Evrensel anlamda meydan, vatandaşların ortak kullanımına açık, kolayca erişilebilen ve toplumsal etkileşimin merkezi olan kamusal alan olarak nitelendiriliyor. Osmanlı döneminde ise bu kavram, Avrupa’daki anlamıyla karşılık bulmasa da cami avluları, çarşılar ve pazarlar, toplumsal yaşamın yoğunlaştığı alanlar olarak işlev görmüş. Ankara’da da bu dönem boyunca Kale çevresi ve yakınındaki pazarlar, kent meydanları olarak kabul edilmiş.
Cumhuriyet’in ilanı ve Ankara’nın başkent oluşu, modern kent planlaması anlayışını da beraberinde getirmiş. Halkın bir araya gelerek sosyalleşebileceği, nefes alabileceği ve kentsel aidiyeti güçlendiren meydanlar, çağdaş imar planlarının önemli bir parçası haline gelmiş. Bu süreçte meydanlar sadece dinlenme ve buluşma alanları değil, aynı zamanda heykeller ve havuzlarla zenginleştirilerek kent estetiğine de katkı sağlamış.
Gitgide büyüyen ve kalabalıklaşan Ankara'da meydanlar zaman içerisinde kimliklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmış. Yol genişletme projeleri, ticari çıkarlar doğrultusunda yapılan hatalı düzenlemeler ve yeşil alanların yok edilmesi, meydanların yalnızca fiziksel boyutlarını küçültmekle kalmamış, aynı zamanda toplumsal işlevlerini de zayıflatmış.
İşte geçmişten günümüze Ankara’nın meydanları:
AT PAZARI MEYDANI
Ankara Kalesi’nin Ana Kapısı önünde bulunan alan, tarih boyunca şehrin ticaret merkezlerinden birisi olmuş. Selçuklu ve Osmanlı’nın erken dönemlerinden itibaren At Pazarı olarak bilinen meydanda, çoğunlukla erzak satan esnaflar bulunurmuş. Ayrıca civar ilçelerden getirilen her türlü hayvan ve köy mahsulleri burada satılırmış.
Bölgede bulunan Çengelhan, Çukurhan ve Pilavoğlu Hanı gibi büyük depolara sahip hanlar, ticaret mallarının depolanması ve işlenmesine elverişli olduğu için At Pazarı, öteden beri önemli bir çarşı olarak bilinirmiş.
Günümüzde ise Ankara Kalesi'ni ziyarete gelen binlerce turistin geçiş güzergahı üzerinde bulunan meydanda, Erimtan Müzesi ve Rahmi M. Koç Müzesi de yer alıyor.
KOYUN PAZARI MEYDANI
At Pazarı Meydanı'ndan Koyunpazarı Sokağı'na doğru inildiğinde ulaşılan Koyun Pazarı Meydanı, geçmişte Ankara'da koyun ticaretinin yapıldığı oldukça hareketli bir alanmış.
Meydan civarında ise ekmekçi, nalbant ve bakkal dükkânları ile çeşitli esnaflar bulunurmuş.
Günümüzde ise turizm sebebiyle hareketliliğini koruyan meydan ve civarında hediyelik eşya dükkânları, kafe, restoran ve bakırcılar yer alıyor.
SAMAN PAZARI MEYDANI
Ankara'ya getirilen saman, Anafartalar ve Ulucanlar caddeleri arasında kalan ve Altındağ Belediyesi"nin bulunduğu yeri de kısmen kaplayan meydanlıkta kurulan pazarlarda satılırmış. Bu nedenle meydan Saman Pazarı olarak adlandırılmış.
Günümüzde dar bir alanı kapsayan meydanın en önemli yapısı ise Kurşunlu Cami. 16. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Cami Anafartalar Caddesi üzerinde Daracık köşesinde yer alıyor.
2023 yılının başlarında Altındağ Belediyesi'nin taşınmasının ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Başkentin tarihi dokusunu modern bir anlayışla yeniden canlandırmayı planlayan Samanpazarı Meydanı Projesi'ne başlamıştı. Yüzde 90'ı tamamlanan projenin yakın zamanda tamamlanarak başkentlilerin kullanımına sunulması planlanıyor.
