Makbule AKGÜL
“Sanatın iyileştirici ve birleştirici tarafıyla hareket etmek isteyenlerdenim” diyen Hüseyin Ali Doğan ile seramikle olan hikayesini ve çamurun bir nesneye dönüşme yolculuğunu konuştuk.
• Eğitiminiz ve kısa bir özgeçmişinizle başlayalım isterseniz. Hüseyin Ali Doğan kimdir? Bize kendinizi anlatır mısınız?
1983 Karadeniz Ereğli doğumluyum. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde öğrenime başladım ve 2009 yılında mezun oldum. 2006 - 2015 yılları arasında M.E.B. Özel Doğan Sanatevi’nde Güzel Sanatlar Fakülteleri Hazırlığı eğitimi verdim. 2016’dan bu yana belediyeler bünyesindeki meslek edindirme kurslarında ‘Seramik Eğitmeni’ olarak görev aldım. Ayrıca 2010 yılından bu yana kişisel atölyemde eğitim ve danışmanlığın yanı sıra çeşitli kişi ve kuruluşlara yönelik sanatsal çalışmalarıma da devam ediyorum.
Sanat başlangıç sürecimden bahsedecek olursam; lise dönemimden beri önümde rol modeli olan abim Ressam Mehmet Ali Doğan’ın yanında büyüdüm. Kim olacağımı keşfetmeye başladığım bu zamanlarda, onun bulunduğu sanat camiasının içinde yer aldım. Bulunduğum ortam sayesinde sanat vizyonu olarak farklı bakış açılarına sahip sanatçıları gözlemleme imkanım oldu. Üniversite sınav zamanına kadar ne yapacağım hakkında fikirlerim oluşmuştu.
• Seramikle olan hikayeniz nasıl başladı?
Seramik ile ilgili hikayemde yetenek sınavları öncesi gezmiş olduğum sergilerde beni etkileyen üç boyutlu eserlerin etkisi yadsınamaz. Aslında iç mimarlık istediğim bir dönemde üniversitede görev yapan hocamız “neden seramiği düşünmüyorsun?” diyerek, mimari ile üç boyutlu düşünmemi sağlayacak bu zengin ve köklü dili olan sanat alanında yeşereceğim ilk adımı atmama sebep oldu.
“ATÖLYEMDE EĞİTİMLERİN YANI SIRA WORKSHOPLAR DA YAPIYORUZ”
• Genel olarak neler yapıyorsunuz? Atölyenizde ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?
Mezun olduktan sonraki süreçte, herkes gibi sanat yapmak adına yola çıkıp ama yaşamsal döngüyü çevirmek için sanattan uzaklaşsak da alanımdan üretim yapıp yanı sıra eğitimler vererek bugüne kadar geldim. Yakın zamanda artık yenilenmem gerektiği fikrini iyice oturtmuşken yeni atölyemde buldum kendimi... Burada, daha nitelikli eğitimleri ve istediğim sanat faaliyetlerimi hayata geçirmeye başladım. Atölyemi kurgularken; interaktif, yaşayan bir mekan olması gerektiğini ve sanatçı dayanışmasının olduğu, projelerin uygulanacağı bir mekan tasarladım.
Çalışarak ve üreterek hayatın içinde var oluyoruz, bu atölyede de durmak yok! Sırları dahil kendi yaptığım kullanılabilir ve dekoratif ürünlerin satışta olduğu bir alanım da var. Atölyem ayrıca hobi amaçlı eğitim almak isteyen kişilere de açık, burada eğitimler ve günlük workshoplar da yapıyoruz. Hedefim insanları mümkün olduğunca sanata yakın tutup hayat stresinden uzaklaştırmak.
“SERAMİK ÇAMURUNA DOKUNMAK, BİR BEBEĞE DOKUNMA HASSASİYETİYLE AYNI OLMALI”
• Biraz da bize bu sanatın inceliklerinden bahsedebilir misiniz? Belli teknikleri ve özellikleri nelerdir?
