Zehra ŞAHİNDOKUYUCU

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Ergen Sağlığı Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zehra Aycan ile çocuk ve ergenlerde obezite konusunu konuştuk. Başkent’in sorularını yanıtlayan Aycan, “Çocuklarda ve ergenlerde obezite artıyor. Zaten erişkinlerdeki artışın nedeni de; çocuk ve ergen obezitesinin artışı. Çünkü çocukluk çağında obez olan bir çocuk, yüzde 50-60 oranında erişkin dönemde de obez oluyor. Ergenlikte obezite yaşayan bir ergen, yüzde 70-80 erişkin dönemde de obez oluyor. Bu, çocukluktan erişkinliğe aktarılan bir süreç. Çünkü bu durum beslenme ve yaşam tarzı alışkanlığı ile çok ilişkili. Erişkinlikteki obezitenin temellerinin çocuklukta atıldığını söyleyebiliriz. Özellikle ergenlik dönemi çok kritik yani 10 tane ergenden 7’si obez ise 7 erişkin de obez olarak hayatına devam ediyor” ifadelerinde bulundu.

Prof. Dr. Aycan, obez annelerin çocuklarının da büyük oranda obez olduğuna dikkat çekerek, “Obez çocuk ve ergenlerde yaptığımız çalışmalarda görüyoruz ki, obez çocukların annelerinin obezite oranı yüzde 80-90. Babalarda oran biraz daha düşük ama eğer annenin beslenme ve mutfak alışkanlığı iyi değilse, çocuğunda da obezite görülme oranı çok yüksek” dedi.

Çocuklarda ve ergenlerde yetişkinlerde olduğu gibi obezite ne sıklıkta görülüyor, son yıllarda görülme sıklığında bir artış var mı?

Çocuklarda ve ergenlerde obezite ciddi oranda artıyor. Zaten erişkinlerdeki artışın nedeni de; çocuk ve ergen obezitesinin artışı. Çünkü çocukluk çağında obez olan bir çocuk, yüzde 50-60 oranında erişkin dönemde de obez oluyor. Ergenlik döneminde obez olan bir ergen, yüzde 70-80 erişkin dönemde de obez. Bu, çocukluktan erişkinliğe aktarılan bir süreç. Çünkü bu durum beslenme ve yaşam tarzı alışkanlığı ile çok ilişkili. Erişkinlikteki obezitenin temellerinin çocuklukta atıldığını söyleyebiliriz. Özellikle ergenlik dönemi çok kritik yani 10 tane ergenden 7’si obez ise 7 erişkin de obez devam edecek. Dolayısıyla bu oran çok yüksek. Bu noktada devletimizin yaptığı çalışmalar da var. Örneğin; Halk Sağlığı Kurumu’nun yürüttüğü bir proje var. İkinci ve üçüncü sınıflarda yapılıyor. Buradaki çalışmalar, bizim kendi araştırmalarımız ülkedeki sıklığın çocukluk çağında da yüzde 25 civarında olduğunu söylüyor. Her 4-5 çocuktan birisinin kilolu olduğunu ve obez olduğunu söyleyebiliriz. Son zamanlarda daha önemli bir nokta, obezitenin şiddeti aslında. Giderek morbid obez dediğimiz daha şiddetli obezitenin de oranının arttığını görüyoruz. Bu durum önemli çünkü obezitenin getirdiği şeker, tansiyon, kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarının da daha erkene kaymasına neden oluyor.

ANNENİN KİLOSU, ANNENİN YEME DAVRANIŞI ÇOCUĞU NASIL ETKİLİYOR?

Obez çocuk ve ergenlerde yaptığımız çalışmalarda görüyoruz ki, obez çocukların annelerinin obezite oranı yüzde 80-90. Babalarda oran biraz daha düşük ama eğer annenin beslenme ve mutfak alışkanlığı iyi değilse, çocuğunda da obezite görülme oranı çok yüksek. Mesela; eski adetlerimizin gelmesi lazım. Eskiden bir evde, günde bir tencere yemeği pişerdi ve o yenirdi. Günümüzde ise, önden çorbası, arkadan pilavı derken miktar çok fazla oluyor. Sağlıklı beslenmede porsiyonların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz buna glisemik yük diyoruz. Çok sağlıklı diye bir sebze yemeği üç tabak tüketilmemeli. Çok sağlıklı diye bir salata 5 porsiyon tüketilmemeli. Yani besin yüklerinden arınmamız lazım. Ölçülü yemek, glisemik yükümüzü azaltmamız gerek.