HERGELE MEYDANI
Günümüzde Gazi Lisesi'nin çevresini kaplayan ve Necmettin Erbakan Meydanı olarak bilinen alan, Ankara'nın en eski meydanları arasında yer alıyor. Osmanlı döneminde büyükbaş hayvan sürülerine “hergele” deniyormuş.
O dönemde Ankaralılar, hayvanlarını bu meydana getirip çobana teslim ediyor, akşam vakti otlaklardan dönen hayvanlarını burada teslim alıyormuş. Bu gelenek nedeniyle de alan, halk arasında “Hergele Meydanı” olarak adlandırılmış.
Meydanda, 20. yüzyıla kadar varlığını sürdüren bir de konak bulunuyormuş. Bu konakta, Osmanlı Sultanı I. Mehmed’in damadı ve II. Murad’ın eniştesi olan Anadolu Beylerbeyi Celâleddin Karaca Bey doğmuş. Rivayete göre, Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat da bu konakta bir süre kalmış. Bu nedenle, Osmanlı döneminde meydana “Sultan Meydanı” da denilirmiş.
Meydan, Osmanlı döneminde “Abdil Yeri” olarak da anılmış. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren ise, burada kent itfaiyesinin konuşlanması nedeniyle uzun süre “İtfaiye Meydanı” olarak adlandırılmış.
Bugün Necmettin Erbakan Meydanı adıyla bilinen bu tarihi alanda spotçular çarşısı, tarihi Eynebey Hamamı ve Melike Hatun Camii yer alıyor.
HÜKÜMET MEYDANI
19. yüzyıldan itibaren kentin önemli bir merkezi olan Hükümet meydanı, Ankara'nın en önemli meydanları arasında yer alıyor. 19. yüzyılda Ulus'taki valilik binasının önündeki alan olarak bilinen meydanın batı kanadında Redif Kışlası ve İğneci Belkıs Mescidi, doğu kanadında ise Hasan Paşa Hamamı ve bir hapishane yer alıyormuş.
Ayrıca, burada bulunan ve Doğu Roma İmparatoru Julianus’un (MS 362) onuruna dikilen sütun, halk arasında "Belkız Minaresi" ya da "Kıztaşı" olarak adlandırılıyormuş. Ve sütun o dönemde Redif Kışlası’nın duvarının dibinde bulunuyormuş. Osmanlı Devleti, 1824 yılında bugünkü Valilik binasının bulunduğu konumu satın alarak bir yönetim binası inşa etmiş. Binanın yerine, 1897 yılında Vali Müşir Tevfik Paşa tarafından günümüzdeki Valilik binası yapılmış. Bunun yanı sıra, vilayet konağının çevresine telgrafhane, polis müdürlüğü, maliye ve jandarma binaları inşa edilerek bu alan halk arasında Hükümet Meydanı olarak anılmaya başlanmış.
Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından, Hükümet Meydanı, yeniden düzenlenmiş. Bu süreçte Redif Kışlası ve İğneci Belkıs Mescidi’nin yerine Maliye Bakanlığı binası, Hasan Paşa Hamamı ve hapishane binalarının yerine ise Defterdarlık binası yapılmış.
1934 yılında, meydanın inşaat faaliyetleri sırasında zarar gören Julianus Sütunu, bugünkü yerine, Valiliğin karşısındaki parkın ucuna taşınmış. Meydanın kuzeybatısına İş Bankası binası inşa edilirken, karşısında yer alan Taşhan, 1935 yılında yıkılarak yerine Sümerbank binası yapılmış. Jülyen Sütunu‟nın inşaatlar yüzünden yıkılma tehlikesi göstererek eğilmesi üzerine 1934'de bugünkü yerine taşınmış. Günümüzde Hükümet Meydanı, tüm kamu binaları ve Sümerbank, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi kampüs sınırları içerisinde yer alıyor.
