynadılar. Başı, elbette, lumpenlerin gönlünde taht kurmuş küfürbaz yıldız Kemal Sunal çekiyordu.'

***

2004'te, Akşam Gazetesi'ndeki (29 Kasım) bu köşe yazısını okuduğumda, ilk dikkatimi çeken bütün hakaretlerin ötesinde 'halk sanatçıları' demesi olmuştu. Bakar mısınız, nasıl bir küçümseme!

Sonraki yıllarda, düşünmeye emek verenler 'halkı küçümsüyorlar' diye linç edilirken, bu 'güya yazar'ımız iyice yanına yaklaştı bu linç politikasını uygulayanların.

Oysa kendi küçümsüyordu!

İkinci dikkatimi çekense, 'lumpenlerin gönlünde taht kurmuş küfürbaz yıldız' lafıydı…

Bence kendini ifade ediyordu…

Kendisiyle ilgili tanımlama ancak böyle yapılabilirdi…

***

Gülmemizi istemiyenlerin saçmalamalarını elbet dikkate almıyorum…

Onların düştükleri duruma acıyorum yalnızca…

Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal, kendini Kemal Sunal'a ilk hakaret eden kişi sanan 'yazar'a yanıt vermiş. Yanıtındaki şu tümce önemli:

'Prim yapmak, ünlü olmak için artık bari bu melek insana dil uzatmayın ayıptır'.

Gerçekten de, bu toplumun gülmesini istemediğinizi biliyoruz da…

Kemal Sunal üzerinden prim yapmaya çalışmayın, ayıptır!

Kemal Sunal üzerinden tanınmaya ve birilerine yalakalık yarışına girmeyin!

Bu kadar yeteneksizseniz, bunu kabul edip köşenize oturma onurunu gösterin…

Ayıptır!