Tolga ALCA

 Adın/Yüreğimde kan çığlığı/Gözlerimde buğu/Seni seyrediyorum suretimde her gün/Alın kırışığımda yankısını yitirmiş özleminle/Perde perde sözler susuyorum/Ölüm tınısı… gibi birçok satırda “baba figürü” nü farklı bir perspektif ile gözler önüne seren Yazar-Şair Hazal Karadağ Yurdagül ile Başkent olarak konuştuk. Yazmış olduğu şiirlerin içerikleri hakkında görüşlerini aldığımız Yurdagül, duyguların net bir şekilde yazıya dökülmesinin formülünü ise şöyle açıkladı: “Dolmadan taşamazsınız… Yazmayı düşünen kişinin öncelikle çok fazla okuması gerektiğini düşünüyorum. Adeta bir kabın taşması gibi doğal bir süreç içerisinde ortaya çıkan eserler çok daha değerli oluyor.”

·       Size göre eğitim ne zaman başlar?

Ben eğitimin doğuştan hatta anne karnından başlayan son nefesi verinceye kadar devam eden canlı bir süreç olduğunu düşünüyorum. İnsan bu süreçte akademik eğitimin yanında ailesinden, komşusundan,  öğretmeninden, arkadaşından, eşinden, çocuğundan, doğadan velhasıl canlı cansız her varlıktan bir şey öğrenir. Bu anlamda öğrenciliğimin devam ettiğini söyleyebilirim. Hayatımın büyük bir kısmını Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde değişik şehirlerde geçirdim. Bu da benim bahsettiğim öğrenim sürecini çeşitlendirip şekillendiren bir unsur oldu.

·       Şiir yazmaya ne zaman başladınız?

Kelimelerle aram hep iyi idi. Minik kağıtlara güzel sözler yazardım çocukken ve sevdiklerimin ceplerinde koyardım. Onları mutlu görmekle mutlu olurdum. Henüz 12 yaşındayken babamın hayat hikayesini yazarak doğum gününde kendisine hediye etmemle sistematik yazım sürecimin başladığını söyleyebilirim. İlk şiir ödülümü şehit düşen Binbaşı Bedri Karabıyık için Sarıkamış FM'de düzenlenen şiir yarışmasında aldım. Kalem ile hasbihal de böylece devam etti.

·       “Babama Layla” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Kitabınıza gelen ilginin boyutu ve aldığınız yorumlar ne durumdadır?

“Babama Layla” ilk şiir kitabım. Yüzlerce şiir, yazı, nesir, öykü ve denemeye imza atmama rağmen başlangıçta kitap çıkarmak hiç aklımdan geçmiyordu. Amacım hep toplumsal sorunları dile getirip kadın ve çocuklar için çaba sarf etmek yönünde oldu. Birçok şiir sitesinde yöneticilik, ayrıca birçok şiir yarışmasında da jüri üyeliği yaptım. Yayınevi sahibi ve girişimci bir kadın olan Esra Algan'ın ısrarıyla şiirlerimin bir kısmını bir kitapla kalıcı bir hale dönüştürmeye karar verdim. Aslında her konuda şiirler yazıyorum ama ilk şiir kitabım babam için yazdığım şiirlerden oluşsun istedim. Bir kadın için baba çok önemlidir. Sanıyorum ki yazdıklarım babasını kaybeden birçok kadının hislerine tercüman olmuştur. Okur dönüşleri iyi ki kitabı çıkardım dememe neden oldu. Çünkü kitabı okuyan herkesten kendi hayatlarından bir parça bulduklarını duymak beni onore etti.

“BABA BİR KIZ ÇOCUĞU İÇİN OTORİTE SAYGI VE SEVGİ FİGÜRÜDÜR”

·       Kız çocukları için baba figürünün, karşı cinste kurulan ilişkinin şeklini belirleme açısından önemi artık bilimsel psikolojinin kabulleri arasında. Siz de şiirlerinizde çoğunlukla babanız ile bağınızı gözler önüne seriyorsunuz. Size göre bir “babanın” tanımı kız çocukları için nedir? Ne olmalıdır?