ULUS MEYDANI
Anafartalar, Çankırı ve Cumhuriyet Caddesi ile Atatürk Bulvarı'nın kesişim noktasında yer alan Ulus Meydanı, Cumhuriyet'in ilanından sonra hayata geçirilen imar uygulamaları doğrultusunda Ankara şehir merkezinde oluşturulmuş ilk modern meydan olarak biliniyor. Osmanlı dönemi Ankara Valisi Abidin Paşa'nın izniyle yapımına başlanan ve 1902'de tamamlanarak açılışı yapılan Taşhan sayesinde; bugün Ulus Meydanı'nın bulunduğu bölge, Cumhuriyet'in kuruluşuna dek "Taşhan Meydanı" ismiyle anılmış.
1923 yılında Alman şehir planlamacı Carl Christoph Lörcher'e ısmarlanan ve ertesi sene hayata geçirilmeye başlanan nazım planı doğrultusunda yeniden düzenlenen mekan, Türk milletinin koşulsuz şartsız egemenliğini temsil eden TBMM'ye referansla "Hakimiyet-i Milliye Meydanı" adını almış.
4 Kasım 1927 tarihinde, Zafer Anıtı'nın meydanın merkezine yerleştirilmesiyle eş zamanlı yapılan değişiklik sonucunda ise "Millet Meydanı" kullanımı yaygınlaşmış. 1928 yılındaki Harf Devrimi sonrasında, meydanın isminin Türkçeleştirilmesi düşüncesi gündeme gelince gerekli işlemler yapılarak "Ulus Meydanı" ismine resmiyet kazanmış. Merkezinde konumlandırılmış olan Zafer Anıtı, Anıtkabir'in inşa edilmesine kadar geçen süreçte ülke genelinde kutlaması yapılan milli bayramların veya resmi devlet törenlerinin ana mekanı olmuş.
1940'lı yıllarda meydan ve çevresinde yapılan düzenlemeyle meydan ve Atatürk Heykeli'nin yeri 1. TBMM önünden geçen caddenin ortasından içeriye alınmış. Eskiden meydanın karşısında bulunan geniş park alanı 12 Eylül Darbesi sonrası 1981 yılında yıkılmış, yerine geçtiğimiz yıllarda yıkılan 100. yıl çarşı binası, Spor Genel Müdürlüğü binası ile Anafartalar Çarşısı yapılmış.
Ulus meydanı ve çevresi tarih boyunca iki büyük felakete şahitlik etmiş.
İlk felaket, 1 Şubat 1963 tarihinde meydana gelen "Ulus Faciası" olmuş. Lübnanlı bir Orta Doğu Hava Yolları’na ait yolcu uçağı ile bir C-47 askeri nakliye uçağı, Akköprü semalarında çarpışmış. Çarpışmanın ardından uçaklar, Ulus Meydanı ve çevresindeki meskun mahallere düşmüş. Olayda yolcu uçağındaki 11 yolcu ve 3 mürettebat, askeri uçaktaki 3 Türk askeri personel ile birlikte uçakların düştüğü alanlarda bulunan 103 kişi hayatını kaybetmiş. Toplamda 120 kişinin yaşamını yitirdiği bu trajik kazada çok sayıda vatandaş da yaralanmış.
İkinci felaket ise 22 Mayıs 2007 tarihinde yaşanmış. Meydanın hemen arkasında bulunan Anafartalar Çarşısı’nda gerçekleşen bombalı intihar saldırısı, saat 18.45’te çarşının giriş kapısında meydana gelmiş. Bu saldırıda 6 kişi hayatını kaybetmiş ve 100 kişi yaralanmış.
Günümüzde meydan çevresinde 1. TBMM (Kurtuluş Savaşı Müzesi), İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi, EGO Genel Müdürlüğü Binası ve Ulus 100. Yıl Meydanı yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde başlattığı dönüşüm çalışmaları kapsamında da Ulus 100. Yıl Meydanı yeniden kente kazandırılarak Ankaralıların hizmetine açılmıştı.
Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana başkentin kalbi olarak kabul edilen meydan, Kurtuluş Savaşı'nın izlerini taşırken, modern Türkiye'nin temellerinin atıldığı simgesel bir mekan olma özelliğini koruyor.
Meydanın odak noktası olan Atatürk Heykeli, bir anıt olmanın ötesinde, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin ve Cumhuriyet değerlerinin simgesi olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda, Atatürk Heykeli’nin önü, günlük buluşmaların yanı sıra eylemlere de ev sahipliği yaparak toplumsal hafızanın ve demokratik ifadelerin merkezi olmaya devam ediyor.