ANNE KARNINDAN İTİBAREN OBEZİTE İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER NELERDİR?

Anne karnındaki programlanma çok önemli. Şu anda günümüzde düşük doğum ağırlıkları ile doğan çocuklar çok ciddi bir popülasyonu oluşturuyor. Prematürelik, erken doğum ve anne karnında iyi gelişmeyen çocuklardan bahsediyoruz. Bunlar fazla miktarda doğuyor özellikle prematüreler yaşatılıyor artık ve bunların biz çocukluk ve erişkinliklerini de görüyoruz. Onlarda obezite riski daha fazla. 2500 gramın altında doğan çocuklarda aile, bir an evvel toparlansın çocuk diye çok fazla mama veriyor, ek gıdalara hızlı başlama ve miktarı artırma, bir an evvel çocuğu şişmanlatma eğilimi oluyor. Bu aslında hiç yapılmaması gereken bir şey. O çocuklar eğer bebeklikte böyle bir beslenme ile tanışırlarsa erkenden, hem çocukluk çağında, hem ergenlikte, hem de erişkinlikte obez olma riskleri çok fazla. Ayrıca obezitenin getirdiği kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, erken ergenlik gibi diğer sorunlara da daha şiddetli ve daha erken yaşta yakalanma riskleri daha fazla. Onun için 2500 gramın altında doğan çocukların yavaş büyütülmesi, anne sütünün yeterli olduğunun bilinmesi, özellikle 6 ay hiçbir gıda verilmeden sadece anne sütüyle beslenmesi çok önemli. Bu normal doğan çocuklar için de öyle. Yani anne hamilelikte sağlıklı beslenmeli, stresten uzak kalmalı, çocuk da doğumdan sonra 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli.

ERGENLİKTE DÜZENLİ BESLENME KONUSUNDA ANNENİN ROLÜ NEDİR?

Ergenlerde ise düzensiz beslenme çok yaygın. Ergenlik dönemi, başkaldırma dönemi. O nedenle her düzenli şeyi reddediyorlar. Kuralları reddediyorlar, kafalarına göre yaşamak istiyorlar. Ergenlik, çalkantılı bir dönem ama 3-4 yıl sürüyor. Aslında erişkinliğe geçmeden önce de dokunabileceğimiz son dönem. Onun için de beslenme alışkanlıklarını o dönemde sağlıklı bir şekilde oturtmak önemli. Ergenlerdeki obezitenin en önemli problemi, öğün atlamak. En fazla atladıkları öğün ise sabah kahvaltısı. Halbuki sabaha dinç bir şekilde ve iyi bir kahvaltı ile başlamamız lazım. Öğle yemeği ve akşam da saat 18.00-19.00 gibi yemeği yiyip, sonra da 3-4 saat bir şey yemeyerek, boş bir mide ile yatmamız lazım ama ergenler bunu tam tersine çeviriyor. Sabah yemiyorlar, kahvaltı atlayan ergen oranı yüzde 70-80 civarında. Öğlen ne bulursa yiyor, akşam yemeye başlıyor. Gece de geç yattıkları için beslenme alışkanlıkları tamamen geceye kayıyor, uyku düzenleri bozuluyor. Uyumadıkça atıştırmalıklar devreye giriyor, onun da çok etkisi var. Yaşam şekli dediğimiz şey bu, sadece beslenmeye odaklı değil aslında. Mesela; uyku düzeninin sağlanmış olması bence obezitenin önlenmesinde çok önemli. Hem hormonların dengesi oturuyor, hem de gece oturdukça yiyoruz. Ergenlerin gece uğraşları sosyal medyayla çok fazla olduğu için hem fazla yiyorlar hem de zamansız yiyorlar.

KOVİD-19 PANDEMİSİ ERGENLERDE VE ÇOCUKLARDA OBEZ OLMA RİSKİNİ ARTIRDI MI?

Çok arttı. Ergenlerde ve çocuklarda eve kapanışla birlikte yeme miktarları ve hareketsizlik arttı. Aslında enerji dengesi çok basit; harcayabiliyorsan, yiyebilirsin. Kovitte enerjimizi harcayamadık, dışarı çıkmadık, evde çok hareketsiz kaldık, ekran başında çok oturduk, o nedenle de obezite arttı. Beklenen bir şeydi bu aslında, yaklaşık 1,5-2 kat arttı.

