Karadeniz’de deniz suyu sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, balık tezgahlarını olumsuz etkiliyor. Sezonu erken kapatılmasına hazırlanılırken, tezgahlarda her gün azalan palamut ve hamsinin yerini diğer balıklar alıyor.
Denizlerde 1 Eylül’de başlayan balık avcılığı 15 Nisan’da sona erecek. Karadeniz’de yeni sezon için ağlarını denizlere bırakan balıkçılar, ‘Vira bismillah’ diyerek tezgahları doldurmaya devam ediyor. Bu yıl bolca avlanan palamut, sezon sonlarında yerini hamsi ve istavrite bıraktı. Deniz suyu sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle hamsi ve istavrit de azalmaya başladı. Karadeniz’de sezonun erken kapanmaya hazırlandığı belirtilirken; tezgahlarda her gün azalan palamut ve hamsi, yerini diğer balıklara bırakıyor. Ankara’da balık tezgahlarında hamsi ve istavritin kilosu 300 TL’ye çıkarken; çinekop 350, mezgit 350, levrek 350, çupra 400 TL’den tüketicilerini bekliyor.
“FİYATLAR DAHA DA YÜKSELEBİLİR”
Küresel ısınmanın etkilerinin hissedilmeye başlandığı Karadeniz'de yüzey sıcaklığının yaklaşık 1 derece arttığını belirten uzmanlar; balık stoklarının azalması, deniz suyu sıcaklığının artması ile birlikte bazı türlerin daha az yakalanması, bazı türlerin ise hiç görülmemesi gibi olaylarla karşı karşıya kalınacağını açıkladı. Bununla birlikte trol avcılığı denilen yöntemle denizin dibindeki balık yataklarının yok edilmesinin sakıncalı olduğunu belirten uzmanlar, gelecek yıllarda balık verimliliğinin düşük olacağını öngörüyor. Başkent olarak görüşlerini aldığımız Balıkçı esnafı Şevket Başeğmez, “Geçen yıl deniz balığı istediğimiz gibi değildi. Bu yıl özellikle hamsi ve istavritte dalgalanmalar yaşadık. Bir hafta balık bolluğu yaşanırken diğer haftalarda tek kasaya kadar düştük. Şu anda da deniz balığı azalmaya başladı. Geçen yıl palamutta sıkıntı yaşarken bu sezonun başlarında palamut satışlarımız güzeldi” dedi. Başeğmez, denizlerde yanlış avlanmanın tüm sezonu etkilediğini belirterek, “Maalesef bazı avcılarımız, avlanırken diğer balık türlerine zarar veriyor. Bu canlıların yaşam ve yumurtlama alanlarını yok ediyorlar. Ondan sonra da bu yıl balık çıkmıyor diye yakınıyorlar. Yanlış avlanmanın önüne bir an önce geçilmesi lazım. Bakanlığın bizzat buna el atması lazım. Bu yılı kurtaralım derken gelecek yıllara zarar veriyoruz. Bu yıl tüketiciler açısından balık fiyatları pahalı seyrediyor. Tezgahlarda en ucuz deniz ürünü 250-300 TL’ye satılıyor. Fiyatlar daha da yükselebilir” ifadelerini kullandı.
“4 KİŞİLİK AİLENİN BALIK MALİYETİ BİN LİRA”
Her yıl maliyetlerin arttığına değinen Başeğmez, şöyle devam etti: “Mazot giderleri, işçi giderleri, sigorta prim borçları ve diğer ödemeler artıyor. Karadeniz’den çıkan bir hamsi o bölgede 100-150 liradan satılırken Ankara’ya gelene kadar 300 TL oluyor. Araya yakıt giderleri ve aracıların komisyonları giriyor. Hem balıkların pahalı olması hem ülkenin ekonomik şartları hem de denizlerin sıcaklığı nedeniyle satışlarımız değişkenlik gösteriyor. Dövizin yükselmesiyle yem ham maddelerinin çoğunun dışarıya dayalı olmasından dolayı yem fiyatları da çok yükseldi. Bu da özellikle çiftlik balıklarının maliyetini artırıyor. Mazot fiyatları neredeyse yüzde 100 arttı. Vatandaşın alım gücü de düştü. 4 kişilik bir ailenin balık maliyeti bin lirayı bulabiliyor. İnşallah alınacak önlemler ile gelecek yıllarda balık bolluğu eskisine döner. Vatandaşımız da ucuz balık yerse biz de mutlu oluruz.” Vatandaşların balık fiyatlarına verdikleri tepkileri de anlatan balıkçı esnafı Başeğmez, şunları aktardı: “Vatandaşlar fiyatlar karşısında şaşkın. Dar gelirli ailelerin ilk tercihleri arasında yer alan hamsi, bu yıl 250 liradan aşağı bir fiyattan satılmadı. Bize gelen birçok vatandaş tezgahları izlemekle yetiniyor. Karadeniz’den gelen hamsi ve palamutun kilosu bu yıl 2 katına çıktı. Tek bir levrek ya da çuprayı alıp 2 kişi olarak tüketen vatandaşlar var. Bizler de fiyatların neden yüksek olduğunu vatandaşa anlatmaya çalışıyoruz. Bazıları bize hak verirken bazıları da bizleri fırsatçı olarak görüyor. Halbuki balıkları pahalı satmak fırsatçılık olamaz. Ne kadar çok balık satarsak o kadar çok kazanıyoruz. Balıkların yüksek fiyatlardan tezgahlarda beklemesinin bize hiçbir faydası yok.”