SIHHİYE MEYDANI
Günümüzde Ankara Valiliği tarafından kullanılan bina Cumhuriyet'in ilk yıllarında Sağlık Bakanlığı'na hizmet veriyordu. Adını Sağlık Bakanlığı'ndan alan Sıhhiye Meydanı, günümüzde Atatürk Bulvarı ile Necatibey ve Mithatpaşa caddelerinin kesişimindeki küçük bir alanda yer alırken, 1924 yılında Lörcher’in hazırladığı Ankara Planı'na göre büyük bir sekizgen meydan olarak tasarlanmış. Ve eski Ankara ile yeni Ankara arasında bir geçiş alanı olarak düşünülmüş. Cumhuriyet'in ilk yıllarında, meydanın içinden herhangi bir yol geçmiyor, yollar, meydanın çevresinden dolaşıyormuş.
1926-28 yıllarında, dönemin Ankara Şehremini Asaf Bey’in Avrupa'dan getirttiği fıskiyeli havuz, meydanın tam ortasında yer alıyor ve bu havuz, Kızılay Meydanı'ndaki daha büyük havuzla kıyaslandığı için halk arasında “Küçük Havuzbaşı” olarak adlandırılıyormuş. Havuz günümüzde İzmir Caddesi'nin Atatürk Bulvarı çıkışında yer alıyor.
Meydan'ın tek yeşil alanı olan Abdi İpekçi Parkı, dönemin Ankara Belediye Başkanı olan mimar Vedat Dalokay tarafından Altınpark, Kuğulu Park ve Seğmenler Parkı ile eş zamanlı yaptırılmış. Park günümüzde meydan ve civarını ziyaret eden vatandaşlar tarafından dinlenme alanı olarak kullanılmaya devam ediyor.
Meydanın en önemli yapısı ve şehrin sembollerinden olan Hitit Güneş Kursu Anıtı, meydanın tam merkezinde yer alıyor. Alacahöyük'teki kazılarda ele geçirilmiş bir Hatti eserinin kopyası olan anıt, 1977 yılında Anadolu Sigorta tarafından heykeltraş Nusret Suman'a yaptırılmış ve Ankara halkına armağan edilmiş.
Son on yıla kadar büyük mitinglere ve toplumsal eylemlere ev sahipliği yapan Sıhhiye Meydanı'nda günümüzde Ankara Valiliği binası, Abdi İpekçi Parkı, Hitit Güneş Kursu Anıtı ve iş hanları yer alıyor. Meydan, Ulus ve Kızılay'ın tam ortasında yer almasıyla Ankara trafiğinin en önemli noktalarından biri olma özelliğini taşıyor.
ANADOLU (TANDOĞAN) MEYDANI
Dögol Caddesi, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Anıt Caddesi ve Kazım Karabekir Caddesi'nin kesişim noktasında yer alan Anadolu Meydanı, eylem ve mitinglere ev sahipliği yapması nedeniyle başkentte miting denildiğinde akla gelen ilk yerlerden biri olma özelliği taşıyor.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir'in hemen yanında yer alan meydanı, özellikle milli bayramlarda ve 10 Kasım'da başkentli vatandaşların Anıtkabir'e gitmek için yoğun olarak kullandığı bir nokta haline geliyor.
Günümüze kadar üç farklı isme sahip olan meydanın ilk ismi, dönemin Ankara valisi Nevzat Tandoğan'ın anısını yaşatmak amacıyla "Nevzat Tandoğan Meydanı" olarak belirlenmiş. Meydan, uzun yıllar boyunca Ankaralılar tarafından bu isimle benimsenmiş. 2012 senesinde ise başındaki 'Nevzat' ismi kaldırılarak resmiyette "Tandoğan Meydanı"na dönüştürülmüş. 14 Nisan 2015 tarihinde ise Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yapılan bir oylama sonucunda meydanın adı tamamen değiştirilerek "Anadolu Meydanı" ismini almış. Ancak meydan, halk arasında hâlâ Tandoğan Meydanı olarak anılmaya devam ediyor.