OBEZİTE GELİŞİM SORUNUNA NEDEN OLUYOR MU?

Obezite artık daha şiddetli obeziteye doğru kaydı. Bu da beraberinde erken ergenliği getirdi. Kız çocuklarının obez olması durumunu o kadar çok gördük ki... Ben Kovid-19 salgınının hemen sonrasında birebir hasta da bakıyordum, 10 hastadan 7’si erken ergenlik bulgularıyla geliyordu. Çünkü kilo aldıkça, vücut artık diyor ki, ben belli bir kütleye ulaştım, ergenliğim başlayabilir diye beyine bir sinyal gönderiyor. Dolayısıyla bu sinyal erken yaşlara taşındı obezitenin artışıyla.    

Erken ergenlik derken, bunu sayısal olarak ifade edebilir misiniz, hangi yaşlar erken ergenlik kabul ediliyor?

8 yaşından önce kız çocuklarında meme gelişmesi ve kıllanma oluyorsa buna erken ergenlik diyoruz. Kovid-19 döneminde obezite ile birlikte erken ergenlikte bir patlama yaşadık.

“OBEZİTE ÖMRÜ KISALTABİLİR”

Çocuklukta başlayan obezite, kişinin yaşam süresini kısaltabilir mi?

Bütün çalışmalar obezlerin daha erken öldüğünü, obezitenin ölüm yaşını daha erkene çektiğini gösteriyor. Çünkü beraberinde pek çok hastalık geliyor. Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların vücuda, organlara getirdiği yük çok fazla. O nedenle de ölüm yaşı biraz daha erken oluyor. Kalitesiz bir yaşam oluyor aslında. O nedenle obeziteden korunmak, alışkanlıkların düzenli olması çok önemli.

OBEZİTE RUHSAL OLARAK ÇOCUKLARDA NE GİBİ SORUNLARA YOL AÇIYOR?

Obez çocuklar, ruhsal olarak çok kritik oluyor. Obezlerde sosyal izolasyonu çok görüyoruz. Aslında durumlarından memnun değiller, akranlar ergenlik döneminde özellikle birbirlerine çok fazla psikolojik şiddet ve zorbalık uyguluyorlar. Obez çocuk etiketleniyor, arkadaşları şişko diyor, çocuğu damgalıyor. Dolayısıyla ergen mutsuz oluyor ve sosyal çevresinden uzaklaşma, daha eve kapanma başlıyor. Eve kapandıkça, yeme artıyor ve böyle bir kısır döngüye giriyor. Depresyona giriyor, depresyon, anksiyete, sosyal izolasyon, ilişkilerin bozulması sonucu depresyona yatkınlık çok oluyor. Bu obezler arasında çok görülüyor. Öz saygıları azalıyor ve bazen bu o kadar kafaya takılan bir şey oluyor ki, o etiketlenmenin sonucunda anoreksiyaya kadar gidiyor. Çok sağlıksız diyetler uygulayarak kilo vermeye başlıyorlar, onu öyle bir kafaya takıyorlar ki bu sefer anoreksik oluyorlar. Bu nadir bir örnek tabi ama olabiliyor bunlar. Obez çocuklarda genellikle anksiyete, depresyon, kişilik bozuklukları, öz saygı eksikliği, sosyal izolasyonu çok görüyoruz.

OBEZ ÇOCUKLARDA DİYET

OBEZ ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE ZAYIFLAMA DİYETLERİ YAPILABİLİR Mİ?

Belki de diyet değil, sağlıklı beslenme demek lazım. Ayrıca ailenin ekonomik durumuna göre beslenme önerisi vermek lazım. Burada ergenleri işin içine katmak, planlarınıza dahil etmek ve önce ailenin beslenme öyküsünü almak önemli. Sonra orada hatalı giden kısımları yakalamak ve sağlıklı beslenme eğitimi vermek lazım. Buna biz motivasyonel görüşme tekniklerini de katıyoruz, bu o zaman çok işe yarıyor ve burada başarı çok yüksek. Ama sen bu diyeti yapacaksın, bin 500 kalori al dediğin zaman bunun hiçbir işe yaradığını görmedim. Bir hafta uyguluyor, 10 gün uyguluyor, ondan sonra uygulamıyor. Ailenin alışkanlıkları, ailenin ekonomik durumu, bunların hepsinin mutlaka etkisi var.