Seramik; her ne kadar basit bir tanımla pişmiş toprak olarak adlandırılsa da kendi içinde hassasiyeti ve incelikleri olan bir sanat dalı. Çamurla yeni tanışan öğrencilerime de dediğim gibi, seramik çamuruna dokunmak, bir bebeğe dokunma hassasiyetiyle aynı olmalıdır, size ne söylediğini iyi anlamalısınız. Seramik sanatı eğitimin ve gelişmenin hiç bitmediği bir alan, işin renksel tarafı yani kimyasallarla haşır neşir olma kısmı onları anlayıp yönlendirmek bambaşka bir büyüsel süreç ve bizim en büyük eksikliğimizdir, kendi “sırlarını” yapmak, yani ürettiklerimizi kullanıma hazır hale getirirken tamamının bizlerin elinden çıkmasını sağlamak. Maalesef sanatsal kısmını geliştirebildiğimiz gibi onu da kesinlikle geliştirmemiz gerekmektedir. Bu sebeptendir ki yenilenmeden vazgeçmediğim gibi öğrenmeye de devam ediyorum.
Teknik olarak seramik içinde çok detay barındıran bir sanat; elle şekillendirme, çömlekçi tornası veya seri üretim hepsi kendi içinde farklılıklar barındırıyor.
“SERAMİĞİN İYİLEŞTİRİCİ TARAFI HEP OLMUŞTUR”
• Birçok insan hamurla oyuncak gibi oynamak olarak görüyor ve bu yüzden çoğu kişi rahatlamak için yapıyor bu sanatı. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Evet, rahatlama kısmına katılıyorum ve destekliyorum. Kişilerin kendisine yapacağı en güzel şeydir bence bir sanat dalı ile üretimin hazzını yaşamak. Buna aracı olması bakımından seramik sanatı son dönemde iyice popüler olmuş durumda, geçmişte de olduğu gibi iyileştirici tarafı hep olmuştur. Buna en büyük örnek seramik sanatçısı Füreya Koral’dır. Keşke küçüklüğümde iş teknik derslerinde oynadığım gibi tekrar eğitim sisteminin içinde üretmenin hazzını yaşayan öğrenciler olsa ve seçecekleri mesleklerde etkileri olsa.
• Türk seramik sanatında ve dünyada gelişen seramik sanatı içerisinde hedeflerinizi ve kendinizi konumlandırdığınız yeri öğrenebilir miyiz?
Sanatın iyileştirici ve birleştirici tarafıyla hareket etmek isteyenlerdenim, bilgi ve deneyimi paylaşma kısmı ile üreterek yoluma devam edeceğim.
• Çalışmalarınızı yaparken ne tür referanslar ya da hangi sanatçılar sizi etkiliyor?
Genelde bir düşünce içine girdiğim zaman yaşam içindeki ihtiyaç ya da zorluklar üzerinden ilerler ya da eleştirilerimiz üzerinden şekil ve yön alırım. Etkilendiklerimiz belki farkında olmadan o kadar çok ki, küçükken dinlediğimiz ezgiler mesela; bir Aşık Veysel ezgileri ya da TRT’de Bob Ross’un resim yaparken ki tavrı ya da eski Türk filmlerinde Rüştü Asyalı’nın türkü yorumları bizleri her yönden etkileyen birçok sanatçı var aslında. Alanımla ilgili birçok hocam kıymetlidir, değerlidir ama bölümü kazanıp sonrasında gittiğim sergilerden farkındalık geliştirdikten sonra tanıdığım, Hasan Şahbaz hocam vardır. Başka bir hocamızın sergisinde tanışmıştım, duruşu, meslek içerisindeki eleştirisel bakış açısı, mesleğini her yönüyle sahiplenişi ve öğrencileriyle olan paylaşımlarıyla kendime örnek aldığım bir sanatçı. Şu an Hasan hocam Avrupa müzelerinde ve yarışmalarında adından söz ettiren bir sanatçı, gururla ülkemizi temsil ediyor.
• Çalıştığınız en farklı ve sizi en heyecanlandıran çalışma hangisi?
Tümüyle heyecan barındıran bir mesleğim var. Her teknik kendi içinde keyifli, ürettiklerinizin karşılık bulunup satın alınması en güzel ve heyecan verici taraf ama sanırım bir figür modellerken daha keyif alıyorum.
“İKİ KARDEŞ SERGİ PLANLIYORUZ”
• Yakın zamanda katılmayı düşündüğünüz bir proje ya da serginiz olacak mı?
Şu anda bir proje yok. İlk planda Eylül ayında yeni atölyemin açılışı için abim ressam Mehmet Ali Doğan ile birlikte iki kardeş sergi planlıyoruz, dostlarımızı ve tüm sanatseverleri ağırlayacağımız bir açılış olacak.