Günümüzde meydan çevresinde Anıtkabir, MKE Genel Müdürlüğü Binası, Tandoğan Orduevi ve Anadolu/Anıtkabir Ankaray istasyonu yer alıyor. Meydan, başkentte yapılan büyük mitinglere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
ZAFER MEYDANI
Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan Zafer Anıtı'nı ve çevresini kapsayan bölüm, Lörcher planı dahilinde tiyatro, sinema ve yeşil alanın yer aldığı bir meydan olarak tasarlanmış.Meydan, ev sahipliği yaptığı Şûrâ-yı Devlet (Danıştay) ve Orduevi binalarıyla bir dönemin önemli bir bürokrasi merkezi olmuş.
1960'lı yıllarda yeni bir Danıştay binası inşa edilmiş ve meydan uzun süre boyunca pek bir değişiklik geçirmemiş. Fakat 1980'li yıllardan itibaren bulvarın zaman içerisinde sürekli genişletilmesi ve etrafındaki yapılaşmanın artması sebebiyle günümüzde meydan özelliği kaybetmiş. Ve meydandan geriye sadece Atatürk Anıtı ve orduevinin hemen bitişiğinde bulunan Zafer Parkı kalmış.
Meydana adını veren Zafer Anıtı, Atatürk Bulvarı üzerinde, Kızılay’dan Sıhhıye’ye doğru ilerlerken Ordu Evi’nin karşısında, yer alıyor. İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica (1896-1962) tarafından yapılan Zafer Anıtı, İtalya’nın Torino kentinde bronzdan dökülmüş ve bronz girlandlarla çevrili sade, dikdörtgen prizma biçiminde mermer iki basamaklı yüksekçe bir kaide üzerine oturtulmuş. Mareşal üniformalı giysiler içindeki Atatürk ayakta, kılıcının kabzasını iki eliyle kavramış, uzaklara bakan muzaffer bir kumandan olarak canlandırılmış.
Günümüzde Zafer Meydanı olarak tasarlanan bölümde Zafer Parkı, Sıhhıye Orduevi, Zafer Çarşısı ve iş hanları yer alıyor.
Ayrıca geçtiğimiz yılın Mayıs ayında Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Zafer Çarşısı’nı da içine alan “Zafer Meydanı Yeniden Düzenleme ve Öğrenci Merkezi” projesi için harekete geçmişti. Proje hakkında ABB Başkanı Mansur Yavaş, ''Öğrencilere nefes olacak, Kızılay’a da canlılık katacak projenin son aşamasına geldik. Zafer Meydanı yenileme çalışmaları ve Öğrenci Merkezinin yapıldığı 5 bin 440 metrekare alanda; sesli kütüphane, sergi ve dinlenme alanları, kentsel teras gibi sosyal alanlar bulunacak” ifadelerini kullanmıştı.
15 TEMMUZ KIZILAY MİLLİ İRADE MEYDANI
Doğudan Ziya Gökalp Caddesi (Kolej, Kurtuluş), batıdan Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (Demirtepe, Maltepe, Tandoğan), kuzey-güney ekseninde ise Atatürk Bulvarı (Sıhhiye, Ulus, Bakanlıklar, Kavaklıdere) yollarının kesişiminde yer alan Kızılay Meydanı, Ankara'nın en önemli ve en kalabalık meydanı.
Meydan, adını günümüzde AVM'nin bulunduğu alanda yer alan Türk Kızılayı genel merkez binasından almış. Bina, 1929 yılında Avusturyalı mimar Rober Oerley tarafından tasarlanmış ve 20 Nisan 1930 tarihinde açılmış. Üç katlı kesme taştan yapılan binanın çatısı üzerinde Kızılay‟ın simgesi olan sola bakan kırmızı renkli oldukça büyük bir ay bulunuyormuş. Kızılay binasının hemen önünde de ise Kızılay Parkı bulunuyormuş. Günümüzde Cermodern'in bahçesinde bulunan Su Perileri heykeli de bir dönem bu parkta yer alıyormuş.