OBEZİTE İLE AİLENİN GELİR DÜZEYİ ARASINDA BİR PARALELLİK VAR MI?

Ben mesela; obezite reçetesi verirken, ailenin alışveriş alışkanlığını bile sorarım. Bir ailede çok alışverişe alışkın bir baba varsa, çok fazla miktar alınıyor demektir ve çok tüketiliyor demektir. Ebeveynlere alışverişi bile ölçülü yapmalarını öneririm. Bu çok önemli bir şeydir, sürekli sizin dolabınızda atıştırmalık bir şey varsa, masanın üzerinde sürekli kek, kurabiye varsa ister istemez ona yönelirsiniz. Bu en iradeli insan için bile böyledir. Onun için ailenin alışkanlıkları ile ilgili çalışmak gerekiyor.  Sosyoekonomik düzeyi yüksek olan ailelerde biraz fast-food alışkanlığı, çocuğun üzerinde kural koymama gibi nedenlerle obezite var. Sosyoekonomik düzeyi çok düşüklerde, ekonomik nedenlerle obezite var. Ekonomik düzeyi düşükse beslenme zorunlu olarak, karbonhidrat ve yağ ağırlığına doğru kayıyor. Sağlıksız beslenme de obezite yaratıyor. Eğer bilinçli gıda tüketimi konusunda biz sağlıkçılar olarak da öneride bulunursak, aileyi de böyle bir eğitimden geçirirsek ben daha sağlıklı besleneceklerini düşünüyorum. Et alamaz da kurubaklagil, yumurta alır. Onun yerine geçecek şeyleri, onlarla konuşarak halletmek lazım ama sorunuzun karşılığı, sağlıksız beslenme her iki uçta da var.

ÇOCUKLARIN ÇOK FAZLA ABUR CUBUR YEMESİ, İLERİDE OBEZİTE OLMA RİSKLERİNİ ARTIRIYOR MU?

Abur cubur maalesef ki, lezzetli olduğu için fazla yedirtiyor. Alışkanlık yapıyor ve devamlı yemek istiyorsunuz. Bir de bunlarda kötü yağlar kullanılıyor ve lezzet vermek için yapılan katkı maddeleri alışkanlık haline getiriyor. Bu alışkanlıkları sağlıklı beslenmeye çevirmemiz lazım. Eğer atıştırmalık alışkanlığı varsa, sağlıklı atıştırmalık dediğimiz türde atıştırmalık yenmeli. Örneğin, kendi avucuyla günde bir avuç kuruyemiş öneriyoruz. Meyve gibi sağlıklı atıştırmalıkları önermemiz lazım. Bir de fruktoz şurupları var. O aslında insülin direnci yaratan bir şey. Metabolizmaya aykırı bir durum var orada. O nedenle fruktoz şurupları ile yapılan meyve suları ve özellikle fırın ürünlerinden, kurabiyeler de çok fazla mesela, ondan uzak durmamız lazım. Fruktoz şurubu da obezitede ciddi bir tehdit.

OBEZİTE HASTALARI İÇİN BİR TEDAVİ YÖNTEMİ OLAN BARİATRİK CERRAHİ AMELİYATLARI İLE İLGİLİ NELER SÖYLERSİNİZ?

Çocukluk çağı obezitesinin tedavisi için öncelikle uygun beslenme, egzersiz ve davranış değişikliğini içeren kapsamlı bir program oluşturmak gerek. Çok aşırı şişman ve artık tedavi anlamında yapılacaklar tüketilmiş ağır obezitesi olan çocuklarda bariatrik cerrahi uygulaması da bir alternatif olabilir. Bu uygulama belli kriterlere göre yapılıyor, bariatrik cerrahiye konseylerin karar vermesi gerek. Her isteyene yapılmaz. Bir üniversite hastanesi ya da eğitim araştırma hastanesi gibi çok deneyimli merkezlerde, çocuk endokrin, çocuk cerrahisi gibi multidisipliner ekiplerin hastayı izleyeceği yerlerde yapılması gerek. 

Editör: Ezgi Bardakçı