Zehra ŞAHİNDOKUYUCU      

Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği(BİNSENDER) tarafından 10 Aralık tarihi “Erişkin Lösemi  Hastaları Günü” olarak belirlendi. Etkinliğin amacı lösemi ile yaşamaya devam eden ve lösemiyi atlatan, sağlıklı bir hayata kucak açan dostlarımızla birlikte umut dolu hikayeleri paylaşmak olarak belirlendi. Etkinlikte konuşan Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği(BİNSENDER) Başkanı Çiğdem Kuzucu, oğlunu kaybettikten sonra kongre şeklinde gelenekselleşmiş bir Erişkin Lösemi Hastaları Farkındalık Günü” düzenlemeyi hayal ettiğini belirterek, “Tüm kanserler gibi lösemi de erken tanıda hayat kurtarıyor. Kanserde farkındalık büyük önem taşıyor işte bu farkındalık bilincini artırmak için dernek olarak bu yıl 1’inci Erişkin Lösemi  Hastaları Günü etkinliklerine başladık, bundan sonra her yıl bu etkinliğin devamını getireceğiz bunun için dernek olarak canla başla çalışacağız” dedi. Kuzucu, “Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kişiyi etkileyen ve 300 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan lösemi ile  ilgili ülkemizde de farkındalık yaratılması amacıyla bu etkinliği düzenledik. Lösemide erken tanı ve tedavinin hayat kurtardığını biliyoruz. Burada toplanma amacımız lösemi ile yaşamaya devam eden ve lösemiyi atlatan, sağlıklı bir hayata kucak açan dostlarımızla birlikte umut dolu hikayeleri paylaşmak” diye konuştu.

Kuzucu her yıl bu etkinliğin düzenleneceğini ifade ederek, “Bundan sonra her yıl 10 Aralık gününde Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği (BİNSENDER) olarak Erişkin Lösemi Hastaları Günü adı altında çeşitli farkındalık çalışmaları yapacağız. Amacımız, erişkin lösemisi hakkında toplumu bilinçlendirmek, lösemide erken tanı ve tedavinin önemini vurgulamak. Bu etkinliklerde lösemi ile yaşamaya devam eden ve lösemi tedavisi sonrası hayatına sağlıkla devam eden hasta ve hasta yakınlarımızın umut dolu hikayelerini paylaşacağız. Lösemide hasta odaklılığın ve yeni tedavilere erişimin önemini her platformda vurgulamaya devam edeceğiz. Hastanın odakta olduğu, lösemiye rağmen hayatın umutla dolu olduğu bir dünyanın mümkün olduğunu bilmek gerek” diye konuştu.

Oğlunu da lösemiden kaybeden Kuzucu, “19 yaşına girdiği ilk günlerde lösemiden kaybettiğim oğlum Erdi’nin doğum günü olan 10 Aralık’ta,  nice lösemi hastasına umut ışığı olmak hedefiyle bu yola çıktık. Hayatta beklenmedik zamanlarda gelen acılar olduğu gibi, beklenmedik zamanlarda gelen mucizelere de hep birlikte tanık oluyoruz. Bazen ölüm bir son değil, bir başlangıç olabiliyor. Hayatta her zaman anneler doğurmuyor. Bazen de evlatlar annelerini yeniden doğuruyor ve annelerinin geleceklerine yön verebiliyor. Tıpkı canım oğlumun beni doğurduğu gibi. İşte biz de Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği(BİNSENDER) olarak her yıl 10 Aralık’ta erişkinlerde lösemiye dikkat çekecek, bir çok lösemi hastasına umut olacağız. Hastalarımızın erken tanının yanı sıra yeni tedavilere erişimleri için yeni ve ses getiren çalışmalarımızı her yıl 10 Aralık Erişkin Lösemi Hastaları Günü’nde kamuoyu ile paylaşacağız.”

YENİ TEDAVİLER BÜYÜK UMUT VERİYOR

Toplantıda konuşmacı olan Memorial Bahçelievler Hastanesi Erişkin Hematoloji ve Kemik İliği Nakil Merkezi’nden Prof. Dr. Emre Tekgündüz ise yeni lösemi tedavilerine ilişkin şunları söyledi: “Son yıllarda hematoloji alanında yaşanan gelişmeler sonucu lösemilerin tedavi başarısı büyük ölçüde artış gösterdi. Lösemiye neden olan süreçlerin daha iyi anlaşılması hastaya ve lösemi hücresine özgün, hedefe yönelik akılcı tedavi yaklaşımlarını beraberinde getiriyor. Hastaların tedavi yaklaşımına löseminin tipi ve moleküler risk özelliklerine göre karar veriliyor. Hedefe yönelik ilaç kullanılabilecek mutasyonların saptandığı hastalarda akıllı ilaçlar ile tedavi başarısı anlamlı düzeyde artıyor. Bu nedenle sadece yüksek risk özellikleri taşıyan, birinci basamak tedavilere yanıtsız veya hastalığı nüks eden olgulara allogeneik (farklı bireyden) kemik iliği nakli yapıyoruz.”

Prof. Dr. Tekgündüz yakın zamana kadar çok yüksek riskli kabul edilen bazı akut lösemi türlerinde kür oranlarının artık çok yüksek olduğunu belirtti. Tekgündüz, yavaş gidişli olmasına karşın uzun dönemde hastaların kaybedildiği, geçmiş dönemlerde kür şansı olmayan kronik miyeloid lösemi (KML) ve kronik lenfoid lösemi (KLL) olgularında hedefe yönelik tedaviler sonrası artık hastaların sağlıklı bireylere benzer normal yaşam sürelerine kavuşmasına vurgu yaparak, “Lösemi tedavisi artık hastanın performansı, eşlik eden sistemik hastalıkları yanında lösemi hücrelerinin moleküler özellikleri temel alınarak yönlendiriliyor. Bireyselleştirilmiş akılcı tedaviler ile gün geçtikçe tedavi başarımız artıyor. Bu nedenle en etkin tedavi seçimi için tanı anında lösemi hücresinin genetik özelliklerinin detaylı analizi hayati öneme sahip” diye konuştu.

Etkinliğin son oturumunda Prof. Dr. Sibel Cesur Akyunak, kanser hastalarının da diğer insanların da psikoloğa giderken çekinmemeleri gerektiğini belirterek, özellikle kanser hastalarının kendini anlatabileceği ulaşılır merciler bulması çok önemli” dedi.

Akyunak, kanser teşhisi aldıktan sonra yapılabilecekleri aktararak, “Herseyden önemlisi psikoloğa giderken  korkmamalı...Bir arabayı sürerken sürekli dikiz aynasına bakarak arabayı süremeyiz. Önümüze bakmamız gerek. O nedenle teşhis aldıktan sonra çözüme ve yapılması gerekenlere odaklanmak gerek” diye konuştu.

Etkinlik sonunda Forum Tiyatro gösterisi ile kök hücre bağışı yapmanın insan hayatını nasıl kurtardığı bir oyun ile anlatıldı.

Editör: Ezgi Bardakçı