Kızılay Parkı’ndaki havuzun çevresi, Riyaset-i Cumhur Mızıkası’nın (Cumhurbaşkanlığı Orkestrası) çaldığı klasik Batı müziği parçaları eşliğinde, şık giyimli kadın ve erkeklerin gezdiği bir alan haline gelmiş. Ancak, 1952 yılında alınan bir kararla Kızılay’da zemin ve bodrum katları pasaj olarak düzenlenecek bitişik apartmanların inşasına izin verilmiş. Bu durum, bireylere yönelik hizmet sektörünün yoğunlaşmasına ve her kesime hitap eden farklı mekânların oluşmasına yol açmış. Son olarak, 1979 yılında Kızılay binasıyla birlikte park da tamamen yıkılarak ortadan kaldırılmış.
Meydanın adı, 1925 tarihli Lörcher planında “Cumhuriyet” olarak geçerken, 1927’deki yeni plan yarışmasında “Kurtuluş” olarak değiştirilmiş; ancak halk arasında Kızılay adı kullanılmaya devam etmiş. 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından meydanın adı “Hürriyet” olarak değiştirilse de günlük yaşamda vatandaşlar yine Kızılay adını kullanmayı sürdürmüş. Son olarak, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan bir kararla, meydanın resmî adı “15 Temmuz Kızılay Millî İrade Meydanı” olarak değiştirilmiş. Ancak, meydanın adı değişim gösterse de halk arasında meydan hâlen Kızılay Meydanı olarak anılıyor.
Tarih boyunca ülke genelinde kutlanan millî ve resmî bayramın merkezi olan meydan, Kortejlerin ve yürüyüşlerin başlangıç noktası olmasının yanı sıra, Ankaralılar için önemli bir buluşma noktası olma özelliğini taşıyor.
Yalnızca kutlamaların değil, aynı zamanda toplumsal olayların da odağı olan meydan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu günden bu yana, ulusal ve uluslararası boyuttaki siyasi eylemler, protestolar ve yürüyüşlerin merkezi haline gelmiş.
Cumhuriyet tarihinin ilk sivil itaatsizlik eylemi olan 555K, 5 Mayıs 1960 tarihinde Kızılay Meydanı'nda gerçekleşmiş. Demokrat Parti mitingi için meydana gelen dönemin başbakanı Adnan Menderes, bir grup öğrenci tarafından protesto edilmiş
2007 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veya başka bir Millî Görüş kökenli siyasetçinin olası cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı düzenlenen mitinglerden biri Kızılay Meydanı'nda gerçekleştirilmiş.
29 Ekim 2012'de Cumhuriyet Mitingleri'nin bir parçası olan Cumhuriyet için Seferberlik Buluşması yine bu meydanda düzenlenmiş.
Gezi Parkı olaylarının İstanbul dışında gerçekleştiği önemli mekanlardan biri de Kızılay Meydanı olmuş. Meydan, sivil göstericiler ve polis kuvvetleri arasında şiddetli çatışmalara sahne olmuştur. Bu olaylar sırasında, Ethem Sarısülük bir polis tarafından kafasından vurularak hayatını kaybetmiş.
Ayrıca, ülkenin yakın siyasi tarihine damga vuran olaylardan biri olan Adalet Yürüyüşü, Kızılay Meydanı'ndaki Güvenpark'tan başlamıştır. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde düzenlenen yürüyüş, 15 Haziran 2017’de başlamış ve 9 Temmuz 2017’de İstanbul Maltepe’de sona ermiş.
Kızılay Meydanı, terör saldırılarının da hedefi olmuş. Mart 2016’da meydana gelen Ankara saldırısı, ülke tarihinin en büyük bombalı saldırılarından biri olarak kayıtlara geçmiş. Güvenpark’ın Atatürk Bulvarı’na bakan otobüs durakları önünde gerçekleşen saldırıda 38 kişi yaşamını yitirmiş, 125 kişi yaralanmış.
Cumhuriyet Ankarası'nın en önemli meydanlarından biri olan Kızılay Meydanı, şehrin sosyal, tarihi, ekonomik ve ulaşım açısından kritik bir merkezi olmayı sürdürüyor. Modernleşen başkentin simgesi olan ve tarih boyunca pek çok olaya tanıklık eden meydan, bugün de Ankara’nın hem sosyal hayatının hem de ulaşım ağının kalbi konumunda bulunuyor.