Babam kelimenin tam anlamıyla görmüş geçirmiş biriydi. Genç yaşlardan itibaren zorluklarla dolu bir yaşam sürmüş, zaman zamanda ölçüsüz şekilde mutlu ve refah yaşamış. Bütün bu süreçler sanırım onun hayran olduğum kişiliğinin oluşmasında etken olmuştu. Kendi jenerasyonun erkeklerinden farklı olarak bizlere sevgisini göstermekten çekinmeyen bir babaydı. İşin doğrusu benim diğer tüm çocuklarından daha çok sevdiğini düşünürdüm. Belki tüm çocuklarına aynı hissi yaşatmayı başarmıştı. Hayattayken de değerini bilirdim ancak onu kaybettikten sonra yerini hiçbir şeyin doldurmayacağını anladım. Belki de içimdeki bu boşluğu babamı ve babama olan özlemimi anlatan şiirlerle doldurmaya çalışmışımdır. Baba bir kız çocuğu için otorite, saygı ve sevgi figürüdür.

 “ŞİİRLERİMDE İMGELER KULLANMAYI ÇOK SEVİYORUM”

·       Türk şairleri içerisinde bu kişinin eserleri beni yazar olmak için çok iştahlandırdı diyebileceğiniz bir yazar var mı? Onun hangi anlatım tekniğini uyguluyorsunuz?

Nazım Hikmet Ran, Ahmet Arif yenilerden ise Ahmet Telli… Şiirlerimde imgeler kullanmayı çok seviyorum. Ayrıca şiir içinde ayrı ayrı okunduğunda bambaşka şeyler anlatabilecek alternatif kelimeler kullanmayı seviyorum. Düz yazılarımda da devrik cümlelerle şiirsel bir dil kullanmayı tercih ediyorum

·       Duyguların yazı ile okuyucuya aktarılmasının size göre temel prensipleri neler?

Samimiyetle anlatılan duygular her halükarda okuyucuyu etkiler ve okurlardan bir bölümü mutlaka kendi hayatından bir kesit görür. Bence burada yazarın ya da şairin samimiyeti doğrudan okuyucuya sirayet eder.

“İNSAN OLMAK SORUMLULUKLARIMIZIN ÇERÇEVESİNİ BELİRLER”

·       Toplumdaki kadın tanımında, bazı kitlelerce ona yüklenen bir takım görevleri yapmaya mecbur, bu sorumlulukların dışında hareket ettiği zaman ise bir tehdit unsuru olarak görülmesi fikrine katılıyor musunuz?

Bu değerlendirmeye tam olarak katılmıyorum. Cinsiyetten bağımsız olarak toplumsal hayatın her insana yüklediği sorumluluklar vardır. Bu alanda marjinal yaklaşımlara hep mesafeli durdum. Kadın veya erkek olmaktan ziyade “insan olmak” sorumluluklarımızın çerçevesini belirler. Allah insanı ve pek çok canlıyı iki farklı cinste yarattığına göre sorumluluklarının ve onlardan beklenen şeylerin farklı olması gayet doğaldır. Bireylerin ve toplumların mutluluk ve ya mutsuzluğunu cinsiyetler üzerinden değerlendirmek yerine, birlikte güzel bir anı ve geleceği nasıl kuracağımıza kafa yormalıyız. Olumsuz toplumsal yargıları her olumsuz kavram yerine olumlu bir kavram yerleştirerek aşmaya çalışmak gerektiğini düşünüyorum.

·       Şairlik hayali olan kişilerin hangi özellikleri taşıması gerekir?

Dolmadan taşmaya çalışmamak bence en önemli formül. Yazmayı düşünen kişinin öncelikle çok fazla okuması gerektiğini düşünüyorum. Adeta bir kabın taşması gibi doğal bir süreç içerisinde ortaya çıkan eserler çok daha değerli oluyor. Tabii ki yazmak için doğal bir anlatım yeteneğine de sahip olmak gerekir ancak bu yetenek çok okuyarak ve ileri seviyede de belki yazım teknikleri üzerine özel eğitimler alınarak geliştirilebilir.

·       Gençleri edebiyat dünyasına çekebilmek için size göre dijital dünya nasıl kullanılmalı? 

Gençleri suçlayıcı yaklaşımlar yerine, onların ilgisini çekecek içerikte ancak doğru ve yanlış kavramlarını da yerli yerine oturtacak tarzda eserler üretmek gerekir. Şu bir gerçek ki sosyal medya telkinlerle gençleri uzak tutabileceğimiz bir alan değil. Sosyal medya mecralarını faydalı içeriklerle donatmaya çalışmak, negatif içeriklerinden kat kat fazla pozitif içerikli eserlerle onların ilgisini yakalamak en doğru hareket tarzı olacaktır. Bir anlamda kanalı temiz suyla doldurarak kirli su oranını düşürmek gibi bir yaklaşımla gençlerin ruhuna hitap etmek gerekir.

Editör: Ezgi Bardakçı